Leyla Güven’i ziyaretimden güç aldım

28.04.2019

İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutsaklarla dayanışmak için kurulan insan hakları örgütü Addameer’in hukuk birimi başkanı Mahmoud Hassan, Filistinli tutsakların maruz kaldığı tecrit uygulamaları ve mücadele yöntemlerini, Halkların Demokratik Kongresi genel merkezinde bir basın toplantısıyla paylaştı. 


İsrail işgali süresince bugüne kadar 1 milyon Filistinlinin yaşamını yitirdiğini dile getiren Mahmoud Hassan, tutukluluğa karar veren hakimlerin aynı zamanda birer asker olduğunu dile getirdi. Bugün İsrail hapishanelerindeki 5450 Filistinlinin 250’sinin çocuk, 48’inin kadın olduğunu ve İsrail’e “idari tutukluluk” kapsamında olduğu için hangi gerekçeyle yargılandığını bilmeyen, mahkemeye dahi çıkarılmamış ve uzun süredir cezaevinde olan 797 kişi bulunduğunu, bunların da 7’sinin parlamenter olduğunu söyledi. 


İsrail’in yasalarında, hatta anayasasında “işkence etme” konusuna yer veren tek ülke olduğunu belirten Hassan, “Yasalarda işkence yasak değil ancak şöyle bir ibare var: Ölümle sonuçlanmaması kaydıyla sorgu esnasında şiddete başvurulabilir. Hapishane otoritesi, tutukluluk başlangıcıdan itibaren işkence uyguluyor. Bu işkence yöntemlerinden biri de, uluslararası hukukta yasak olmasına rağmen uygulanan tecrittir. Tecrit, İsrail hapishanelerinde, mahkemelerin kararıyla değil, hapishane otoritesi ve siyasi makamlar tarafından uygulanıyor” dedi. 


Filistinli tutsakların açlık grevi direnişlerini paylaşan Mahmoud Hassan, 2012’de tecridin kaldırılmasına yönelik açlık grevlerinin kazanımla sonuçlandığını belirtti. “FHKC’nin tutsak Genel Sekreteri Ahmad Saadat ile beraber topyekûn bir açlık grevi direnişi başlatıldı birkaç ay önce. 500 tutsağın katıldığı bu direnişte İsrail yönetimi Doktorlar Birliği’ne zorla müdahale talimatı verdi. Birlik kabul etmediği için yoldaşlarımız ciddi sağlık sorunu yaşamadılar” diyen Hassan, 8 gün süren direniş sonunda İsraişl’in masaya oturmak durumunda kaldığını belirtti.  


Filistin halkıyla işgal yöntemleri aracılığıyla iletişim kuran İsrail devletinin af uygulamasını asla gündemine almadığını dile getiren Mahmoud Hassan, Gilad Şalit’in serbest bırakılması için yapılan anlaşma  gereği serbest bırakılan Filistinli tutsakların tamamının yeniden tutuklandığını, müebbet hapis cezaları aldığını dile getirdi. 


Filistin Yönetimi’nin de işgal altında olduğunu belirten Hassan, “İsrail ile anlaşmanın ömrü 1 yıldan uzun sürmez. Oslo sürecinde de Filistinli bütün tutsakların serbest bırakılacağında mutabakata varıldı. Fakat bu sürecin zamana yayılmasını kabul etmek, Filistin Yönetiminin stratejik hatası oldu. İlk yıl serbest bırakılan tutsakların dışında hiçbir tutsak bırakılmadı. İsrail anlaşmalara sadık kalmıyor” diye konuştu. 


Leyla Güven’i de ziyaret ettiğini dile getiren Mahmoud Hassan, bu ziyaretin kendisi için motive edici olduğunu, Leyla Güven’den güç aldığını dile getirdi. Tecrit uygulamasının tamamen kaldırılması için daha güçlü olarak mücadele etmemiz gerektiğini hatrılatan Mahmoud Hassan, “Leyla Güven ve açlık grevini sürdürenlerin talep ettiği şeyler bu ülkenin kanunlarında yer alıyor. İstenilen şey, kanunların uygulanması.”