33 Pir Sultan yoldaşı canımızın, 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nin devletin gözü önünde organize linç saldırısıyla ateşe verilmesi sonucunda yaşamını yitirdiği Sivas Katliamı’nın 27. yılındayız.
Televizyonlarda canlı yayınlanan katliam sırasında asker ve polis gerici güruhu durdurmak bir yana, katliama adeta çanak tuttu. Dönemin başbakanı Tansu Çiller ise “Otel yangınında dışarıdaki vatandaşlarımıza herhangi bir zarar gelmemiştir” diyerek devletin bu katliamına bakış açısını net olarak ortaya koymuştur.
Aradan geçen yıllar içerisinde yapılan göstermelik yargılamalar sonucu katliamda rol almış kimi katiller hapis cezasına çarptırılmış, kimileri ise yurtdışına kaçmıştır. Katliamın baş sorumlularından birisi ise güya yıllardır arandığı halde Sivas'ta yaşamına devam etmiş, evinde eceliyle ölmüştür.
Sivas katliamı davası ise yıllar sonra zaman aşımı gerekçe gösterilerek düşürüldü. İnsanlık suçunda zamanaşımı söz konusu olamayacakken, 33 canımızın katilleri bu sayede “aklanmış” oldu.
18 yıllık AKP dönemi ise Alevi halklarımıza dönük saldırıların arttığı bir dönem oldu. Cami Cemevi projesi ve benzeri tahrip edici politikalar ve uygulanmalarla Alevileri asimile etmeye çalışarak, dedelere maaş bağlanması gibi projelerle yeni Hızır Paşalar yaratma arayışlarını bugün de sürdürüyorlar. Sivas Katliamı’nda yer alan katillerin savunmasını yapan avukatların AKP'nin avukatları arasında olduğunu akla getirdiğimizde AKP'nin bakış açısını net bir şekilde görebiliriz.
Katliamın yıldönümünde hiç dinmeyen acımızla sesleniyoruz: Adalet istiyoruz!
Halklarımıza asimilasyon politikalarınızı dayatmaktan vazgeçin. Tüm katliamlarda ve direnişlerde yaşamını yitirenlerin katillerinin açıklanmasını, katliamları planlayan ve yönetenler yargılansın ve cezalandırılsın.
Halkların Demokratik Kongresi Halklar ve İnançlar Meclisi olarak, Sivas Madımak Oteli’nde yaşamını yitiren 33 can şahsında, katliamlarda yaşamını yitiren canları saygı ve minnetle anıyoruz. Halkların birlikte yaşam kültürlerini yok sayarak, savaş ve katliam doğuran devlet ve yönetim yaklaşımlarının son bulması için, Türkiye halkları olarak varlığı doğduğu toprakta yaşam hakkını kutsal sayıyor, ortak yaşamı tüm renklerin birbirini anladığı ve ifade ettiği barış içerisinde ortak vatanlara dönüştürme inancımızı yineliyoruz.
Halkların Demokratik Kongresi
Halklar ve İnançlar Meclisi