Sayın Başkan değerli üyeler,
Dikkatinizi çoğunlukla Kürt halkının yaşadığı Türkiye’nin güneydoğu ilçelerinde
süregiden çatışmalara ve kabul edilemez insan hakları ihlallerine çekmek
istiyorum. Türk hükümeti ve PKK lideri Öcalan arasında gerçekleştirilen,
2013’te Türkiye’ye ilişkin ilerleme raporu tartışmaları sırasında Avrupa
Konseyi Parlamenter Meclisi’nce de tavsiye edilmiş olan barış görüşmelerinin
askıya alınması sonrasında bu ilçeler ve illerde yeni bir şiddet dalgası patlak
verdi.
O andan beri Türkiye’deki Kürt
illeri ve ilçelerinde şiddet yayılıyor. Çok sayıda sivil çoktan hayatını
kaybetti ve kayıp sayısı 150’yi aştı. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından
verilen rakamlara göre öldürülen “terörist” sayısı 450 dolayında ama Türk
hükümeti sivil kayıpların varlığını asla kabul etmiyor.
AKPM’yi gözlerini Türkiye’de
olup bitenlere açmaya çağırıyorum. Doğrusu, ABD ve Avrupa ülkeleri dahil Batı
Dünyası İncirlik üssünün açık tutulması ve Türkiye’nin Avrupa’ya mülteci
akınına karşı bir engel olarak kullanılması gibi alelade çıkarlar karşılığında
Türkiye’de olan bitene gözlerini kapatıyor. Zalimane davranışlara ve insan
hakları ihlallerine göz yumuluyor.
AKPM’yi Türkiye’de olanları yakından izlemeye çağırıyorum. Esasında bu AKPM’nin görevidir de. Türkiye gerçekte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin şu ana kadar kuşatma altındaki Cizre ilçesinde yaralı sivillere tıbbi yardım sağlanması doğrultusunda verdiği üç acil durum kararını da yerine getirmeyi reddetti. En azından üç kişi, karlar altında yaralarından sızan kanlar içinde ambulansların gelmesini beklerken hayatlarını kaybettiler. AKPM’nin en azından Bakanlar Konseyini duruma müdahale etmeye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türk hükümetinin barınak ve tıbbi yardım sunması ve Türkiye’de sürüp giden insan hakları ihlallerine son vermesi doğrultusundaki emirlerine uymasını sağlamaya çağırması gerekir.
(Eşsözcümüz Ertuğrul Kürkçü'nün 25.01.2016'da Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi(AKPM) toplantısında yaptığı konuşma)