Talepler Karşılanmalı, Yurt İçi ve Yurt Dışındaki Açlık Grevleri Bitirilmelidir!

Tutuklu ve hükümlülerin baskı ve çekilmez yaşam koşullarını düzeltmek için bedenlerini ortaya koyarak başvurdukları açlık grevleri sağlığı ve yaşamı tehdit ediyor... Osmaniye’den sonra açlık grevindeki tüm tutuklu ve hükümlülerin talepleri karşılanmalı ve açlık grevleri son bulmalıdır.

Gerek tutuklu ve hükümlülerin yurtiçindeki cezaevlerinde, gerekse yurtdışında onlarla dayanışma içinde olanların sürdürdükleri açlık grevleri ve ölüm oruçları kaygı ve endişe boyutuna ulaşmışken, dün Osmaniye Cezaevi’ndeki tutukluların taleplerinin karşılanacağının açıklanması üzerine son buldu.

Ancak, her an yeni bir hak gaspı ve baskı devreye sokulmaktadır. Türkiye’de cezaevi koşulları hiç bir zaman insani olmadı. Örnekler saymakla bitmez. Devlet tutuklu ve hükümlüleri esir gibi görmekten hiç vazgeçmedi. Tutuklu ve hükümlüler bir taraftan cezaevi koşulları nedeniyle mağdur olurken, diğer taraftan siyasi tecrit cezaları ile karşı karşıya kaldılar. Bu koşullar hala düzeltilmiş değil.

Geçtiğimiz gün Osmaniye Cezaevi’nde yaşanan ve tutuklu-hükümlülerin taleplerinin kabulü ile sonuçlanan süreç olumlu bir örnektir. Ancak açlık grevleri bir tek yerde değildir. Diğer cezaevlerinde de süren grevlerin sonuçlandırılması, tutuklu ve hükümlülerin sağlık ve yaşamlarının olumsuz etkilenmemesi için bir an evvel adım atılmalıdır.

Kürt siyasetçilerin, gençlerin, milletvekillerinin, belediye başkanlarının, belediye meclisi üyelerinin, BDP’nin çeşitli düzeylerdeki yöneticilerinin, sendikacıların, avukatların, insan hakları aktivistlerinin, sayıları 6000’i aşan insanın tutuklanmış olması kabul edilebilir değildir.

Öte yandan Abdullah Öcalan’a karşı İmralı Cezaevi’nde yaklaşık 8 aydır sürdürülen insanlık dışı tecrit uygulaması da Kürt toplumunda derin yaralar açmakta, cezaevlerinde gerilimi ve duyarlılığı arttırmakta ve kabul edilemez bir durumun sürmesine neden olmaktadır.

Hükümete, Meclis’te grubu bulunan partilere, insan hakları kuruluşlarına, demokrasi ve barış güçlerine bir kez daha çağrıda bulunuyoruz.

- Cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamalara bir an evvel son verilmesi; Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit uygulamasının bir an evvel sonlandırılması için adım atılmalıdır.

- Kürt sorununda çözüm için müzakerelerin başlaması ve diyalog ortamının gelişmesi için zaman geçirmeden adım atılmalıdır.

Unutulmamalıdır ki, yitirilecek her can yaşanan acıları büyütecektir. Osmaniye bir başlangıç olmalıdır. Diğer cezaevlerinde de sorunların aşılacağı ortam bir an evvel yaratılmalıdır. Atılacak adımların, yurtdışında devam etmekte olan açlık grevlerini de sonlandıracağı görülmeli ve ölümlere engel olunmalıdır.

HDK Yürütme Kurulu
13.04.2012