Panel: Ekonomik Kriz ve Yansımaları

Panel / İstanbul / 02.11.2019

“Aynı gemide değiliz, kriz var” kampanyası kapsamında İstanbul Meclisimizin düzenlediği ve Bakırköy Mimarlar Odası Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan ve HDK Emek Meclisi üyesi Ebru Yıldırım katıldı. 


HDP milletvekili Garo Paylan, demokratik tercihler yerine güvenlikçi tercihlerin ortaya konulduğunu belirterek, “Bunun sonunda kaynaklarımız silaha, savaşa gitti. Bunun sonucunda yoksul kesimler bir anda ekonomik krizin içine düştü” dedi.
 
2020 merkezi yönetim bütçe görüşmelerinin halkın gündemine sokulmadığını dile getiren Paylan, “Oysa bütçeler bir ülkenin vicdanıdır. Maalesef AKP iktidarları son dönemlerde vicdansız ve adaletsiz bütçeler yapıyor. Ekonomi büyüdü diyorlar ama şunu sormak lazım kim büyüdü. Büyüyen bir avuç insandı. AKP döneminde yurtdışından 500 milyar dolarlık bir kaynak geldi. Bu kaynaklar betona, saraylara gömüldüğü ve yandaşlara aktarıldı” diye konuştu. 
 
Paylan, 2020 merkezi yönetim bütçe kanun teklifindeki gider kaynaklarının vicdansız ve adaletsiz dağıtıldığını da ifade etti. Paylan, “Bütçenin bütün gelir kaynakları yoksullardan alınıyor. Mesela yeni bir basamak getirdiklerini söyleyerek, vergilerde en üst basamağı yüzde 35’den yüzde 40’a çıkarıyorlar. Fakat en üst basamağı yüzde 80’e de çıkarsalar zenginler istemediği zaman vergi vermiyor. Vergi idaresi iktidarın elinde istediğini denetliyor, istediğini denetlemiyor. Bu sayede etkin bir şekilde çok kazanandan vergi alınmıyor. Vergi kaynaklarımız tamamen dolaylı vergiler üzerine alınıyor” ifadelerini kullandı. 

 
AKP’nin özellikle çözüm sürecini terk ettiği 2014 yılından sonra krizin daha da arttığını vurgulayan Paylan, şöyle devam etti: “Demokratik tercihler yerine güvenlikçi tercihler ortaya konuldu. Bunun sonunda kaynaklarımız silaha savaşa gitti. Bunun sonucunda yoksul kesimler bir anda ekonomik krizin içine düştü. Yani ekonomik krizin faturası halka kesildi. 2014 yılı bütçesindeki güvenlik harcamaları 40 milyar TL’ydi. Bu rakam 2019 yılında 160 milyar TL’ye yükseldi. Türkiye güvenlikçi politikalar yerine barışçıl bir politika izlese arada ki bu fark ile emeklilikte yaşa takılanların sorunları çözülebilir, atanmayı bekleyen öğretmenler atanabilirdi.” 

Hükümetin 2020 yılı için yüzde 5 büyüme hedefi koyduğunu hatırlatan HDP’li vekil, “Türkiye ekonomisinde belki geçici olarak yüzde 2-3 büyüme olabilir. Ama bu büyüme zenginleri daha da zenginleşecek, yoksullar nispeten düşen krediler ile daha fazla borçlandırılacak. Böylece neoliberal çarklar yeni bir kriz gelene kadar döndürülecek” şeklinde ifade etti. Bütçe planına göre enflasyonun yüzde 9 hedeflendiğini belirten Paylan, “Bu hesaba göre emekliye, işçiye yüzde 8 zam veriyor, o da alabilirse. Özel sektörde çoğu patron krizi bahane ederek bu zammı da vermiyor. Yoksulların maaşları elektriğe, doğalgaza, ulaşıma gelen zamlarla enflasyon karşısında eriyor. Alım gücü eriyenlere önerilen ise bankalardan kredi çekmeleri yani borçlanmaları. Büyümeyi bu şekilde işçileri sömürerek yapmayı düşünüyorlar” dedi. 


HDK Emek Meclisi üyesi Ebru Yıldırım ise, konuşmasında AKP’nin 17 yıllık süreç içerisinde batıda talan edilmiş bir ülke oluşturduğunu kaydetti.
 
Bu süreçte hizmet sektörünün tamamen özelleştirildiğini vurgulayan Yıldırım, “Devlet özellikle eğitimden elini tamamen çekmiş durumda. Sadece inşaat üzerinden kendini var etmiş olan iktidar döneminin, çocuğunu devlet okuluna gönderenlerin çocukları hiçbir eğitim alamayacak. Öğrencilerin yüzde 10’luk kesim milli eğitim bakanının tabiriyle nitelikli okullara yerleşirken, geriye kalan öğrenciler ise herhangi bir okula yerleşiyor. 20 yıl sonrası için yüzde 10’luk kesimi kendisine yönetici olarak yetiştiren iktidar, diğer kesimi ise ucuz emek gücü olarak kullanacak” dedi. 
 
Bugün neolibiral politikaların ilk çıkış yerinde isyanların patlak verdiğine dikkat çeken Yıldırım, “Şili, Arjantin’deki isyanlara baktığımızda bunlar örgütsüz karşı çıkışlardır. Dolayısıyla tüm bu olup bitenlere kendi ülkemizden de baktığımız zaman emperyalizmin karşısındaki örgütsüzlük, bu neoliberal politikalara karşı ne yanıt verir sorusunun cevabını bulamadık. Ortadoğu’da başlayan savaşın, tamamen emperyalistlerin karını devam ettirmek üzere başladı. Kayyumlar meselesi de salt milliyetçilik ile açıklanacak bir mesele değil, özellikle Suriye sınır bölgesinin AKP elinde olması gerekiyordu. Bu bölgede dağıtılan rantın AKP’nin eline geçmesi gerektiği için böyle bir hamle yapıldı” diye konuştu.
 
Panel, soru-cevap bölümüyle sona erdi.

Kaynak: MA