SENDİKAL MÜCADELESİNİN YANINDADIR
17 Aralık 2013 tarihinde patlak veren yolsuzluk ve rüşvet skandalıyla birlikte Türkiye’nin AKP
tarafından nasıl yönetildiği bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. Hemen arkasından faiz ve döviz
kurundaki gelişmeler ve yükselen enflasyon, faturanın işçi ve emekçilere kesildiğini gösterdi.
Asgari ücrete yapılan komik artış, kamu emekçilerine reva görülen ücret farkı ve işçilerin TİS’lerle
sağladıkları artışlar fazlasıyla geri alınmış bulunuyor. Dolar ve Avro’daki rekor artış, yüzde 30
dolayında bir devalüasyon olarak, emekçilere kaşıkla verilenin kepçeyle gaspına neden oldu.
Dövizdeki artış daha şimdiden iğneden ipliğe her şeye yansımış bulunuyor.
AKP İktidarında İşçi ve Emekçilere Yönelik Saldırılar Dinmedi
12 yıllık AKP iktidarı boyunca 10 bin 723 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. 2,5 milyon işçi taşeron
sistemiyle kölelik koşullarında çalışıyor. Bankalar karlarını katlarken, KİT’ler özelleştirilerek sermayeye
peşkeş çekilmeye devam ediliyor.
Esnek ve kuralsız çalışmada “çağ atlandı”. İş güvencesi ortadan kalktı. Yoksulluk sınırının 3750 TL ve
açlık sınırının 1186 TL olduğu Türkiye’de asgari ücret 846 TL.
Yasaklara, yolsuzluğa ve yoksulluğa savaş açmak vaadiyle iktidara gelen AKP Hükümeti, yolsuzluk
ve rüşvet girdabında boğulmak üzere. Yoksulluk diz boyu. Bebeler açlıktan ölüyor. Sağlık ve eğitim
piyasalaştırıldı. Yoksullar köy yollarının kapalı olmasından dolayı can veriyor. AKP iktidarında babalar
can vermiş yavrularını toprağa vermek üzere sırtlarındaki çuvalda taşıyor. Yasaklar, sansür, baskı
artarak devam ediyor.
Her Alanda Örgütlenmeye ve Birlikte Mücadeleye İhtiyacımız Var
Hükümetin ekonomik ve siyasi krizin yükünü işçi ve emekçilere ve halkın sırtına yıkmak üzere
harekete geçtiği günümüzde, her alanda örgütlenmeye ve birlikte mücadeleye ihtiyacımız var.
Saldırıları püskürtmenin, yeni kazanımlar elde ederek ilerlemenin tek yolu, işçi, kamu emekçisi ve
meslek odalarının, tüm emek güçlerinin birlikte mücadelesidir.
Örgütsüz işçi ve emekçilerin örgütlenmesi ve sendikalaşması, sendikalar arasındaki dayanışmanın
artırılması, sendikalardaki rekabetçi anlayışların yerini demokratik ve dayanışmacı bir mücadeleye
bırakması da dönemin hayati derecedeki önemli sorunu haline gelmiştir.
Bugün işçi ve kamu emekçileri sendikalarını, meslek odalarını daha güçlü kılmaya ve daha kapsayıcı ve
demokratik hale getirmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
HDK ve HDP, Daha Kapsayıcı ve Daha Güçlü Bir KESK İçin Mücadele Edecektir
HDK ve HDP olarak başından beri ısrarla sürdürdüğümüz işçi ve emekçilerin örgütlü birliği
tutumundaki ısrarımızı KESK ve bağlı sendikaların kongre süreçlerinde de sürdüreceğiz.
HDK ve HDP bileşeni tüm parti, örgüt ve anlayışlar olarak; her iş kolunda daha güçlü, daha kapsayıcı,
yenilenmiş ve daha demokratik kamu emekçileri sendikaları ve güçlü bir KESK’in emek hareketi için
büyük bir kazanım olacağını düşünmekteyiz.
Bu anlayışla;
1- Tüm iş kollarından kamu emekçileri sendikaları ve KESK’in, sürdürdüğü Genel Kurul sürecini,
içinden geçtiğimiz olağanüstü dönemin sorunlarını aşma mücadelesinden bağımsız ele
almayacağından şüphe duyulamaz. KESK’in, bu dönemi “yeniden yapılanma süreci” olarak
ele almasının, geride bıraktığı süreci eleştirel ve özeleştirel bir değerlendirmeye tabi tutarak
ilerlemesi, sadece kendi üyeleri için değil, tüm kamu emekçileri ve emek dünyası için önem
ve anlam taşıdığını düşünmekteyiz. HDK Emek Komisyonu’nun daha önce yayınladığı, “Emek
Hareketinin Yeniden Yapılanması Çerçeve Metni” bu çalışmada da tüm HDK bileşenlerinin
tutumunu yansıtacaktır. Program ve Tüzük alanında kendini yenilemiş bir KESK’in günümüzün
ihtiyaçlarını karşılayarak daha da büyümesi tüm emek, barış ve demokrasi güçlerinin
sorumluluğundadır.
2- Onca farklı anlayış ve yaklaşımı demokratik bir mücadele platformunda birleştirmiş olan,
ancak bunu yeterli bulmayarak tüm emek, barış ve demokrasi güçlerinin birlikte hareketini
önemseyen HDK-HDP, KESK Genel Kurulları sürecinde de birleştirici ve kapsayıcı ve KESK’i
büyütmeyi amaçlayan bir tutum içinde olacaktır.
3- HDK bileşenleri hiçbir biçimde birbirleriyle bir rekabet içinde olmayacak, tam bir güven içinde
birlikte hareket edecek, tüm kamu emekçilerinin iradesini yansıtan bir sürecin işletilmesi
çabası ve mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. Her bireyin ve KESK’teki her oluşumun
iradesini yansıtacak mekanizmaların işletilmesi, yenilenmiş ve bu süreçten güçlenerek çıkmış
bir emek örgütü anlamına gelecektir. KESK üyelerinin tüm bileşenleriyle birlikte hareket
etmesinin, başta kamu emekçileri hareketi olmak üzere tüm işçi ve emekçi hareketine güç
katacağını düşünmekteyiz.
4- HDK ve HDP olarak, sadece bileşenimiz olan güçlerin değil, sendikaların kendi iç
mekanizmalarını demokratik bir biçimde işleterek, KESK içindeki tüm oluşumların ve
anlayışların temsil edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz ve geniş tabanlı temsiliyetin
işyerlerinden başlayarak, şubeler ve en üst kurullara kadar yansıtılmasının sendikaların doğal
işlevi olduğu gerçeğini bir an bile unutmayacağız.
5- Kamu emekçileri mücadelesinde başından beri en önde mücadele eden kadın emekçilerin
işyerlerinden başlayarak tüm kurullarda eşit temsiliyetinin sağlanması, hiçbir gerekçe ileri
sürülerek ertelenmemelidir. Kurullardaki kadın erkek eşitliğinin, giderek Program ve Tüzük
değişiklikleriyle genel kurullarda ortak irade haline getirilmesi ise, cinsiyetçi, ayrımcı tutuma
vurulan bir darbe olacaktır.
HDK-HDP EMEK KOMİSYONU