YAŞASIN FİLİSTİN! YAŞASIN İNTİFADA!

16.05.2018

Nakba’nın(Felaket) 70. yılında, Filistin toprakları yine acıya boyandı... İsrail devletinin, Filistin halkına yönelik katliamcı tutumu onlarca Filistinlinin ölümüyle sonuçlanırken hepimiz bu ölümlere tanık olduk ve maalesef tanık olmaya da devam ediyoruz. Nakba’yı unutmadığını, Siyonizm’e boyun eğmeyeceğini ve Kudüs’ün, Filistin’in tarihsel başkenti olduğunu dünyaya bir kez daha ilan etmek için kadınlarıyla, çocuklarıyla, gençleriyle, yaşlılarıyla Gazze’den yürüyüşe geçen on binlerce Filistinli hala kurşun ve bomba yağmuru altında.

ABD emperyalizminin şefi Trump’ın, Kudüs’ü İsrail siyonizminin başkenti kabul ettiğini ilan etmesi ve büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı alması üzerine yeni bir oyunla hayata geçen bu senaryonun aktörü tabi ki de ABD’nin Ortadoğu’daki jandarması olan Siyonistlerdir. Büyükelçiliğin Kudüs’e taşınmasının Nakba’nın 70. yılıyla aynı tarihlere denk getirilmesi, hazırlanan provokasyonun en açık delilidir.

Türkiye’deki saray iktidarı Filistin halkının yaşadığı bu acıya sahte bir duyarlılık geliştirerek bu durumu seçimlere dönük avantaja çevirmeye çalışmaktadır. ‘Filistin davası’, saray rejimi için Ortadoğu jandarmalığından daha fazla pay kapabilmek, İslam ümmetçiliğinden siyasi rant devşirebilmek gibi bir çıkarlar silsilesinden başka bir şey değildir. İktidarın, İsrail ile kurduğu ticari, askeri, istihbarı, diplomatik ilişkiler de bunu ortaya koymaktadır. Filistin davasının gerçek dostu, sahiplenicisi, dayanışmacısı, destekleyicisi ve katılımcısı olmak halklar arasında özgür, eşit ve barışçıl ilişkiler kurulmasına dayalı tam demokratik bir inisiyatif alma konumu gerektirir. Mevcut iktidarın emperyalizme bağımlı, baskıcı ve ayrıştıran anlayışı böyle bir demokratik tutumun kıyısından bile geçmemektedir.

Örneğin saray rejimi;
Siyonist İsrail’le diplomatik ilişkilerini kesmeyecektir.
Stratejik askeri-istihbarat ittifak/ortaklık anlaşmalarını fes etmeyecektir.
Tank ve silah modernizasyonu anlaşmasından vaz geçmeyecektir.
Ortak doğal gaz boru hatları yatırımlarını iptal etmeyecektir.
Hele ABD için bunlardan daha derin ve kapsamlı sahip olunan ilişkilere hiç dokunamayacaktır.

Ortadoğu’nun bütününde ve yıllardır silahların gölgesinde olan Filistin’de özgürlüğe, barışa sırtını yaslamış bir düzen ancak ve ancak halkların birleşik mücadelesiyle mümkündür. Faşizm koşulları ortadan kaldırılmadan, despotik rejimler Ortadoğu’dan kovulmadan Filistin halkının acısı dinmeyecek, yüzü gülmeyecektir. Maalesef ki onlarca yıldır Filistin halkıyla benzeri acıları yaşamış ve yaşamaya devam eden Türkiye halkları olarak Ortadoğu Cehennemi diye adlandırılan bu coğrafyayı dayanışmayla, mücadeleyle, intifada ruhuyla cennete çevireceğiz. Barışa olan inancımız tamdır. Ortadoğu’ya barışı getirecek olan çözümün geçmişten beri süregelen çürümüş, işgalci anlayışlarla değil halkların elleriyle gerçekleşeceğine inanıyoruz. Filistin halkının sürdürdüğü mücadele ruhu bu yolda Ortadoğu ve dünya halklarına umut, cesaret, inanç aşılamaktadır. Halklarımız adına

Filistin’e dönük bu saldırıları lanetliyor, Filistin halkına başsağlığı diliyoruz.
Filistin’e Özgürlük!
Yaşasın Filistin Halkının Onurlu Direnişi! Yaşasın İntifada!