HDK Eşsözcülerinin Ermeni ve Süryani
Soykırımının 101. Yılı Mesajı
Bu toprakların en eski halklarından biri olan Ermeniler, uğradıkları soykırımın 101. yılında dünyanın
dört bir yanında kayıplarını anarken Cumhuriyet, Osmanlı Devleti’nin kendisine
miras bıraktığı bu insanlık suçuyla yüzleşmekten, hakikatlerin yolunu açmaktan,
halklarımızın birbirlerinin yüzüne bakması için yapması gerekenlerden çok uzakta, İttihat ve Terakki’nin tenkil ve inkar
siyasetinin izini sürmeye devam ediyor.
1915 Ermeni ve Süryani soykırımı 1. Dünya Savaşı sırasında
Osmanlı Devleti’nin başındaki İttihat ve Terakki Partisi’nin sevk ve idaresinde
işlenmiş olan, Osmanlı Ermenilerini etnik kimlik ve dinsel inançlarından ötürü bir ulus olarak hedef alan planlı ve sistematik bir
insanlık suçuydu.
24 Nisan 1915’te İstanbul’da Ermeni aydınların tutuklanmasıyla başlatılan
soykırım süreci iki yıl içerisinde
Trakya’dan Deyr-ül Zor’a, Halep’e kadar bütün Osmanlı topraklarını katederek
sonlandığında Anadolu’nun kadim halklarından Ermeniler ve Süryaniler bin yıldır
yaşadıkları öz yurtlarından kazınmıştı.
Sermayenin Türkleştirilmesi ve farklılıkların tekleştirilmesi
politikaları, soykırımdan kaçarak
kurtulan Ermenilerin yurtlarına dönüşünün
yasaklanması, 1936 Beyannamesi, Varlık Vergisi, Vakıflar Kanunu, 6-7 Eylül
Pogromu ile varlığını sürdürdü. Bu topraklarda Ermeni ve Süryanilerin
yaşadığını unutturmayı hedefleyen devlet; Ermeni ve Süryanilere ait
mezarlıkların, okulların, kiliselerin büyük bir kısmını yok etti, yok
edemediğini gasp etti, yer adlarını değiştirdi. Devletin her kademesinde
yapılan fişlemeler, ders kitaplarındaki hakaret ve nefret söylemleri, okulların, inanç merkezlerinin ve
inanç önderlerinin üzerindeki tahakküm, tekçi ve baskıcı devlet anlayışının en açık göstergeleri olarak hayata geçirildi.
Soykırım yalnızca yüz binlerce insanın öldürülmesi, tehcir edilmesinden öte, bu soykırım gerçeğinin gizlenmesi, reddedilmesi, inkâr
edilmesi, unutturulması için
sistematik yalanlar üretilmesi demektir. Cumhuriyet tarihi bir bakıma
cumhuriyetin temellerinin atılmasında önemli bir aşama olan hayali bir geçmiş inşası, bu toprakların
bir zamanlar Ermeni ve Süryanilerin anayurdu olduğunun da, uğradıkları Soykırımın da yurttaşlara unutturulması için üretilen devlet merkezli yalanların da
tarihidir.
Bu insanlık suçu
karşısında yapılması gerekenlerin başında Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet’in
kuruluşunda gerçekleştirilen soykırım, tehcir, mübadeleleri lanetlemek,
hakikatlerle yüzleşmek ve özür
dilemek geliyor. Bu aynı zamanda toplumsal barışın inşası, vicdan ve adalet duygularının gelişmesi için doğru bir başlangıç olacaktır. Acıları paylaşarak demokratik bir
geleceği birlikte kurabilmek Türkiye halklarının barış ve eşit yurttaşlık
ilişkisi içinde
bir arada yaşayabilmesinin de yoludur.
Öte yandan, soykırım yalnızca bir Osmanlı mirası eğil, bir
Cumhuriyet gerçeğidir de. Ermeni Soykırımıyla yüzleşilmemesinin en önemli
sonuçlarından biri Türk Devleti’nin soykırım müktesebatını “kamu güvenliği” ve
“yurt savunması” diye meşrulaştırması, Kürt ve Alevi halklarına karşı
kıyımlarda hortlatmasıdır. Bugün Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin’de Kürt halkına
karşı uygulanan “çöktürme harekatı” Dersim 1937 Kızılbaş soykırımının bir
uzantısından başka bir şey değildir.
1915 Soykırımı’nın 101. yılına girerken Anadolu’da yaşasın
yaşamasın tüm Ermenilerle barışmak için
ilk yapılması gerekenler arasında, tek taraflı kapatılan
Türkiye-Ermenistan sınırının koşulsuz açılması; kökenleri bu topraklarda olan Diaspora Ermeni ve
Süryanilerine yurttaşlık haklarının verilmesi; fişlemelerin, soy kodlamalarının
son bulması, ders kitaplarındaki nefret söylemlerinin temizlenmesi; soykırım mağdurlarına tazminat
verilmesi; Süryani halkının da Lozan Anlaşması kapsamındaki ‘Azınlık Hakları’ndan
yararlandırılması; Ermeni ve Süryani halklarının okul, kilise gibi kamusal
alanlarının iade ve restore edilmesi gelir.
Halkların Demokratik Kongresi, bu topraklarda katliama
uğrayan tüm halkların acılarını paylaşıyor, 101. yılında Ermeni ve Süryani
Soykırımının insanlık suçu olduğunu bir kez daha haykırıyoruz. Bu trajedi
sırasında yaşamını yitirenlerin hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz. Bu
topraklarda halklarımıza dayatılan tüm katliam girişimlerine karşı halklarımızı
bir araya gelmeye, birbirini anlamaya ve acılarına ortak olmaya çağırıyoruz.
Halkların
Demokratik Kongresi Eşsözcüleri
Gülistan
Kılıç Koçyiğit-Ertuğrul Kürkçü