BDP-Blok Milletvekili ve Halkların Demokratik Kongresi Divan Kurulu Üyesi Sebahat Tuncel, yıllar sonra cezaevindeyken milletvekili seçilerek tahliye olduğu davadan 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yurtdışına çıkma yasağı da getirilen İstanbul Milletvekili Tuncel hakkındaki bu karar yargının halk iradesine vurduğu bir darbedir.
Barajlara, yasal ve fiili onca engele rağmen halkın desteği ile ikinci dönemde de milletvekili seçilen Tuncel hakkında verilen bu karar siyasidir ve Başbakan Erdoğan’ın “Yargıya söyledik, gereğini yapacak” açıklamasının ardından alınmıştır. Yargı, bu karar ile Başbakan’ın ve AKP’nin direktifleri doğrultusunda davranmakta olduğunu teyit etmiştir.
Tuncel, Kürt, Türk, Ermeni, Arap, Laz, Çerkes, Alevi, Sünni her dilden ve her inançtan halklarımızın, işçilerin, emekçilerin, yoksulların, gençlerin, kadınların desteği ile milletvekili seçilmiştir. Türkiye’de barış ve halkların eşit koşullarda kardeşliği için mücadele eden bir vekildir. Mahkemenin kararı aynı zamanda barış ve eşitlik taleplerine yargı-hükümet işbirliği ile verilen bir cevaptır.
Yargı, evrensel demokratik hukuk ilkelerine göre değil, siyasi anlayışlara göre karar üretiyor. Türkiye’de zaten ağır aksak işleyen yargı sistemi güvenilirliğini tamamen yitiriyor. Yargı sistemi adalet değil, haksızlık dağıtıyor.
HÜKÜMET POLİTİKALARI ÇÖZÜM ÜRETMİYOR
AKP Hükümeti, Kürt sorununda demokratik ve barışçı bir çözüm üretmek yerine eski bildik devlet politikasını devam ettirmeyi seçiyor. Bu politikalar çözüm değil, ölüm üretiyor. Daha dün Bingöl-Muş karayolunda 10 asker daha canını yitirdi, onlarca yaralı var. Onlarca eve ateş düştü. Çok üzgünüz, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Her gün onlarca insanımız ölüyor, onlarca insan yaralanıyor. Toplumda düşmanlık tohumları ekiliyor. Her köşeden ağıtlar yükseliyor. Demokratik haklar birer birer gasp ediliyor. AKP ise, otoriter uygulamaları ile tek parti diktatörlüğüne koşar adım ilerliyor.
Başbakan, kendisine uzatılan barış elini itiyor. Barış mesajlarını duymuyor. Attığı her adımla, konuştuğu her lafla ipleri biraz daha geriyor.
AKP, Meclis’in açılışına hazırlık yapıyor. Ard arda fezlekeler, kararlar hazırlanıyor. BDP-Blok vekillerini düşürmek, cezaevlerine tıkmak, barış için uğraşan, çabalayan herkesin sesini kesmek için uğraşılıyor.
Bu adımların farkındayız ve bu gelişmeler karşısında sessiz kalmayacağız. Halkın seçtiği vekilleri hedef tahtası haline getiren bu anlayışa karşı her türlü demokratik zeminde direneceğiz.
SAĞDUYUYA ÇAĞIRIYORUZ
Türkiye’nin tüm demokrasi ve barış güçlerine, emekçilerine, demokratlarına, aydınlarına, sanatçılarına, vicdan sahibi insanlarına sesleniyoruz: Gelin birlikte bu gidişe ‘dur’ diyelim. Daha fazla kan dökülmesini engelleyelim. Halkların birbirine düşman edilmesine göz yummayalım.
İnsani taleplerin iktidar hesapları ve kibir yüzünden elin tersi ile itilmesine izin vermeyelim. Barış ve çözüm mücadelesini olumlu biçimde sonuçlandıralım. Anadilinde eğitim, anayasal yurttaşlık ve kendini yönetme-özerklik taleplerini gerçekleştirecek siyasal ve anayasal adımların atılmasını sağlayalım.
Meclis’teki partilere, AKP ve CHP’ye sesleniyoruz. Birbirinizle ‘hangimiz daha milliyetçi laflar sarf edeceğiz’ yarışından vazgeçin. Enerjinizi demokratikleşme için kullanın. Aksi takdirde dökülen her damla kanın, susan her yüreğin vebali sizlerin de sırtında olacak.
Sebahat Tuncel’i cezaevine kapatarak Kürt sorununda bir çözüm sağlayacağını uman anlayışlara sesleniyoruz: On binlerce tutuklu, hükümlü, baskı ve zulüm bu sorunda sizin istediğiniz sonuçları dün üretmedi, yarın da üretmeyecek. Gelin, insanca ve eşit koşullarda yaşamak isteyenlerin uzattığı eli tutun.
HDK Yürütme Kurulu
19 Eylül 2012