Savaşın Değil Barışın Sesi Olalım!

12.10.2019

Türkiye; Kürtlerin, Arapların, Süryanilerin ve Türkmenlerin birlikte ortak yaşam iradesi göstererek kurduğu Kuzey-Doğu Suriye Federasyonu’na karşı savaşa girmiştir. Bu savaşla hedef alınan, Rojava Devrimi’nin tüm bölge halklarının önünde açtığı özgürlükçü, demokratik ve barış içinde bir yaşam ufkudur. IŞİD’e ve tekçi ulus-devletçiliğe karşı kadınların öncülüğünde yürütülen mücadele ve kazanımları boğulmak istenmektir. İktidarın yürüttüğü savaş politikaları geri dönüşü olmayan ekolojik tahribatlara, soykırım, kent kırımı ve zorunlu göçlere neden olacaktır.

 

Başlattığı bu saldırı ile yurtiçinde yürüttüğü savaş politikalarını, başka halklar üzerinde de sürdüren iktidar, Türkiye’de derinleşen ekonomik, ekolojik, kültürel krizleri ve siyasi çöküşünü “milli birlik” ruhuyla örtmeyi, öte yandan da Suriye halklarının, topraklarının kaderi üzerinde söz sahibi olmayı, küresel paylaşım rekabetinde kendine yer açmayı ummaktadır.

 

Savaşa Hayır diyoruz!

 

9 Ekim’de başlayan saldırılar; tüm toplumu, toplumsal hafızayı, saldırının gerçekleştiği bölgedeki demografik, sosyo-kültürel yapıyı hedef almaktadır. Saldırılar sonucunda binlerce insan yaşadığı bölgeden zorunlu göçle ayrılacak, göç ettikleri yerlerde de belki başka bir savaşın içine girmek zorunda kalacaklardır. Hükümet, geçmişte açık ve örtülü müdahalelerinin de etkisiyle tırmanan savaş sonucu kentlerini, ülkelerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyeliyi bu yeni savaşla ele geçireceği bölgelere yerleştirmek üzere TOKİ konutları yaptıracağını ilan etmiştir. Bu katmerli etnik temizlik planının yanı sıra mülteciler bir kez daha Avrupa Birliği karşısında pazarlık ve şantaj aracı olarak kullanılmaktadır.

Savaşın her türlü vahşetinin, acımasızlığının, yıkımının, tahakkümünün, işgalci ruhunun; kadınlar ve doğa üzerinde kurulan, yüceltilen kahramanlıklarının ne olduğunu biliyoruz. Savaş naraları atanları, kadın düşmanı politikalarını, kadın mücadelesine ve kazanımlarına doğrudan saldırıda bulunan bu aklı teşhir ediyoruz! Rojava Devrimi kadın devrimidir!

 

Saldırı başladığından beri sivil yerleşim alanlarının, su ve elektrik istasyonlarının, barajın bulunduğu noktalara atış yapılmaktadır. En temel hak olan yaşam hakkı ve suya erişim hakkı gasp edilmektedir ve bu insanlık suçudur!

Bombalarla savaş araçları ile talan edilen/ edilecek olan ekosistemler yüzlerce yıl kendini onaramayacaktır. Bölgede savaştan geriye dönebilenler de yıkıma uğramış alanlarda üretim yapamayacak, geçimlik yaşamını sürdüremeyecektir.

 

Savaşın kazananı olmaz!

 

Tüm demokrasi ve özgürlük güçlerini, ekoloji ve yaşam savunucularını, insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, hayvan hakları mücadelesi verenleri, savaşın değil barışın sesini yükseltmeye çağırıyoruz.

Savaş’a Hayır, Barış Hemen Şimdi!

 

HDK Ekoloji Meclisi

12 Ekim 2019