Kelime anlamı ile kayyum” belli bir malın yönetilmesi veya bir işin yapılması için görevlendirilen kimse”dir. Anlamdaki açıklığıyla da kayyum uygulaması ortaya koyulmuş özgür iradenin merkeziyetçi ve tahakkümcü bir biçimde yok sayılması ve gasp edilmesidir. 5 bin yıllık inkâr ve gasp kültürü ile gelişmiş erk yapı bugün üniversitelerde kayyum rektörler, belediyelerde ise atanmış kayyumlarla demokratik iradeye yönelik zoru ve baskıyı kurumsallaştıran darbeci bir yapıya sahip. Tarihte hegemonyasını doğa üzerinden kuran erkek devlet, tahakküm kalıplarını kadın üzerinde şekillendirip yarattığı eril zihniyet kadın iradesini ve varoluşunu yok sayarak kendi üstünlüğünü çivilediği tarihle ataerkiyi var edip sürdürülebilirlik inşası başlattı. İlk önce kadınları hedef alan talancı uygulamalarla çeşitli belediyelerdeki kadın öz örgütleri ya da kurumlarını kapatan belediye kayyumlarını da atandığı üniversitelerde ilk olarak kampüs içindeki kadınların dayanışma kulübü gibi yapıları kapatarak özgür, özerk ve anadilde eğitim talebimiz karşısında kuluçkalanan erkek devlet prototipi kayyum uygulamalarını da tanımadığımızı bir kez daha duyuruyoruz.

Erk yapı her gün gökten inme yeni bir uygulama ile kadın kazanımlarını hedef alarak kendini kurumsallaştırmaya devam ederken, bizler toplum iradesini yok sayarak kadın özgürlüğü öncülünde inşa edilecek özgür yaşamın düşmanı erkek zihniyetle savaşmayı sürdüreceğiz. Bir göğün yarısı olduğumuzu biliyoruz. Özgür yaşamın öncüsü olmaya da örgütlü kurtuluş mücadelemizi büyütmeye de devam edeceğiz.