YENİ YILA REİNA’DA YAŞANAN KATLİAM İLE GİRDİK

02.01.2017

YENİ YILA REİNA’DA YAŞANAN KATLİAM İLE GİRDİK

 

İstanbul Reina eğlence merkezinde, yeni yılın ilk saatlerinde IŞİD tarafından bir saldırı gerçekleşmiş ve bu saldırıda 39 insanımız yaşamını kaybederek, pek çok insanımız da yaralanmıştır. Başta yaşamını kaybeden insanlarımızın aileleri olmak üzere, tüm halkımıza baş sağlığı, yaralılarımız için ise acil şifalar dilemekteyiz.
Savaşın içte ve dışta bütün yöntemlerle ivmelendirildiği, dinci gerici çetelerin her düzlemde beslendiği; barışın, birlikte yaşama umudunun, seküler yaşam tarzının suç olarak görüldüğü bu süreçte, bu saldırının siyasi sorumlusunun Saray ve AKP iktidarı olduğu bütün yurttaşlarımızca bilinmelidir.

Hıristiyan halkımızın geleneksel bir ritüeli olan Noel Haftası kapsamında başlayan, tahrik, nefret ve hedef gösterme eylemleri, çeşitli gerici cemaatlerin açıklamaları ve inançlı veya değil bütün yurttaşlarına eşit mesafede yaklaşması gereken Diyanet İşleri Bakanlığı’nın Yılbaşı kutlamaları noktasında yayımladığı fetvası, saldırının zeminini döşeyen önemli taşlardır.

Sosyal medyada barıştan yana paylaşımlar yaptığı, yasal haklarından biri olan muhalefet ve eleştirme hakkını kullandığı gerekçesiyle binin üzerinde devrimci, demokrat tutsağın yanında; tüm bu nefret suçlarının görmezden gelinmesi, Saray ve AKP Hükümetinin dinci, gerici politikalarının somut göstergesidir. Saray ve AKP iktidarı, IŞİD zihniyetini hala beslemekte ve büyütmektedir.

Yurttaşlarını korumakla birinci dereceden sorumlu olan AKP Hükümeti, istihbaratı sadece kendi güvenli için kullanmakta, bütün güvenlik seferberliğini kendine muhafalet edenlere yöneltmektedir.

Bütün bu tablodan daha elimi, saldırıyı IŞİD dinci çete örgütü üstlenmişken, saldırgan hala yakalanmamışken, Saray ve AKP Hükümeti’nin tüm gücünü devrimci ve demokratlara yöneltmesidir. 1 Ocak 2016 tarihinde bileşenimiz de olan Ezilenlerin Sosyalist Partisi üyeleri, katliam yerine karanfil bıraktıkları gerekçesiyle “devleti küçük düşürme” suçlamasıyla gözaltına alınmışlardır. Aynı şekilde Halkevleri üyesi bir grup, Okmeydanı mahallesinde “mahallemizde IŞİDci istemiyoruz, laiklik istiyoruz, başkanlık istemiyoruz” dedikleri için İçişleri Bakanlığı resmi twitter adresinden hedef gösterilmiş, bir kadın üye sabaha karşı evinden gözaltına alınmıştır. IŞİD’e karşı mücadele çağrısında bulunmak ve temel anayasal ilkelerden biri olan laikliği savunmak hangi yasal kıstaslara göre suç unsuru olmaktadır? Bu tavrınızla IŞİD’le dost olduğunuzun ve laikliğe karşı olduğunuzu mu deklare etmektesiniz?

Olası bir referandum sürecinde, en temel hakkımız olan “Başkanlığa Hayır” kampanyası yürüttüğümüz takdirde bunu da suç unsuru olacak görerek, fiili olarak uyguladığınız Tek Adam Diktatörlüğü’nü, anayasal suç işlediğinizi kabul ederek resmileştirecek misiniz?

Halkların Demokratik Kongresi olarak, 2017 yılında da, barışı ve demokrasiyi inşa etmekten, laikliği ve seküler yaşam tarzını savunmaktan bir adım geri durmayacağımızı, mücadeleyi büyüteceğimizi ve mutlaka kazanacağımızı yineliyoruz.