Geçtiğimiz yaz, 9 Ağustos’ta Michael Brown adlı siyah ABD vatandaşı, St. Louis bölgesindeki Ferguson kentinde bir polis tarafından vurularak öldürüldü. 18 yaşındaki gencin elleri havadaydı ve “Ateş etmeyin” diyordu. Polis buna rağmen silahını ateşledi, daha sonra kaçmakta olan Brown’ın peşinden giderek 6 el ateş etti.
ABD’de sadece polis teşkilatı değil yargı sistemi de siyahlara karşı sistematik ırkçı kararlarla yüklü. Michael Brown’ı öldüren polis, jüri tarafından “yetkisi dahilinde” davrandığı açıklanarak cezalandırılmadı. Bir ay önce bir başka siyah 44 yaşındaki Eric Garner polis tarafından göz altına alınırken öldürülmüştü. Garner’ı öldüren boynu sarma hareketinin uygulanması New York polisi tarafından 1993’te yasaklanmıştı. Buna rağmen, onu öldüren polis memuruna da takipsizlik kararı verildi. Öldüğü dakikalar videoya alınan Garner, “Nefes alamıyorum” diyordu.ABD yargı sistemi bu polisi de cezalandırmadı. Her iki polisin serbest bırakılmasının yarattığı öfke sürerken, ABD polisi ırkçı cinayetlerine devam etti. 34 yaşındaki Rumaine Brisbon, çocuklarına yemek götürürken, 12 yaşındaki Tamir Rice, elindeki oyuncak tabanca gerçek sanıldığı için öldürüldü. Polis ABD’de her 28 saatte bir siyahı öldürüyor. Araştırmalar, bir siyahın polis tarafından vurulma ihtimalinin bir beyaza göre 21 kat daha fazla olduğunu gösteriyor.
ABD’de siyahlar daha yoksul, sürekli ayrımcılığa maruz kalıyor, yargı sistemi önünde eşitliğe sahip değiller.
Bu eşitsizlik, ırkçılık, polisin ardı arkası kesilmeyen cinayetleri, ABD’de yaşayan milyonlarca insanın öfkesini harekete geçirdi. ABD’de sadece ırkçılık yok, ırkçılığa karşı büyük bir hareket var. Hareket şimdiden 37 eyalete, 170 kente sıçradı. Bugün, bütün hareket birleşti, 13 Aralık ABD’de polis şiddetine ve ırkçılığa karşı “Öfke günü” ilan edildi.
Halkların Demokratik Kongresi, ABD’de şiddete, ayrımcılığa, ırkçılığa maruz kalan siyahların mücadelesinin yanındadır. Bu “Öfke gününde” hepimiz siyahız! Kalbimiz New York’ta polis terörüne karşı yürüyen on binlerle beraber çarpıyor.
New York’taki kardeşlerimize, ırkçı şiddeti, polis şiddetini yakından bilen, yaşayan halkların bir parçası olarak sesleniyoruz; öfkeniz, öfkemizdir. Polis şiddeti on yıllardır Kürdistan’da, daha geçen yıl Gezi’de genç, yaşlı, çocuk demeden insanlarımızı öldürdü. Bu ülkenin halkları devletin en bayağı ırkçılığına, şiddetine karşı hep direndi, direnmeye devam edecek. Daha geçtiğimiz hafta Yüksekova’da 18 yaşındaki kardeşimiz Rojhat Özdel polis tarafından öldürüldü. Sekiz sene önce, Ermeni gazeteci Hrant Dink, devletin tüm katmanlarının kontrolü altında ırkçı bir cinayete kurban gitti.
Irkçılık farklı ülkelerde de olsa birbirinin aynısı. Ama onlar bir avuç. Biz milyonlarız!
HDK olarak, ırkçılığa karşı tüm dünyada direnenlerin küresel dayanışmasının ırkçılığı ve devlet şiddetini gerileteceğinden bir an bile şüphe duymuyoruz.
HDK Yürütme Kurulu
13 Aralık 2014