"Bir, benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun.
İki, insanın insanı sömürmesine karşı çıksın; kimse, kimseyi aşağılayamasın; kimse, kimseyi asimile edemesin… İnsanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin.
Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir.
Benim kitaplarımı okuyanlar, yoksullarla birlik olsunlar; yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar, cümle kötülüklerden arınsınlar."
Bu vasiyeti okurlarına bırakan Yaşar Kemal: “Ben Kürdüm ama Kürt yazar değilim.” diye tanıtmıştı kendini. Belli ki bu nedenden ve insanın sömürüsüne, aşağılanmasına ve asimilasyona karşı çıkan kitaplarından ve konuşmalarından, uzun yıllar başı birçok kez devletle derde girdi. Birçok kez soruşturuldu, yargılandı. Tüm bunlar, onu yazmaktan ya da düşündüğü gibi yazmaktan vazgeçirmedi.
Anlatı ustası Yaşar Kemal’in fikirleri, mücadele geleneğine katkıları “İnce Memed”in dizelerinden yola çıktı ve asi bir rüzgâr gibi sarıp sarmaladı bizleri.
2015 yılının 28 Şubat günü sadece okurları ve sevenleri değildi Yaşar Kemal’i uğurlayanlar.
Öldüğü gün, Toroslar, Binboğalar ve Ağrı Dağı da uğurladı onu. Çukurova sıcağı ve bataklıkları, Anavarza Ovası ve pamuk tarlaları peşi sıra koştular.
Ve coşkun akan ırmaklar karşıladı sonra büyük ustayı…
Bize, tepemizde dolanıp duran kuşla, gölgesine sığındığımız ağaçla, kıyısında yürüdüğümüz ırmak , tuzlu sularında yüzdüğümüz denizle insan olduğumuzu daima unutmayalım diyeydi muştulu betimlemeleri.
Toplumcu ve sosyalist yazar Yaşar Kemal’in bir kitabı yoktur ki sömürüye ve yozlaşmaya karşı insanları mücadeleye çağırmasın.
Bir karakteri yoktur ki baskı, zulüm ve yozlaşmışlığın çaresizliği ve içinde bulundukları kötü duruma karşı daima direnmesin.
Yeryüzündeki bütün ezilenlere, Abdi Ağalar karşısında İnce Memedler olma cesaretini ve cüretini bırakan sevgili usta Yaşar Kemal’i büyük özlemle anıyoruz…
Halkların Demokratik Kongresi
Kültür Sanat Komisyonu