Yüzlerce çocuk, kadın, erkek, korumasız sivil insan katledildi. Suriye’deki vahşi iç savaş bir kez daha insanların canını aldı.
Kimyasal kullanılan bu katliamı kim gerçekleştirmiş olursa olsun, onları lanetliyoruz. Bu insanlık suçunu işlemiş olanlar kimlerse, er geç ortaya çıkarılmalı, uluslararası mahkemede yargılanmalıdır.
Ortadoğu’da kimyasal ilk kez kullanılmıyor. Yıllar önce Halepçe’de Saddam Kürt halkına karşı kimyasalla saldırmıştı. O zaman da Saddam’a kimyasal silahları verenler yargılanmadı. Halbuki kimyasal kullanmak da, üretmek de, satmak da, stoklamak da suçtur.
O dönemde Saddam’a kimyasalları satanlar veya verenler, Suriye’ye de satmış veya vermiş olanlardır. Suriye’de süren iç savaşın ardındaki emperyal güçler, hangi tarafta yer alırlarsa alsınlar, bu durumun sorumlusudur.
Suriye’deki vahşi iç savaştan sivil halk, kadınlar, çocuklar acı çekiyor. Yüzbinlerce insan yerini yurdunu terk etti. On binlerce insan öldü. Bu kanlı iç savaşın kazananı olmayacak; kaybedeni ise Suriye’nin mazlum halkları oluyor.
Daha dün, Suriye Kürdistanı’nda, Rojava’da El Kaide ve El Nusra çetelerinin sivil Kürt halkına yönelik saldırılarına ve katliam yapmasına sessiz kalan, hatta onlara lojistik destek veren AKP Hükümeti’nin tutumu samimi değildir. Çetelere sınırları açan, tıbbi ve insani yardıma ise sınırları kapatan bu siyasi iktidar, yanlış ve çıkarcı bölge politikaları ile Suriye’de yaşananlara ortak oluyor.
Suriye’de barış olması için demokrasiye, demokrasi olması için eşitliğe ihtiyaç var. Olması gereken, farklı kültürlerin, inançların, halkların ve dillerin eşit şekilde temsil edilmesini sağlayacak çoğulcu bir demokrasidir.
Halkların Demokratik Kongresi olarak, dün olduğu gibi bugün de Suriye’ye yönelik her türlü askeri müdahalenin karşısındayız. Kardeş Suriye halklarının barış ve eşitlik içinde yaşamaları için onlarla dayanışma içindeyiz. Desteğimiz sadece ve sadece demokrasi, özgürlük, eşitlik, barış ve adalet isteyenleredir.
HDK Yürütme Kurulu
22 Ağustos 2013