Yaşam Sır Olmamalı, Dersim Soykırım Belgeleri Açıklansın.

15.11.2022

 

Dersim (Tunçeli) (Tunceli)

Bugün Seyit Rıza’nın ve yoldaşlarının idam edilişinin 85.yıl dönümü.15 Kasım 1937 ‘de idam edildiler.

Yaşam sır olmamalı, Dersim soykırım belgeleri açıklansın.

Dönemin siyasetçilerinden ve Adalet bakanı Mahmut Esat Bozkurt. "Türk'ün en kötüsü Türk olmayanın en iyisinden iyidir" demişti. Daha da demişti: "Türk, bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler." Bu sözler tam da soykırımın gerçekleştiği dönemin siyasal kültürü anlatıyor gibi.

Tarihin sayfalarına başarı olarak kaydedilen bu katliam, halkların kalbini karanlığa mahkûm etmekti oysa.

Çünkü bu ülkede sadece Türkler yoktu; Türkler, Lazlar, Ermeniler, Rumlar, Süryaniler, Keldaniler, Aleviler, Kürtler, Çerkesler, Ezidiler ve Arap etnik kimlikli insanlar, halklar birlikte yaşıyor. Bu farklı kimliklerin eşit, özgür ve kardeşçe bir arada yaşamasının en önemli dayanağı da çoğulculuktur.

Kendi topraklarını savundukları için idam edildi Seyit Rıza ve yoldaşları.1935 Tunceli Kanunuyla Türk sömürgeciliği başlıyordu. Tehdit ve tenkil harekâtı başlamıştı. 1924 Anayasası 88. maddesiyle ülkede bulunan halklar reddedilir ve Türklük ve Hanefi inancı yüceltilir.  

Tek dil, tek din ve tek millet dayatıldı halklara. Kendi topraklarını, kendi dilini, kendi kültürünü korumak için suçlandılar ve idam edildiler Seyit Rıza ve yoldaşları. Yukarıda da belirtildiği gibi Türk olmayanlar topraklarında hizmetçi olacaktı; olmayanlarda katledilecekti. Ali Şer ve Zarife’yle başlayan isyan Dersim’de devam edecekti. Seyit Rıza ve yoldaşları bu ülkenin kurucu unsurlarından olan hak yol Alevileri için zamanın iktidarı ile mücadeleye başlamıştır. Yağmalanmaya başlayan yaşam, katliama, soykırıma karşı mücadele etti. Kültür, soykırıma uğrayan toprakları savundu.

Sakallı Nureddin Paşa ve Pontus Rumlarının katilleri Dersim’de de rol oynadılar. Koçgiri, Zilan ve Ağrı ile devam eden katliamlar sonrasında “çıban başı” olarak gördükleri Dersim’e yönelecektiler. Onlar ise hiç kimsenin hizmetçisi ve kölesi olmamak için direndiler.

15 Kasım 1937’de idam edilenlerden bu zamana ne değişti?

Aleviler sistematik katliamlara uğradılar, diri diri yakıldılar. Dersim halkı yaşadığı katliamlarla yüzleşilmediği için sosyolojik olarak travmalarını atlatamadılar. Diğer halklarda olduğu gibi Cumhuriyetin 2.  yüzyılı konuşulurken 1. yüzyılında katledilen halklarla yüzleşilmediği sürece bu topraklara güneş doğmayacaktır. 14 Kasım 2022 İstanbul’da Taksim’de katledilen vatandaşlarımız gibi. Cumhuriyetin 2. Yüzyılına giderken katliamlar silsilesinin hala olması ülkede yaşayan halkların kaderini iktidara bırakmanın kötülüğün devamı olacak. Karanlığında kaybolanlar bilsinler ki, Seyit Rıza’nın dediği gibi ‘ben sizin yalanlarınızla bahşedemedim bu bana dert oldu, bende size diz çökmedim buda size dert olsun.’

Tarihsel arka planımızla bağ kurabileceğimiz tarihsel ve kültürel değerlerimiz unutmamalıyız. Yok, bir mezar taşımız bile çok görüldü Dersim halkına.  Bir halkı hafısazılaştırmak içindir kefensiz yatanlar.

Alevi halkının bu süreçlerde inancıyla imtihanın içerisinde olduğumuz günlerde iken, Alevilik torbaya sığmaz, inanç torbaya sığmaz.

 O nedenledir ki Alevi halkı hala şunları talep etmektedir.

-Seyit rıza ve yoldaşlarının mezar yerleri açıklansın:

-Dersim’in kayıp kızları bulunsun ve arşivler açıklansın.

Eşit yaşam şiarıyla anayasal kurucu yurttaşlık hakkıyla bu ülkenin kadim Halkları olarak taleplerimiz bellidir. Eşit ve anayasal kurucu yurttaşlık.

Halklar ve İnançlar Meclisi