Geleceğimiz tehdit altında! Türkiye’nin bugününe, yarınına dair en önemli meselelerinden biri olan eğitim yasa tasarısı toz duman arasında, kavga dövüş, zorbalıkla çıkartılmaya çalışılıyor! Kimse ne olup bittiğini doğru dürüst anlamasın diye mistik cümleler ardına gizlenmiş, kısaca “4+4+4” kodlu tasarı, Türkiye toplumunun geleceğini tehdit ediyor.
Biliyoruz ki, bugüne kadarki devletin okulu,
- Barışın okulu değildi.
- Kadınların, “erkek” olmayanların okulu değildi.
- Emekçilerin, yoksulların okulu değildi.
- Halkların okulu değildi.
- Engellilerin okulu değildi.
- İnananların, inanmayanların, hiç birimizin okulu değildi.
- Ne özgürlüğün, ne eşitliğin ne kardeşliğin okuludur; baskının, şiddetin, asimilasyonun zulmün okuludur.
Gelin görün ki, 4 + 4 + 4 ve arkasındaki zihniyet de bir başka zulümdür. AKP şemsiyesi altında yan yana yığılmış cemaatler koalisyonunun yasa tasarısı, okullarımızın temel meselelerini çözmek bir yana, ağırlaştıracaktır:
- Öyledir, çünkü anadilinde eğitim gibi acil bir talebi gerçekleştirmeye değil; Türkiye toplumunu bölmekte kullanışlı olduğu öteden beri bilinen “okul ve inanç” tartışmasını sömürmeye oynamaktadır. Bu soruna gerçekten çözüm arayanlar, Sivil Cuma’lara, örtülü örtüsüz kadınların 8 Mart’lardaki, Newroz’lardaki birlikteliğine, Cem Evlerine bakabilir.
- Öyledir, çünkü kız çocukları aleyhine ortaöğretimde var olan eşitsizlikleri ve okullaşma oranlarındaki uçurumu gidermeye yönelik hiçbir iyileştirme getirmiyor.
- Öyledir, çünkü henüz 9 yaşındaki öğrencilerin belli alanlara yönlendirilmesi onların 13 yaş sonrası eğitim seçeneklerini kısıtlayacaktır. Yani bu yasa çocuklarımızın sermayenin acımasız sömürü tezgahlarına itilmesinin önünü daha da açacak, cinsiyetçi isdihdamı daha derinleştirecektir.
- Öyledir, çünkü mukaddesatçı, milliyetçi, cinsiyetçi ve neoliberal küresel sermaye düzeninin ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmiş müfredatla hesaplaşmak bir yana, pekiştirmektedir. Müfredatın başına yeni sıfatını eklemek onun demokratik ve bilimsel nitelikte bir eğitim sürecini var edeceği anlamına gelmez.
- Öyledir, çünkü bu tasarı, eski deyimle “millet-i hakime”nin talebidir. Türkiye’nin ne emekçilerine, ne Alevi, ne Hıristiyan, ne inanmayan yurttaşlarına ne de “Diyanet İslamı” dışında İslam yorumlarına sahip kesimlere, tek kelime danışılmıştır.
Türkiye halklarına çağrımızdır: Çok geç olmadan, çocuk işçiler, itaatkar “dindar” nesiller ülkesine hayır diyelim! Hiçbir ayırım yapmadan herkese nitelikli ve parasız eğitim sağlayan demokratik cumhuriyetin okullarını konuşmaya, hayata geçirmeye koyulalım.
HDK Yürütme Kurulu