SAYGIYLA ANIYORUZ

06.01.2017

Yürütülen büyük barış mücadelesi ve büyük barış umudunun ardından, Saray ve AKP Hükümeti tarafından uygulamaya konulan Çöktürme Planı neticesinde Kürdistan'da devletin bütün birimlerinin içinde olduğu büyük bir katliam gerçekleştirilmiş ve pek çok şehir ve ilçe merkezi büyük bir yıkıma uğramıştır.

AKP ve Saray, savaşa ve faşizme karşı mücadele eden başta Kürt halkı olmak üzere, tüm demokrasi ve özgürlük güçlerine karşı infazları devreye koyarak, Başkanlık adı altında faşizmi kurumsallaştırmaya çalışmaktadır. Bütün bu süreçte dikkati çeken en temel durum ise faşizmin "Önce Kadınları Vurun" gerçekliğini Türkiye ve Kürdistan direnişlerinde pratiğe geçirmiş olmasıdır.  Dilek Doğan, Günay Aslan, Dilan Kortak, Şirin Öter ve Yeliz Erbay'ın infaz edilmesi, kadın bedenlerinin teşhiri, cinsiyetçi yazılımalar, gözaltındaki cinsiyetçi işkencenin artması, iktidarın kadın özgürlük mücadelesine olan yaklaşımını gözler önüne sermektedir.

Geçen sene, 4 0cak 2015 tarihinde Şırnak'ın Silopi ilçesinde özyönetim direnişleri sürecinde Seve Demir, Pakize Nayır, Fatma Uyar'ın katledilmeleri de aynı korkunun ve kadın düşmanlığının bir göstergesidir. Demokratik legal alanda faaliyet yürüten 3 Kürt Kadın siyasetçi, yaralı oldukları devlet yetkililerine bildirilmesine rağmen bulundukları eve ambulans gönderilmemiş, otopsi raporlarının gösterdiği üzere yaralı halde infaz edilmişlerdir.

Seve, Pakize ve Fatma'nın katliamı, bizlere başka bir barış mücadelesini anımsatmaktadır. Barış süreci olarak adlandırdığımız, çözüm görüşmeleri içerisinde Fransa'da 3 Kürt Kadın siyasetçi planlı, uluslararası bir komplo sonucunda 9 Ocak 2013 tarihinde katledilmişlerdir. Ömrünü Kürt kadın mücadelesine adayan, bulunduğu her alanda sınır tanımadan kadın özgürlüğünü var etmeyi görev edinen Kürt kadın önderlerden Sakine Cansız ve Leyla Söylemez, Fidan Doğan'ın katli de barışı bitirmek için planlanmıştır.

Bugün, kadınlar üzerinde dinci, faşist erkek egemen baskının her geçen gün ivmelendirildiği,  kadın düşmanlığının planlı bir devlet politikası olarak uygulandığı, içte dışta savaş şiarıyla savaş politikalarının yaşamımızın her bir hücresinde var edilmeye çalışıldığı bu süreçte, biz kadınlar devlet infazlarında, kayıplarında, erkek cinayetlerinde kaybettiğimiz tüm kadınları bir kez daha anıyoruz. Aynı zamanda,  HDK Kadın Meclisleri olarak; Seve, Fatma, Pakize, Leyla, Fidan ve Sakine'lerin anılarının ve mücadelelerinin her şart ve koşulda takipçisi olacağımızı olarak hep birlikte bir kez daha deklare ediyoruz. Kadınlar olarak, yaşamı ve barışı haykırıyoruz. Bizler, direnişin en önünde, barışın teminatı olarak yer alacak, bombalara karşı demokratik, seküler, kadın özgürlükçü bir sistemi var edeceğiz.

HDK Kadın Meclisleri