HDK Heyeti'ne Karadeniz'de yapılan ırkçı saldırılar hakkında

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
                            

Halkların Demokratik Kongresi (HDK)’nin bir çalışması olarak 17-21 Şubat 2013 tarihleri arasında, İstanbul BDP Milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü ve şahsımın da içinde yer aldığı HDK Heyetinin, Çorum, Sinop, Samsun, Trabzon, Giresun ve Ordu illerini kapsayan ziyaret programları daha önceden İçişleri Bakanlığına ve İl Valiliklerine bildirilmesine rağmen, Sinop’ta milletvekillerinin organize edilmiş saldırganların linç girişimlerine maruz kalmaları, 10 saat boyunca mahsur kaldıkları binanın taşlanması, kapısının penceresinin kırılması ve araçlarının tahrip edilmesi olaylarını tertipleyen karanlık odakların açığa çıkartılması ve gerekli önlemlerin  zamanında alınmayarak güvenlik zafiyetine yol açan sorumluların tespit edilmesi ve bu tür olayların bir daha yaşanmaması için alınacak önlemlerin saptanması amacıyla Anayasanın 98’nci, İçtüzük ’ün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ederim. 22.11.2012


A. Levent TÜZEL
İstanbul Milletvekili


GEREKÇE

Halkların Demokratik Kongresi (HDK)’nin bir çalışması olarak planlanan, İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent  Tüzel, BDP İstanbul Milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Sırrı Süreyya Önder ile BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün 17-21 Şubat 2013 tarihleri arasında gerçekleştireceği Karadeniz illerini ziyaret programı, önceden İçişleri Bakanlığı ve il Valilerine bildirilmesine rağmen gerekli güvenlik önlemleri alınmadığından  milletvekillerinin linç girişimlerine maruz kalmaları nedeniyle tamamlanamamıştır.

Bu programla, hak ve özgürlük mücadelesi sürdüren işçi ve emekçilerin, nükleer ve hidroelektrik santrallerle, dereleri, toprakları ve yaşam alanlarının tahrip edilmesine karşı mücadele eden kır ve kent yoksullarının ziyaret edilmesi ve son dönemde başlayan Kürt sorununun çözümüne yönelik görüşmelerin altının demokratik esaslarla doldurulmasına, barış ve kardeşliğe dair paylaşımlarda bulunulması, halkın dinlenmesi ve yerel yöneticilerle temas kurulması amaçlanmıştır.

HDK’nin Karadeniz illerine yapacağı ziyaret programı, kamuoyunda çok ilgi uyandırmış, olumlu bulunlar kadar, yerellerde kışkırtıcı faaliyetlerde bulunanlar da olmuştur. Nitekim, 17 Şubat günü Heyetin, Çorum halkı tarafından sıcak bir şekilde karşılanması, mülki idarecilerin aldığı önlemlerle birlikte çalışmaların planlandığı gibi gerçekleşmesi, Çorum Valisinin nezaketi ve barış sürecini destekleyen açıklamaları da kamuoyuna yansımıştır.
Ancak, Sinop ve Samsun’da heyet, organize edilmiş şoven ve ırkçı saldırılara maruz kalmış, linç edilmek istenmiş, araçları tahrip edilmiştir. Sinop’ta heyetin mahsur kaldığı Öğretmenevinin tüm camları kırılmış, kapılarına zarar verilmiştir. Samsun’da basın toplantısı yapılacak binadaki TKP, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Halkevleri, Devrimci 78’liler Derneği vb. büroları tahrip edilmiştir.

Sinop emniyet yetkilileri, uyarılara rağmen başlangıçta, 10-15 kişilik bir grup iken kitleyi dağıtmayarak, saatlerce Öğretmenevinin kapısının, penceresinin taşlanmasına, polis nezaretinde saldırganların milletvekillerinin bulunduğu salona sokulmasına göz yumularak, heyetten bir kişinin yaralanması, etrafı saranların ve polislerin milletvekillerine mütecaviz hakaretlerde bulunulması Sivas Madımak katliamını hatırlatmıştır. Gün boyu Vali ve yardımcıları ile Emniyet Müdürü ve yardımcıları Milletvekilleriyle en ufak bir temas kurmamıştır. Vali, saat 17.00’de kentteki sendika ve kitle örgütleriyle toplantı yapmış ancak, Heyetin yanına saat 20.30’da gelmiştir.
Bu olayların günler öncesinden pankartlarla, bayraklarla ve bildirilerle hazırlıkları yapıldığı halde, etkin önlem alınmaması, yaşananlara seyirci kalınması kabul edilemez. Ankara’da ya da Diyarbakır'da demokratik protesto hakkını kullanan, hak arayan işçi ve emekçilere, hatta milletvekillerine dahi, copla, tonlarca biber gazlarıyla müdahale edilirken, Sinop'ta emniyet güçlerinin saldırganlara müdahale için 9 saat beklemesi hukuk devletinde normal bir uygulama olması gerekir.

HDK'nin programına yönelik saldırıları bizzat yönlendirdiği attığı twitlerden anlaşılan Samsun spor, Sinop’ta saldırganları örgütlediği iddia edilen Sinop Gençlik Platformu, Samsun’da kışkırtıcı mahiyette bildiri dağıtan Türkçü ve Milliyetçi Cephe vb. oluşumların araştırılması ve kamuoyuna teşhir edilmesi gerekmektedir.
Bu süreç gerçekten barış ve çözüm süreci olacaksa, halkların barış ve kardeşliği için yola çıkan milletvekillerinin, kışkırtılmış şoven ve ırkçı saldırganlar tarafından linç girişimlerine maruz kalmasına devlet güçleri seyirci kalamaz.

Hükümetin, Vali ve Emniyetin gerekli önlemleri almaması, etkin müdahalede bulunulmaması nedeniyle, iki gün boyunca heyetin ırkçı linç girişimlerine maruz bırakılması, milletvekillerinin en demokratik hakkı ve görevi olan siyasi faaliyette bulunma özgürlüğü ihlal edilmiştir. Savaştan beslenen, emniyet ve jandarma ile işbirliği içinde oldukları kuvvetle muhtemel karanlık odaklarca tertiplenen bu provokasyonların önlenmemesi nedeniyle HDK Heyeti, diğer illerdeki çalışmalarını ertelemek zorunda kalmıştır.

Sinop ve Samsunda tertiplenen mütecaviz hareketlerin, toplantı, gösteri ve protesto hakkı olarak değerlendirilemeyeceği gibi, demokratik tepkinin çok ötesinde şiddet ve organize linç girişimleri olduğu açıktır. Bu olaylarda mülki idarenin sorumluluğu  kadar arkasındaki odakların tespit edilmesi demokrasi ve çözüm sürecinin başarısı ve meclis denetim çalışmaları bakımından son derece önemlidir.