Paris’ten Silopi’ye Kürt Kadın Siyasetçiler Katledilmeye Devam Ediyor

09.01.2016

Demokratik Bölgeler Partisi(DBP) Parti Meclisi Üyesi Sêvê Demir,  Halkların Demokratik Partisi ve Kongreye Jınên Azad (KJA) aktivisti Fatma Uyar ve Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır Silopi’de devlet güvenlik güçleri tarafından hedef alınarak otomatik silahlarla taranmaları sonucu hayatlarını kaybetmiştir. Bizler  HDK olarak, özgürlük yolunda katledilen kadın yoldaşlarımızın anıları ve mücadeleleri önünde saygıyla eğiliyoruz.

Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı Cizre, Sur, Nusaybin, Silopi ilçelerinde kadınların örgütlü direnci kırılmaya çalışılıyor, güvenlik güçleri çocuklardan sonra kadınları hedef almaya sürdürüyor. Çünkü Saray ve AKP iktidarı, örgütlü kadınların gücünün kendi iktidarını sarsacak temel güç olduğunu çok iyi görüyor. Özyönetim mücadelesinin öncü kadınları olan bu üç kadın siyasetçinin katledilmesi ile verilen mesaj, devletin saldırganlığını kadınlar üzerinden siyasi cinayetlerle sürdüreceğinin en açık göstergesidir. AKP Hükümeti’nin oluşturduğu “Çöktürme Planı” gün be gün hayata geçirilerek kentlerdeki işgal, kuşatma, sokağa çıkma yasaklarına direnen, direnişe ruhunu veren kadın gücü hedef alınarak kentler insansızlaştırılmaya, teslim alınmaya çalışılıyor.

Bugüne kadar abluka altında katledilen Kürt kadınlarının yanında, "şafak operasyonları" adı altında Türkiye'de katledilen Günay, Dilek, Dilan, Yeliz ve Şirin'in infazı da kadına yönelik bu katliam politikasının  bir sonucudur.

Bundan 3 yıl önce 9 Ocak 2013 tarihinde Paris’te Kürt Özgürlük Mücadelesinin önemli isimlerinden Sakine Cansız ile Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez katledilmişti. Tam da 21 Mart 2013 tarihi Newroz’unda Sayın Öcalan tarafından Türkiye’de halkların bir arada yaşama umudunu güçlendiren ve barışın yolunu gösteren tarihi manifestonun açıklanmasından önce hayata geçirilen bu suikast, çözüm ve müzakere sürecini engellemeye dönük, devletin derin güçleri ve uluslararası güçlerin de içerisinde olduğu bir komplo ve katliam olarak tarihimize geçti. Bu katliamın aydınlatılmasında ne Türkiye Cumhuriyeti devleti ne de Fransa hükümeti olayların açığa çıkarılması amacıyla herhangi bir yol almadı. Demokratik bir çözümün gerçekleşmesi adına katliamın aydınlatılması yerine üstünün örtülmesi hem Türkiye’de hem de Fransa’da başka katliamların geliştirilmesinde katliamcı güçlere daha fazla cesaret verdi.

Kürdistan’da uygulanan savaş konseptine karşı hayata geçirilen kadın isyanının önünde hiçbir silahlı güç duramaz. Kadınların sahiplendiği, kendisini mücadelenin merkezine koyduğu hiçbir direniş yenilmemiştir, yenilemez.

Biz HDK olarak, halklarımızı, Paris katliamının aydınlatılması için mücadele etmeye ve Kürt kadın siyasetçilerini de hedef alan kadına yönelik katliamlara, siyasi cinayetlere karşı durmaya, örgütlü örgütsüz tüm kadınları bu savaş gücü karşısında demokratik tepkilerini yükseltmeye çağırıyoruz.

            Ertuğrul Kürkçü & Sebahat Tuncel

            Halkların Demokratik Kongresi Eşsözcüleri

            09.01.2016