Demokrat ve vicdan sahibi her insanı kaygılandıran ve harekete geçiren açlık grevleri 68. gününde sona erdi. Türkiye’nin aydınları, emekçileri, demokratları, işçileri, yazarları, sendikacıları, siyasi parti üyeleri, vicdan sahibi her bireyin açlık grevcilerinin taleplerinin duyulması, anlaşılması ve yerine getirilmesi için çabaladığı süreç ölümler olmadan sonlandı.
Barışçı yaklaşım, halkların eşit kardeşliğinden yana olan anlayış hakim oldu. Açlık grevcilerinin insani, demokratik ve barışçı talepleri kamuoyunda duyuldu, anlaşıldı ve bu taleplerin takipçisi olacakların sayısı arttı.
Şimdi bu taleplerin gerçekleştirileceği, verilen sözlerin tutulacağı ve açlık grevinde olanların sağlıklarına kavuşacakları zamanı yaşıyoruz.
Öncelikle Meclis’te anadilinde savunma hakkının zeminini oluşturacak yasanın kadük ve kullanılamaz hale getirilmeden çıkarılması gerekiyor. Hazırlanan tasarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uyumlu olması Meclis’in ilk dikkat etmesi gereken konudur. Keza tasarıda kriterleri tarif edilmemiş muğlak kavramlarla hakkın kullanılmasını engelleyecek ifadelere yer verilmemelidir.
Anadil hakkı evrensel ve demokratik bir haktır. İnsan hakkı ve onurudur. Anadilinde eğitim hakkı da böyledir ve bu doğrultuda gerek anayasal gerekse yasal değişikliklerin yapılması, anadilinde eğitimin altyapısının hazırlanması için adımlar atılmalıdır.
Ve en önemlisi Kürt sorunu açısından demokratik, barışçı ve adil bir çözüm geliştirme zamanıdır. Daha fazla kan akmasına toplumların tahammülü kalmamıştır. Halklar arasında daha fazla yabancılaştırıcı, birbirinden uzaklaştırıcı, düşmanlaştırıcı gelişmelerin yaşanmasına göz yumulamaz.
Barış ve çözüm için atılacak adımlar bellidir. Adil bir çözüm için talepler de bellidir. Yasal ve anayasal değişiklikler için BDP-Blok vekilleri Meclis’teki çalışmaları sürdürmektedir.
Ancak bu yeterli değildir. Silahların susması, siyasetin konuşması, Kürt sorununda çözüm üretilmesi için Abdullah Öcalan ile müzakerelerin gerçekleştirilmesi en gerçekçi ve sonuç alıcı adım olacaktır. Bu amaçla daha önce yapılmış olan görüşmelerin tekrar yapılması ve olumlu bir şekilde sonuçlandırılması elzemdir.
Halkların Demokratik Kongresi olarak açlık grevi yapmış olan tutuklu ve hükümlülerin taleplerinin takipçisi olacağız. Bunların gerçekleşmesi, halkların eşit koşullarda birlikte bir gelecek kurmaları için barış ve demokrasi mücadelemizi sürdüreceğiz.
HDK Genel Meclisi
20 Kasım 2012