Dün Kürtler, bugün Suriyeliler, Afganlar…
Göç olgusu kapitalizmin tarihi boyunca süregelmesine karşın, son on yıllarda yaşanan toplumsal gelişmelere bağlı olarak daha kitlesel hale gelmiştir. Bu nedenle, kapitalizm, başkaca şeylerin yanı sıra, yol açtığı göç ve mültecilik sorunuyla da ele alınması, irdelenmesi ve eleştirilmesi gereken bir sistem.
Dün Kürtler yerinden edildi, milyonlarca insan köyünden, kentinden uzakta, geçim araçlarından yoksun bırakıldı; dışlandığı ve engellendiği kentlerde yaşamak zorunda kaldı. Bugün de Suriyeliler, Afganlar ve başka uluslardan insanlar benzer koşullarda yaşıyor.
Çeşitli gerekçelerle yaşadıkları mekanlardan başka bir yere gitmek, başka yerlerde yaşamak zorunda kalanlar, gittikleri coğrafyalarda can güvenlikleri tehdit altında, en temel kamusal hizmetlere erişme olanakları olmadan, sağlık ve asgari iş güvencesinden yoksun, asgari insan hak ve özgürlüklerinden mahrum koşullarda yaşamak ve çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Kadın, çocuk ve lgbti+’ların tüm bu koşullardan daha fazla etkilendikleri, daha fazla ayrımcılığa maruz kaldıkları açıktır.
Bu durum iç politika meselesi olarak sürekli gündemde tutulmakta; ırkçı, milliyetçi politikalar için de bir gerekçe olarak kullanılmaktadır.
Sınıfsal, ulusal-etnik, cinsel, kültürel, ekolojik vb. çok katmanlı sonuçlar ve sorunlarla karşı karşıya olduğumuz gün gibi ortada. Nitekim, sempozyumumuzun ana teması olan Suriyeli mülteciler konusunu, tam da bu katmanlılığı yansıtacak spesifik başlıklar altında ele almak ve tartışmak istiyoruz.
Sempozyumumuzla, bu durumun ve sorunun hem tarihsel kaynaklarına yeniden ışık tutmak hem de 21. yüzyıl gerçekliği içinde gelişen boyutunu masaya yatırmak istiyoruz.
Halkların Demokratik Kongresi, tüm bu sorunların çözümünün mümkünlüğüne mütevazı da olsa düşünsel bir katkı sunma amacı ve kendi gündemimiz haline gelmesine hizmet edeceği inancıyla bu sempozyumu düzenlemektedir.