Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 22 Haziran'da Ankara'da yapılan Genel Kurul'un ardından ilk Genel Meclis toplantısını İstanbul'da yaptı. HDP'nin eski genel başkanları olan milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü'nün de katılımıyla Cezayir Restaurant'ta yapılan meclis toplantısında HDP ve HDK'li yöneticiler ile üyeler yer aldı. Toplantının açılış konuşmasını Sebahat Tuncel yaptı. "Şimdi HDK ve HDP'nin zamanıdır" diye konuşmasına başlayan Tuncel, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Ortadoğu'daki gelişmeler ve son dönemde Türkiye'de yaşananlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
HDP ve HDK olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, salt bir seçim olarak görmediklerini aynı zamanda Türkiye'de siyasi durumun netleşmesi açısından politik bir mesele olarak gördüklerini vurgulayan Tuncel, seçimlerin kendileri için yeni avantajlar sunduğunu kaydetti. AKP'den Başbakan Erdoğan ile CHP-MHP adayı Ekmelledin İhsanoğlu'nun muhafazakar-milliyetçi çizgiden beslendiğine işaret eden Tuncel, "AKP, CHP ve MHP, Türkiye'de örgütlenecek geniş kesimleri bize bırakmış durumda. O açıdan 40 gün boyunca yürüteceğimiz kampanyayı etkin bir şekilde kullanmak çok önemli" dedi.
Sivas katliamının yıldönümünde Sivas'ta bulundukları sırada oradaki halkın kendilerine yoğun ilgi gösterdiğini de paylaşan Tuncel, karşılaştıkları herkesin kendilerine 'Oyumuzu size vereceğiz' dediğini aktardı. Tuncel, HDP'nin bu sistemi değiştirecek bir cumhurbaşkanı seçtiğini, amaçlarının koltuğa oturup, Türkiye'yi mevcut haliyle yönetmek olmadığını ifade etti.
Ardından da Ortadoğu'daki gelişmelere değinen Tuncel, "Bütün Ortadoğu'da yaşananlara baktığımızda Musul'un hiçbir direniş göstermemesi, farklı bir şey olduğunu gösteriyor. Türkiye'nin bu durumda rahat olması başlı başına normal bir durum değil. AKP hükümeti IŞİD'e terör örgütü bile demiyor" diyerek AKP'nin Ortadoğu'daki politikasını eleştirdi.
PYD Eş Başkanı Salih Müslim'in "Kobani düşerse Kürt iradesi kırılır" sözüne de dikkat çeken Tuncel, bu durumdan Türkiye'nin de zarar göreceğini vurguladı. Tuncel, "HDK olarak Ortadoğu halklarının gelecekleri açısından sorumluluğumuzun olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde oradaki halkların geleceği Türkiye'nin geleceği açısından da önemli" diye konuştu.
Tuncel, Ortadoğu'ya dair değerlendirmelerinin ardından siyasi iktidar tarafından Kürt sorununu çözüme kavuşturma niyetiyle İçişleri Komisyonu'ndan geçirilen "Çerçeve Yasa" olarak bilinen kanun paketi üzerinde durdu. Tuncel, bu yasayı müzakere sürecinin bir başlangıcı olarak yorumladı. Yasayla beraber müzakere sürecinin resmi olarak başlamış olduğunu belirten Tuncel, devamında da şunları söyledi: "Asıl önemli olan 8 başlık diye ifade edilen başlıkların müzakeresi ve bunlara uygun yasaların çıkarılması. Bu, Kürdistan halkının direnişiyle kazanılmış bir süreçtir. Bugünkü kazanımların hepsi Kürt halkının mücadelesiyle bu noktaya gelmiştir. Müzakere sürecinin başarıya ulaşması sadece Kürtler için değil, Türkiye açısından da bir kazanımdır. Dolayısıyla bu sürece sadece demokratik özerkliğin inşası değil, Türkiye'nin demokratikleşmesi için de bakmak lazım. Biz de HDK olarak bunun mücadelesini veriyoruz."
Tuncel, örgütlenecekleri geniş kesimler arasında işçi ve emekçilerinde olduğu üzerinde durarak özellikle Soma'dan sonra işçilerin artık mevcut sendikalara karşı 'hayır' dediklerine işaret etti. Bu yüzden HDK ve HDP'nin çok geniş alanları olduğunu belirten Tuncel, "Şimdiye kadar HDP konuşuyorduk ama şimdi kendi işimizi yapma zamanı. HDK olarak asıl işimize döneceğiz. Mahalle ,halk, gençlik, ekolojik, kadın meclislerini hayata geçireceğiz. Birlikte nasıl halk iktidarını inşaa edeceğimizi tartışacağız. Başlangıç ilkelerimiz hala kendisini koruyor. Sonuç olarak HDK artık yeni bir yürüyüşü başlatacak" diye konuştu.
Tuncel'in değerlendirmelerinin ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.
06.07.2014