20'si tutsak 46 gazetecinin yargılandığı "KCK Basın Komitesi" davasının 2-6 Aralık tarihlerinde görülecek duruşması öncesi tutsak gazetecilerle dayanışmak ve davaya dikkat çekmek amacıyla düzenlenen basın açıklamasında tutsak gazetecilerin özgürlüğü istendi. Eylemde konuşan yayıncı Ragıp Zarakolu, 22 yıldır gazetecilik yaptığını, ancak meslek hayatı boyunca söz konusu dava gibi bir "rezalet" görmediğini dile getirdi.
Özgür Gündem gazetesi, Dicle Haber Ajansı (DİHA), Demokratik Modernite dergisi, Fırat Dağıtım ve Azadiya Welat gazetesi, 20'si tutsak 46 gazetecinin yargılandığı "KCK Basın Komitesi" davasının 2-6 Aralık tarihlerinde görülecek 8'inci duruşması öncesi tutsak gazetecilerle dayanışmak ve davaya dikkat çekmek amacıyla Galatasaray Lisesi önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube yöneticileri, HDP Eş Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, yayıncı Ragıp Zarakolu, Evrensel gazetesi Yazı İşleri Müdürü Fatih Polat'ın yanı sıra çok sayıda özgür basın çalışanı gazeteci ve yurttaş katıldı. "Özgür basın susmayacak" pankartının açıldığı açıklamaya katılan gazeteciler, tutsak meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.
Açıklamaya katılan HDP Eş Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel sık sık atılan "Özgür basın susturulamaz" sloganına dikkat çekerek, "Burada bütün herkes tek ses olmuş, bunu belirtiyor. Bu slogana olan inancını belirtiyor. Özgür basının susturulması için çok uğraşıldı. Ama bu alan hiçbir zaman boş kalmadı, susmadı. Boşaltılan alanlar cesaretli çocuklar tarafından dolduruldu" dedi. Gazeteciler üzerinde uygulanan sansüre de değinen Tuncel, "Arkadaşlarımız doğru söylüyor, tutsak gazeteciler fikren ve ruhen özgür konumdadırlar. Ama dışarıdaki fiziken özgür arkadaşlarımız sürekli baskı altındalar" diye konuştu. Tutsak gazetecilerin Sivas, Maraş, Çorum ve Gazi katliamlarını yazdıklarından dolayı tutsak edildiklerini dile getiren Tuncel, "Onlar ezilenlerin yanında oldukları için, bu ülkede Türk halkından başka halklar olduğunu söyledikleri için, Alevilerden, çevrecilerden LGBT bireylerden bahsettikleri için tutsak edildiler. Ben buradaki bütün arkadaşları Silivri'ye davet ediyorum, bu insanların neden yargılandıkları görürsünüz. Arkadaşlarımız bir nevi bizim üzerimizden tutsak edildiler, iddianamelerinde bizimle, milletvekili arkadaşlarımızla röportaj yaptıkları için suçlanıyorlar. Gerçeği yazdıklarından dolayı oradalar, biz onların yanında olduğumuzu her zaman göstereceğiz" diye konuştu. Davanın Türkiye'deki demokrasinin durumunu da gözler önüne serdiğini kaydeden Tuncel, "Demokrasi iktidarın söylemlerini onaylamak, onların emirlerine uygun davranmak, sadece iktidar politikalarına yer vermek değildir. Demokrasi iktidarın kendi politikasını onaylamayanları, politikalarını beğenmeyenleri terörist ilan etmesi değildir. Biz bu noktada baskıcı ve otoriter rejime 'êdî bes e' diyoruz. Halkların baskı altında alınarak yönetilebileceğini sananlar yanılıyorlar. Gelecek bunu açık bir şekilde gösterecektir" diye ifade etti.
30.11.2013