Zaman Aşımı mı, İnsanlıktan Aşınma mı..

1993 Sivas-Madımak katliamı davası zaman aşımı gerekçesiyle düşürülmüştür. Binlerce kişi tarafından bir otelin ateşe verilerek, 8 saat boyunca insanların yanarak can vermesinin söz konusu olduğu bir dava böyle karara bağlandı. İnsanlığın utançla anacağı Sivas-Madımak katliamında, adaletin nasıl işlediğini bir kez daha yaşayarak görmüş olduk. Böylece bir katliam davasının kapanacağı düşünülmektedir.

Oysa yaşanan vahşet büyük bir toplumsal yara açmakla kalmamış, başta Aleviler olmak üzere, farklı inanç ve kültürlerden halklarımızı derin bir kaygıya sürüklemiştir. 19 yıldır takip edilen davanın kararı tüm insanlığın pür dikkat izlediği ve sonucunu merak ettiği bir karardı. Mahkemenin, “Sivas-Madımak katliamı bir insanlık suçudur” kararı vermesi, hem Alevileri, hem de Anadolu ve Mezopotamya halkları ve tüm insanlık için bir nefes almayı sağlayacaktı!

Ancak 13 Mart 2012’de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar, insan vicdanında derin bir yara açmıştır. Ve bu karar verildiği andan itibaren insanlık nezdinde hükümsüz kılınmıştır. Kararın hukuki gerekçeleri de sağlam değildir. İnsanlığa karşı islenmiş suçların, kamu görevlisi ya da kamu görevlisi olmayan diyerek kategorize edilmesi ve zaman aşımından düşmesi anlaşılır ve kabul edilir bir durum olamaz. Oysa katliam esnasında kamu görevlilerine göstericilere müdahale edilmemesi konusunda talimat verildiği ve kamu görevlilerinin katliama izleyici olarak iştirak ettiklerini dönemin bürokratlarının söylemlerinden, hatıralarından öğrenmekteyiz.

Sivas- Madımak katliamında kamu görevlilerinin önemli rolü ve payı olmasına rağmen zaman aşımı kararı verilmesi, farklı dillere, inançlara ve kültürlere karşı işlenmiş suçlar konusunda süregelen toleransın devam ettiğini göstermiştir. Devlet gözetiminde yapılan, bir bölümü devlet desteği ile gerçekleştirilen katliamlar karşısında hukukun böyle işlemesi, güvensizliği arttırmakta, birlikte yaşama endişesini de büyütmektedir.

Hrant Dink davasında bunu yaşadık. 16 Mart katliamı, Kemal Türkler cinayeti gibi birçok katliam ve cinayet davası zaman aşımı gerekçesiyle düşmektedir. Birçok tertibin ve kontrgerilla yöntemleriyle gerçekleştirilen katliamın üzeri bu ve benzeri gerekçelerle kapatılmaktadır. Hiç kimse halklarımıza bunun hukuk olduğunu söylemeye ve sineye çekmemizi istemeye kalkmasın!

Mahkeme kararından sonra, Ankara Adliyesi önünde toplanan halka yönelik polis saldırısı, verilen karar karşısında demokratik tepkilerini ifade etmek isteyen;  Sivas-Madımak katliamında çocuklarını, eşlerini yitiren ailelere ve kitleye karşı tahammülsüzlüğün ve pervasızlığın düzeyini göstermiştir.

Hukuksuzluk ve pervasızlıkla toplumu yöneteceğini düşünenler bundan vazgeçmelidirler. AKP Hükümeti, halklara ve inançlara karşı süren ayrımcı ve baskıcı uygulamalara, süren şiddete ve adaletsizliğe son vermelidir.

Bizler Halkların Demokratik Kongresi olarak Sivas katliamının takipçisi olmaya devam edeceğiz.

HDK Yürütme Kurulu
14.03.2012