Halklar Yürekten Barış İstiyor

Türkiye’de barış, Kürt sorununda demokratik çözüm ve eşitlik mücadelesinin önemli bir evresinde bulunuyoruz. İmralı’da Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit uygulamasının sona ermesi yönünde adım atılması ve başlatılan görüşmeler Türkiye’nin ve halkların geleceği açısından önemlidir. Bu gelişme aynı zamanda Kürt sorununda çözüm için bir başlangıç olabilir.

Zira 2013’de, Kürt sorununda eşit haklara dayalı bir çözüm için adım atmak, tüm halkların yararına olacaktır.

Barış, Çözüm, Eşitlik

30 yıldan bu yana devlet tarafından ‘terör’ ve ‘güvenlik’ meselesi olarak ele alınan Kürt sorununun, bir halkın demokratik hak ve özgürlük talepleri olduğu artık anlaşıldı. O nedenle İmralı’da başlatılmış olan görüşmeler olumlu bir yönde gelişmeli, diyalog sürmeli, müzakereler Kürt sorununun çözümü konusunda yapılmalı ve oyalanmadan adım atılmalıdır.

AKP Hükümeti’nin ve devletin Abdullah Öcalan’ı tecritle susturma, BDP’yi tutuklamalarla engelleme ve Kürt özgürlük hareketini imha uygulamalarıyla etkisiz kılma hesapları tutmadı ve başarısızlıkla sonuçlandı. Kürt siyasal hareketinin ve Türkiye toplumsal muhalefetinin, emek ve demokrasi güçlerinin ısrarlı ve kararlı barış ve özgürlük mücadeleleri bu planı boşa çıkardı.

30 yıldır yaşanan acılar ve ödenen bedeller herkese çok şey öğretti. Son gelişmeler de gösteriyor ki, Kürt sorununun barışçı ve demokratik çözümü için diyalogun gerekli olduğu, ancak müzakereler başlatılarak ve demokrasi yönünde adımlar atılarak kalıcı ve anlamlı bir sonuç alınacağı devlet aklı tarafından da anlaşılmış görünüyor. Ne yazık ki, bunca yıldan ve bunca acıdan sonra da olsa, hükümet Kürt sorununu silah ve baskıyla çözemeyeceğini fark etti.

Seçim Taktiği Değil, Kalıcı Çözüm!

Şu çok açık ki, AKP Hükümeti 2014 seçimlerine yönelik bir rahatlama taktiği içindeyse, bundan sadece kendisi değil, Türkiye halkları da büyük zarar görür. AKP Hükümeti, Kürt hareketi içine nifak sokma hamleleri veya seçimler öncesi güç biriktirme hesapları peşinden koşmaya niyetlenmemelidir. Çünkü bugüne kadar bu amaçla yapılan tüm hesaplar boşa çıktı.

Bugün Kürt halkının talepleri çok nettir. Türkiye’nin tüm emek, barış ve demokrasi güçlerinin desteklediği talepler hızla karşılanmalıdır. Kürtler hak, adalet ve eşitlik istiyor. AKP Hükümeti, barış ve çözüm konusunda niyetliyse, bir an önce güven artırıcı adımlar atmalıdır. Yasal ve anayasal alanda, yargı ve idari konularda yapılacak demokratik düzenlemeler ve bu konularda sürdürülecek çalışmalar AKP Hükümeti’nin yaklaşımını gösterecektir.

Demokratik Çözüm İçin Hızla Adım Atılmalıdır

Anayasal garanti altına alınmış eşitlik; yasal alanda eşitlik koşullarını geliştirecek düzenlemeler; eşitlik ve özgürlük üzerine inşa edilecek bir barış, toplumlar arasındaki köprülerin daha sağlam ve kalıcı kurulmasını sağlayabilir.

KCK adlı operasyonlarla tutuklanan binlerce BDP’li üye ve yönetici, belediye başkanı ve seçilmiş milletvekilleri serbest bırakılmalı; Roboski’nin sorumluları yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Anadilinde eğitim için adım atılmalı, anadilinde savunmanın önündeki engeller kalkmalıdır.

Seçim Yasası’ndaki yüzde 10 barajı kaldırılmalı, Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları demokratikleşmelidir.

Diyalog yolunun açılması önemlidir. Ancak görüşmeler kapalı kapılar ardında yapılan, ne olduğunu ve nasıl bitirileceğini bilmediğimiz biçimde sürdürülmemelidir. AKP Hükümeti konuyla ilgili görüşme ve gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmalı, Abdullah Öcalan ile birlikte, BDP-Blok temsilcileriyle, Kandil ve Avrupa ile görüşme yolları değerlendirilmeli, barış projesi toplumsallaşmalı, barışmanın koşulları yaratılmalıdır.

Halkların Demokratik Kongresi olarak, görüşmelerin gerçek barışa dönüşebilmesi için inisiyatif alma konusunda kararlıyız. Demokratik toplum kuruluşları, meslek örgütleri, sendikalar, aydın, yazar, akademisyen çevreler ve siyasal partilerle birlikte toplumda barış ortamını geliştirecek çalışmalar yapmakta kararlıyız. Barış ve demokratik çözüm için üzerimize düşenleri yapacağız. Eşitlik, gönüllü birlik ve şiddetsiz çözüm adımlarını geliştirmek için mücadele edeceğiz.

Tüm Halklarımızın bu uğurda yol almaları için ne gerekiyorsa, onları ertelemeden yapacağız. Sorunun çözümüne katkı sunacak olan herkesi görüşmelere samimiyetle yaklaşmaya, demokratik siyasal zeminleri geliştirmeye ve barış fikrini toplumsallaştırmaya, halklarımız arasındaki güven ve eşitlik duygusunu güçlendirmeye çağırıyoruz.

Küçük politik hesaplarla milliyetçilik yarışına girecek olanları, müzakereci çözüm sürecini baltalamak isteyenleri toplumu yanıltan ve gerçeklerle ilgisi olmayan yorumlara başvuranları vicdanımızın sesi ve yüreğimizin gücüyle ikna edeceğiz.

Çünkü savaşın ne demek olduğunu iyi bilenler, acıları ve kayıpları yaşayanlar barışı asla sabote etmezler.

Halkların Demokratik Kongresi olarak, barış ve demokratik çözüm mücadelemizi, eşitlik ve adalet arayışımızı, HDK’nin Meclis’teki temsilcileri, konunun siyasal muhatabı olan BDP-Blok vekilleri ile birlikte sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz. Çünkü geleceği eşit koşullarda ve birlikte kurabilmenin yolunun bu olduğunu biliyoruz.


HDK Yürütme Kurulu
8 Ocak 2013