Milli Eğitim Bakanı'na; zihinsel engelli diye rehabilitasyon merkezine gönderilen göç mağduru çocuklar hakkında

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıda belirtilen sorularımın Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 11.03.2013

A.Levent TÜZEL
İstanbul Milletvekili


İstanbul’da göçle oluşan ve genelde Kürt kökenli yurttaşların yoğun yaşadığı bölgelerde kurulu rehabilitasyon merkezlerinde Keje Bêmal isimli yazar tarafından, “engelli çocuklarda ana dilde eğitim hakkı” üzerine yürütülen bir çalışma geçtiğimiz günlerde çeşitli basın organlarında haberleştirilmiştir. Habere göre, zihinsel engelli diye rehabilitasyon merkezine gönderilen göç mağduru çocuklarla ilgili çok büyük yanlış yapıldığı, konuşulan çocukların çok büyük bir kısmının herhangi bir engelinin olmadığı, her türlü fiziksel aktiviteyi gayet normal yerine getiren, neşeli, eğlenceli ve enerjik çocuklar olduğu belirtmektedir.

Araştırmaya göre, göç etmiş Kürt ailelerinin çocuklarının anadili sorunu nedeniyle, adapte olamadığı okullardan özel eğitim kurumlarına zihinsel engelli ya da hafif zihinsel engelli tanısı ile sevk edildiği anlaşılmaktadır. Özellikle batı illerindeki rehabilitasyon merkezlerinde Kürt kökenli çocukların yoğun olması, özellikle anadili ve eğitim dili bariyerine takılan ve ciddi travmalar yaşayan çocukların dil öğrenmelerini sağlamak yerine rehabilitasyon merkezlerine yönlendirildikleri iddialarını güçlendirmektedir.
Kürtçe bilmeyen eğitmenlerin, Türkçe bilmeyen Kürt çocuklarını eğitmesinin sonucunda, çocukların iki dilde de kendilerini ifade edemediklerini ve yaşamlarındaki sıkıntıların çoğunun buradan başlayan yanlışlıklar silsilesi nedeniyle yaşadıkları ifade edilmektedir. 

1999 yılından itibaren Zihinsel Yetersiz Çocukları Koruma Vakfı adına 20 ilinde örgütlü vakfın rehabilitasyon merkezinde sorumlu olan işitme ve zihinsel engelliler öğretmeni, uzman, dil ve konuşma terapisti Mehmet Rojda Oruç tarafından, “bu çocukların Kürtçe bilen uzmanlarca, Kürtçe tanılama bataryalarının zeka testlerinin oluşturulması ve buna göre gerçekten zihinsel engel seviyelerinin tespit edilmesi ve anadilinde eğitim almaları gerektiği” ifade edilmektedir.
 Bu bağlamda;

1.    Özel Eğitimcilerce, merkezlerde bulunan çocukların çoğunun dil problemi yüzünden kendini ifade edemediği ve bu nedenle bu merkezlerde olduğu söylenmektedir. Çocuklara hangi bilimsel bulgular ve tıbbi tanılar üzerinden “zihinsel engelli” raporu verilmektedir? Tıbbi bir tanı konulmamış ise, konulması gerekmez mi?

2.    “Zihinsel engelli” raporu, testler üzerinden veriliyor ise, hangi dilleri bilen profesyonel kadrolar bu testleri çocuklara uygulamaktadır? Bu çocuklara Kürtçe bilen uzmanlarca tanı testlerinin yapılması yönünde bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

3.    Rehabilitasyon merkezlerine hangi tür zeka sorunu yaşayan çocuklar gönderilmektedir?

4.    Çocuklara tanıyı koyan raporların yeniden değerlendirilme sıklığı nedir? Raporların değişmesi halinde, önceki zihinsel engelli raporu, iş yaşamında bu çocukların karşılarına çıkarılacak mı?

5.    Bu travmayı yaşayan çocukların akranlarını (sosyal anlamda) yakalaması mümkün mü? Bu çocukların yaşadığı travmanın nasıl tedavi edilmesi planlanıyor?

6.    Türkiye’de kaç “özel eğitimci” yetiştiren fakülte ve yüksekokul bulunmaktadır? Bugüne kadar kaç mezun vermiştir? An itibariyle kaç “engelli öğretmeni” özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde görevlidir? Bunların kaçı 4 yıllık Eğitim Fakültesi mezunudur?

7.    Eğitim fakülteleri bünyesinde özel eğitim bölümlerinin sayısının arttırılması düşünülmekte midir?

8.    Özel eğitim merkezleri hangi sıklıkla denetlenmektedir? Bu merkezlerde görevli personel ve uzman özel eğitimciler mesleki ve pedagojik formasyon bakımından yeterli midir?

9.    Üç haftalık sertifika programlarıyla “özel eğitim merkezlerinde çalışan engelli öğretmeni uygulamasına son verilmesi düşünülüyor mu?

10.    Türkiye’de il bazında ve toplam olarak kaç özel özel eğitim merkezi bulunmakta ve bu merkezlere yönelik devlet tarafından uygulanan muafiyet ve teşvikler nelerdir?

11.    Fiziksel ve zihinsel gelişimi normal iken, “çatışmalı ortamdan”, köyünden, kasabasından göç etmek zorunda kalan çocukların Türkçeyi iyi konuşamıyor diye; “zihinsel engelli” muamelesi görmesi, değerlendirilmesi hangi bilimsel, demokratik eğitim sistemiyle izah edilebilir?

12.    Milli Eğitim sistemi içerisinde bilimsel, tüm çocukların nitelikli eğitim alabilmeleri bakımından Türkçe ile birlikte, anadilinde eğitim-öğretim yapılması pedagojik bakımdan rasyonel ve bilimsel değil midir? Bakanlığınızın bu yönde çalışması var mı?