Marmara Üniversitesi'nde akademisyenlere uygulanan baskı ve cezalar hakkında


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Aşağıda belirtilen sorularımın Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 

Levent TÜZEL
İstanbul Milletvekili


Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikasınca (Eğitim Sen), üniversite ve akademisyenlerin, önceki yıllar bir tarafa, özellikle 2007’den itibaren, YÖK, rektörlükler, dekanlıklar ve diğer tüm yönetim birimlerinin uygulamalarıyla baskı altına almaya çalışıldığı, bu baskılardan en çok sendikalarının üyeleri, işyeri temsilcileri ve yöneticileri olduğu ifade edilmektedir.
Marmara üniversitesinde, önce, Eğitim Sen 6nolu İstanbul Üniversiteler şubesi yöneticisinin, ardından, İletişim Fakültesinde 8 öğretim elemanının görev sürelerinin mevzuata ve içtihada aykırı olarak 6 ay uzatıldığı belirtilmektedir.
KESK tarafından 4–5 Haziran 2013’te, Gezi Parkı direnişi esnasında almış olduğu “İnsanca Yaşam, Güvenceli İş ve Gelecek” talepli ve ülke çapındaki polis şiddetini protesto etmek üzere gerçekleştirilen iş bırakma eylemi gerçekleştirilmiştir. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden iş bırakma eylemine katılan Eğitim-Sen üyesi on bir araştırma görevlisi hakkında Marmara Üniversitesi Rektörlüğü tarafından disiplin soruşturması yürütülmüş ve 8 öğretim görevlisine 24 ay kademe ilerlemesinin durdurulması disiplin cezası verilmiştir. Gezi Parkı eylemleri sırasında Ankara’da Ethem Sarısülük’ün ölümüne neden olan polis memuruna da benzer bir şekilde 24 ay kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmiş olması, idarenin "suç" ve "ceza" anlayışının ne kadar çarpık olduğunu göstermektedir. Ayrıca, soruşturma sırasında üniversite yönetimince akademisyenlere “sendikayı karıştırma sana az ceza verelim, git biraz düşün yeni bir savunma yaz” denildiği de iddia edilmektedir.

Türk Ceza Kanunu’nun 118 inci maddesinde “Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” denilmektedir.
Konuyla ilgili olarak;
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinde, akademik personelin anayasal, demokratik ve sendikal haklarını kullanmaları, sendikalarının kararları doğrultusunda eyleme katılmaları, hangi mevzuata göre disiplin suçu oluşturmaktadır?
İlgili öğretim elemanlarına, Eğitim Sen üyesi olmaları ve sendikalarının üyesi olduğu KESK’in kararı doğrultusunda eyleme katılmaları nedeniyle, 24 ay kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesi, sendikal hakkın kullanılmasının engellenmesi değil midir?
İletişim Fakültesi’nde Eğitim-Sen üyesi 8 öğretim elemanının görev sürelerinin 6 ay süre ile uzatılması; mevzuata, içtihada ve akademik teamüle uygun mudur?
Marmara Üniversitesinde, Eğitim Sen Yöneticisi ve üyelerine yönelik mobbing uygulandığı doğru mudur? Sendikal hakların kullanımı engelleyen üniversite yönetimi hakkında soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?
Marmara Üniversitesinde kampüskart uygulamasıyla on binlerce öğrenci, akademik ve idari personelin bilgilerinin, kişilerin izni alınmadan bir bankaya verilmesinin yasal dayanağı nedir?
Öğrenci kulüplerinin usulsüz bir şekilde kapatıldığı, izinli etkinliklerin dahi tehditlerle iptal edildiği iddiaları doğru mudur? Doğru ise, gerekçesi ve yasal dayanağı nedir?
Öğretim elemanları ve üniversite bileşenlerinin eleştirel düşünceleri, akademik çalışmaları, politik ve sendikal faaliyetleri sebebiyle baskı, soruşturma ve disiplin cezalarıyla karşı karşıya kalmalarını önlemek, ifade özgürlüğü ve akademik özgürlüğü garanti altına almak üzere yeni bir yasal çalışmanız mevcut mudur?
1980-2002 ile 2002-2014 yılları arasında akademisyenlere yönelik açılan idari soruşturma sayısı ve verilen disiplin cezaları nedir? Bu soruşturmaların yıllara göre dağılımı nedir?

11.10.2014