Kentimizi de kendimizi de biz yöneteceğiz…


Halkların Demokratik Kongresi olarak, aylar önce başlattığımız seçim stratejisi tartışmalarını sonuçlandırdık ve bugün yerel seçim çalışmalarının startını veriyoruz. HDK olarak, bileşenlerimizle birlikte yürüttüğümüz tartışmalar sonucunda, Türkiye’deki tüm yerel yönetim birimlerinde, kazanma iddiasıyla seçimlere girme kararı aldık. 

Yerel seçimlere, bölgede BDP, batıda HDP ile giriyoruz. HDP ve BDP, politik iddiamızı hayata geçireceğimiz ortak adreslerimizdir. Her iki partinin elde edeceği başarı, toplam başarımız ve ortak kazanımlarımız olacaktır. 

Örgütlenme, propaganda, aday belirleme gibi seçim sürecinin tüm çalışmalarını, HDK bileşeni partiler, siyasi gruplar, örgütler, kadınlar, bağımsız bireyler, inanç grupları, gençlik hareketleri, farklı kimlik ve kültür temsilcileri olarak çoğulculuğumuz ve zenginliklerimizle hep birlikte örgütleyecek, hep beraber hayata geçireceğiz.

HDK’nin temel politikalarından biri olan yerelden ve yerinden, demokratik ve özerk yönetim anlayışını, bu yerel seçim sürecinde gerçekleştirmekte ve demokratik yerel yönetim birimlerini geliştirmekte kararlıyız, iddialıyız. HDK bileşenlerinin geçen yerel seçimlerde kazandığı 100 belediyede elde ettikleri yerelden ve yerinden yönetim deneyimlerini daha ileriye taşımak iddiasıyla hareket ediyoruz.

Başta Kürt sorunu olmak üzere tüm kimlik ve inanç sorunlarımızı; demokratik birlik, eşitlik ve özerklik hukuku içerisinde çözmeyi temel bir yaklaşım olarak benimseyen HDK, bu seçim sürecinde DEMOKRATİK ÇÖZÜMÜN adresi olacaktır. Savaş ve çatışma politikalarının yerine, halkların eşit, özgür ve gönüllü birliğinde ısrar edeceğiz. 

BDP ve HDP’nin bu yerel seçimlerde elde edeceği başarılı sonuçlar, demokratik, özgür, eşit ve gönüllü birliğin teminatı olacaktır. Yine BDP ve HDP’nin başarısı, barışın ve demokratik çözümün de güvencesi olarak, tüm Türkiye toplumunu, barışa bir adım daha yakınlaştıracak, Ortadoğu’da halkların kardeşliğini geliştirip, güçlendirecektir.

Türkiye demokratik muhalefetinin dağınık ve parçalı oluşu, statükocu, rantçı ve otoriter siyasal partiler karşısında, toplumu demokratik seçenekten yoksun bırakıyor. HDK bu gidişata “dur” diyecek demokratik seçeneğin kendisidir. 

Şimdi bu ortak mücadele ve birlikte kazanma seçeneğini büyütme zamanıdır. Şimdi; çevre ve ekoloji hareketlerinin, Alevi örgütlerinin, kadın hareketlerinin, aydınların, işçilerin ve sendikaların, gençlik hareketlerinin, meslek örgütlerinin, farklı inanç gruplarının, engelli örgütlerinin, emeklilerin ve işsizlerin, sanatçıların, LGBT örgütlerinin, demokratik yöre derneklerinin, sivil toplum örgütlerinin ve farklı kimlik ve kültür temsilcilerinin güçlerini, enerjilerini birleştirme ve kazanma zamanıdır. 

Bizler, hem iktidar hem de bazı muhalefet partilerinin sıkı sıkıya savundukları merkezi vesayetçi yönetime karşı yerelin isyanı olan ve Gezi Direnişi’nde buluşan bu dinamiklerin ortak sesi ve kürsüsü olacağız. Çünkü Gezi Direnişi’yle açığa çıkan tam da HDK’nin demokratik, yerel ve yerinden yönetim anlayışıdır. Yerel, artık merkezin tebası olmak istemiyor. ‘Kendimizi de kentimizi de biz yöneteceğiz’ talebini yükseltiyor. 

Biz de bu anlayışı geliştirmeyi ve başarıya kavuşturmayı bir sorumluluk olarak kabul ediyoruz. Gelin hep beraber bu iddiamızı gerçekleştirelim, yerel demokrasiyi inşa edelim, yaşam alanlarımız hakkında karar verme yetkisini elimize alalım. 

Halklarımız, neo liberal politikaların temsilcisi olan iktidar partisi ile ulusalcı-milliyetçi politikaların temsilcisi olan muhalefet partilerine mahkum değildir. Karşılıklı olarak birbirini besleyen bu iki odağın arasına sıkışmayacağız. Yaşam alanlarımıza ve kentli haklarımıza yönelik tahribat ve saldırıdan, belediyelerin imkanlarının yandaş şirketlere peşkeş çekilmesinden rahatsız olan herkes için yeni bir demokratik yolu, özgürlükçü ve eşitlikçi bir halk seçeneğini büyütmekte kararlıyız. Gelin bu başarı hepimizin eseri olsun. 

Adaylarımızı belirlerken, toplumun farklı inanç, dil, kültür ve kimliklere sahip olan halklarının, ötekileştirilenlerin, ezilen ve sömürülenlerin, kadınların, gençlerin, işçilerin, emekçilerin, LGBTlerin, ücretli çalışanların, engellilerin temsil hakkını esas alacağız. 

Adaylar demokratik işleyişler ve mekanizmalarla, yerellerin özgünlüklerine uygun olarak, halk tarafından yerellerde belirlenecek. 

Hedeflerimiz çok açık: 
- Yerinden ve yerelden yönetimi, demokratik bir yerel yönetim modelini geliştirmek, böylece yerel demokrasiyi güçlendirmek ve özerk meclisler idari yapısının tüm toplumda benimsenmesi için mücadele etmek; 
- Doğrudan demokrasi ilkelerine uygun olarak, katılımcı yerel yönetim modelini yerleştirmek; 
- Bütçesini halkın belirlediği, rantı ve hırsızlığı, taşeronlaştırmayı önleyen belediyeciliği geliştirmek; 
- Yerel yönetimlerde toplumsal cinsiyet eşitliğini ve ekolojik toplum yaklaşımını hakim kılmak;
- Halkı mağdur eden kentsel dönüşüm politikalarını durdurmak;
- Çocukların ve engellilerin kent yaşamına daha rahat katılabilecekleri önlemleri üretmek; 
- Kamusal alanda anadil kullanımını, çok dilli belediyeciliği yaygınlaştırmak; 
- Neo liberal yerel ekonomi politikaları yerine sosyal politikaları hayata geçirmek...

Farkımız kadın yaklaşımı 
Seçim stratejimizin esaslarından biri de kadın yaklaşımı olacaktır. Kadınların eşitlik ve özgürlük arayışı, tüm seçim sürecine ve kampanyamıza damgasını vuracak, kadınların başarısı seçimlerin başarısı olacaktır. Yerel yönetim politikalarımızı kadınlar ve kadın örgütleriyle birlikte, kadın bakış açısıyla oluşturacak; yerinden ve kadın odaklı yerel yönetim ilkesini kadınların aktif katılımıyla hayata geçireceğiz. Kadın adayları kadınlarla birlikte belirleyecek; kadınların tüm yerel yönetim birimlerinde eşit temsilini esas alacağız. Eril siyasete yerelden müdahale edecek, toplumu değiştirecek ve dönüştürecek gücü açığa çıkartacağız.  

Tek demokratik seçeneğiz
HDK, örgütlenmesi ve politikaları ile hem Türkiye hem de Ortadoğu için önemli bir modeldir. İlk kez bir seçime bu denli geniş bir bileşenle ve yeni bir modelle giriyoruz. Toplumdaki sorunların demokratik bir şekilde çözümünü sağlamak açısından tek demokratik alternatif ve birlik adresiyiz. Biz, yerel ve demokratik halk yönetimlerini oluşturma konusunda iddialıyız ve kararlıyız. Türkiye’nin demokratik mücadele enerjisinin barajlarla engellenmesine ya da yedeklenmesine izin vermeyeceğiz.
Çağrımız demokrasiden, eşitlikten, adaletten, barıştan, emekten, özgürlükten yana olan, bunlar için mücadele eden tüm insanlara, örgütlenmelere ve kuruluşlaradır: Gelin demokratik geleceğimizi birlikte kuralım... 

Gelin, en güçlü birlik zeminimizi, emek, demokrasi ve özgürlük anlayışımızı birlikte geliştirelim, birlikte büyütelim. Gelin yerel siyaseti, kısır ve demokratik olmayan çekişmelere mahkum olmaktan kurtaralım. 

Gelin hep birlikte mücadele edelim. Birlikte başaralım. Hep beraber yönetelim ve değiştirelim... 

Halkların Demokratik Kongresi 
9 Eylül 2013