"Aynı Gemide Değiliz, Kriz Var" kampanyamız kapsamında 1. Bölge meclisimiz, Ataşehir'de bir panel düzenledi. Panelde konuşan HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu, “Bugün yalnızca ekonomik bünyede değil, siyasi ve sosyal bünyede de kriz içindeyiz” dedi.
Katırcıoğlu, krizin yalnızca ekonomik olarak değil siyasi ve sosyal boyutları olduğunu belirterek "Bugün yalnızca ekonomik bünyede değil, siyasi ve sosyal bünyede de kriz içindeyiz. AKP'nin oluşturduğu kutuplaştırma sonucu oluşan bir siyasi problem var. Özellikle Kürtler bağlamında bu kriz daha da derinleşiyor" dedi. Türkiye'deki ekonomik krizin tarihsel kökeninden de bahseden Katırcıoğlu, AKP'nin iktidara ilk geldiği yıllarda başarılı gibi görünmesinin asıl sebebinin o yıllarda ekonomide yüzde 7'lik bir büyüme yakalanmasından kaynaklandığını söyledi.
AKP'nin serbest piyasa ekonomisinin gerekliliklerine aykırı bir politika izlediğini kaydeden Katırcıoğlu, "Erdoğan Merkez Bankası hakkında bir sorun yaşadı, tüm ülkeye yaşattı. Serbest piyasa ekonomisini benimsemiş hiçbir ülkede böyle bir adım atılmaz" diyen Katırcıoğlu, "Damadını işin başına geçirdi, sürekli 'Yeni Ekonomi Programı' yapıp duruyor. Programa baktığımızda da inandırıcı hiçbir yanı yok" diye konuştu. Yeni getirilen 2020 Merkezi Yürütme Bütçe Kanun teklifiyle bütçenin 1 trilyonun üzerinde olduğuna değinen Katırcıoğlu, "Hükümet bu bütçeyi toplayacak evet, önümüzdeki yılı dengelemek adına zaten olan yüksek vergileri daha da arttıracaklar. Bu IMF'nin kemer sıkma programının aynısıdır" diye konuştu.
"Erdoğan yediği seçim darbesinden sonra işleri düzeltmek adına Suriye'ye saldırdı. Son şans olarak bu savaşla yaratacağı iklimle yeniden seçilebilme ihtimalini yakalamak istiyor. Kendi ülkesinde Kürt sorunu çözemeyen iktidar, Suriye'de Kürtlere karşı bir müdahalede bulunuyor. Kendilerine göre gerekçesi beka sorunu. Bir tek insan bile olsa onun hayatına değebilecek bir savaş değil bu" dedi.
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ise, krizin her anlamda derinleşerek daha hissedilir hale geldiğini ve bu süreçte hukukun askıya alındığını belirtti. Özellikle bu dönemlerde ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakları özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğünün kısıtlandığını ifade eden Yoleri, "Böyle dönemlerde şiddet, işkence, gözaltı ve tutuklamalar artıyor. Hatta Türkiye'nin yeni girdiği bu savaş sonucunda sosyal medya hesapları üzerinden yüzlerce insan gözaltına alındı, soruşturmalar açıldı" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizin, siyasi krizi de tetiklediğini ve bunun sonucunda birçok hukuksuzluğun yaşandığını sözlerine ekleyen Yoleri son olarak, “Tıpkı 90'larda yaşadığımız şeyler yaşanıyor. Beyaz toroslardan siyah transporterlara geçildi. İnsanlar bu arabalarla kaçırılıyor, saatlerce bu arabalar içinde işkence ediliyor sonrasında bir yol kenarına atılıyor. Yine kimliği belirsiz gruplar ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Konuşmaların ardından panel soru cevap bölümü ile son buldu.