TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunun değiştirilmesi için yazılan tasarının TBMM’ ye sunulmasının ardından hayvan hakları ile ilgili sorunlar tekrar gündeme gelmiştir. Hayvanlar ile ilgili yapılacak hak temelli çalışmaların diğer bütün toplumsal, ekonomik, siyasi çalışmalar kadar önemli olduğuna dikkat çekilmelidir. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun hayvan hakları açısından neden olduğu sorunların araştırılması ve gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla Anayasanın 98’inci, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ederiz.
Erol DORA
Mardin Milletvekili
GEREKÇE
15 Ekim 1978’de kabul edilen, UNESCO tarafından ilan edilen Hayvan Hakları Bildirgesi’nin 2. Maddesi’nde ‘Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan, öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır.’ denmiştir. Bu açıklamalara rağmen hayvanlar ciddi hak ihlalleri ile karşı karşıya bırakılmakta, en temelde yer alan yaşam hakları ellerinden alınmakta, uygulanan yanlış ve eksik politikalar nedeniyle bu duruma karşı önlem alınamamaktadır.
Son yıllarda Türkiye’de hayvan hakları ile ilgilenen sivil toplum örgütlerinin ve savunucularının çalışmaları aracılığıyla hayvanlara karşı yapılan hak ihlalleri, sokak hayvanlarının işkencelere maruz kaldıkları, toplanarak öldürüldükleri daha net bir şekilde gözlemlenebilmektedir. Tüm bu yaşananlar yeterince hukuk dışıyken açılan davaların genelde sonuçsuz kalması, sonuçsuz kalmadığı durumlarda ise para cezaları ile geçiştirilmesi hayvan haklarının hükümet tarafından ne kadar ciddiye alındığını göstermektedir.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılması planlanan değişikliklere bakıldığında hayvanları korumaktan çok yasal olarak yok edilmelerinin yolunun açıldığı görülmektedir. Hayvanlara daha iyi bir yaşam sağlayacağı iddiası ile tanıtımı yapılan yasa tasarısının kabul edilmesi ile birlikte sokakta yaşayan hayvanlar toplanarak yasa tasarısında tanımlanan “doğal yaşam parkları” na hapsedilecek, bazı köpek ırklarının tehlikeli olduğu iddiası ile devlet barınaklarına teslimi zorunlu hale getirilecek ve evlerde kaç hayvan bulundurulacağının kararı bakanlığın inisiyatifine bırakılacaktır. İnsan merkezli bir çevre anlayışı ile hareket edilen, önemli ve öncelikli olanın hiçbir şekilde hayvanlar olmadığı yasa tasarısı içinde yer alan bu ve benzeri maddeler ile hayvan hakları açısından sorun olan olayların ve uygulamaların sonlandırılmayacağı açıktır.
Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde belirtilen ‘yaşayan bütün canlıların doğal haklara sahip olduğu’ anlayışının dikkate alınmadığı 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun hayvan hakları noktasında içerdiği eksikliklerin araştırılması ve çözüm yollarının bulunması amacıyla Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ederiz.