“Barış Günü”ne yaklaşırken 29 Ağustos tarihinde yitirdik Vedat Türkali’yi. Dört sene önce. Onlarca roman, oyun, senaryo bıraktı ardında. Kendi deyişiylede "hevesi kursağında kalmış bir şiir tutkulusu".
“Haramilerin saltanatını yıkmak için” yazdı. Yalnızca yazmadı. Barış, demokrasi ve emek mücadelesinde hep cephedeydi. “Sadece okumaya yarıyorsa kitaptan iyi afyon yok!” malum.
Roman kahramanları da kendisi gibi mücadelenin içindeydi. Resmi tarihte tek satır bile yer almayacak bir tarihi yazdı. Döneminin tanıklığını yaparak bugüne ışık tuttu. "Yolunu hiç sapmadan” bitirdi... “Devrimcilikte emeklilik hakkı” olmadığını biliyordu. “Bu ülke kocaman bir cezaevi” olsa da bunu değiştirmek için, barış için, demokrasi için, halkların mutluluğu, eşitliği için kavga verdi. Son nefesine kadar.
Bugün büyük ustamız, yoldaşımız Vedat Türkali’yi anarken biz de onun gibi “gelecek dehşetli güzel günlere” inanıyoruz... Bunun için mücadele ediyoruz. Düşüncelerinle, mücadelenle sen de aramızdasın biliyoruz. Yumruğunu kaldırmış fotoğrafın gülümseyerek bakıyor, bize. Yanımızdasın.
Yaşama, yaşamlarımıza değer katan Vedat Türkali’yi aramızdan ayrılışının dördüncü yılında saygı ve özlemle anıyoruz.
Halkların Demokratik Kongresi
Kültür Sanat Komisyonu