Türkiye operasyonlar ülkesi oldu. Her sabah yeni bir operasyon haberi ile uyanıyoruz. Dağda, köyde, şehirde her yerde operasyon var. Okulda, işyerinde, sendikalarda, gazetelerde, derneklerde polis ve asker baskınları dinmiyor. AKP Hükümeti’nin “ileri demokrasi”sindeki operasyonlarda her gün onlarca kişi gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor.
Önceki gün gece yarısı helikopter eşliğinde 600 polis tarafından yapılan baskınlarda bu defa hedef ÇHD, Halkın Hukuk Bürosu, İdil Kültür Merkezi, TAYAD ve Yürüyüş Dergisi büroları, evler ve işyerleri oldu. Vinç ve balyoz kullanılarak duvarlar ve kapılar kırılarak yedi ilde yapılan baskınlarda 15’i avukat 85 kişi gözaltına alındı. İnsan hak ve özgürlüklerinin bir kez daha ayaklar altına alındığı bu saldırının gerekçesi ise “yasadışı örgüt operasyonu.”
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Merkezi ve İstanbul Şubesi, Halkın Hukuk Bürosu basıldı. ÇHD üyesi avukatların evleri ve büroları yasalar, hukuk normları yok sayılarak altüst edildi, bürolarında işkenceye, şiddete uğrayan, haksız tutuklananların takip edildiği dosyalara ve bilgisayarlara el konuldu. ÇHD İstanbul Şubesi Başkanı Taylan Talay ve 14 avukat polis zoruyla gözaltına alındı. ÇHD Genel Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’da yurtdışı dönüşü havaalanında gözaltına alındı.
Gözaltına alınanların içerisinde sanatçılar, gazeteciler ve öğrenciler de var. Grup Yorum elemanlarının da gözaltına alındığı operasyonda, yayınlanmak üzere hazırlanan kaset kayıtlarına el konuldu.
Helikopterler desteğinde süren operasyonlara tepki gösteren, bu hukuksuzluğu protesto etmek isteyenler ise TOMA’larla, panzerlerle, tazyikli su, biber gazı ve gaz bombalarıyla susturulmak istendi.
AKP, demokratik hak ve özgürlüklerin kırıntılarını bile kullandırmak istemiyor. Düşünce, basın ve örgütlenme özgürlüğünden söz edenlerden hoşlanmıyor. Biat eden “padişahım sen çok yaşa” diyen bir toplum yaratmak istiyor. Sömürü ve baskı sistemine itiraz eden, emek, barış, özgürlük, eşitlik, sosyalizm lafı edenler düşman kategorisine alınarak hedefe konuluyor; uyduruk gerekçeler, düzmece kanıtlar yaratılarak operasyonlarla ve tutuklamalarla etkisiz hale getirilmek isteniyor. Son operasyonun nedeni de budur.
Türkiye’nin karanlık tarihinin sorumlularını, işlenen binlerce “faili meçhul” cinayetin sorumlularını, Hrant Dink’i katleden JİTEM elemanlarının açığa çıkarılması için bırakın çaba sarf etmeyi, mevcut kanıtları bile değerlendirmeyen hükümet ve mahkemeler, söz konusu devrimci demokratik güçler olunca, olmadık kanıtlar üreterek, operasyon yapmak için tüm kuvvetlerini seferber edebiliyor.
AKP Hükümeti, hiçbir inandırıcı gerekçesi bulunmayan bu tür operasyon, gözaltı ve tutuklamalardan vazgeçmelidir. Demokratik hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engelleri kaldırmalıdır. Başta hukukçular, sanatçılar ve gazeteciler olmak üzere, gözaltına alınan herkes serbest bırakılmalıdır.
HDK Yürütme Kurulu
20 Ocak 2013