Barbar IŞİD çeteleri, tam 6 yıl önce Ortadoğu halkları için umut olmuş Rojava Devrimi’ni çökertmek, devrimci süreci sekteye uğratmak üzere Kobanê’ye saldırdı. Kenti ele geçirmesi halinde ismini “Ayn el İslam” (İslam Pınarı) olarak değiştireceğini ve bayram namazını Kobanê’de kılacağını duyurdu.
IŞİD ve benzeri cihatçı çetelerle işbirliği ayyuka çıkmış AKP iktidarı, IŞİD’le kapı komşusu olmakta bir beis görmüyor, IŞİD’in Kobanê halkını kırıma uğratmasına sessiz kalmayan ve yeni yaşamı savunan binleri polis, asker ve jandarmanın şiddetli müdahaleleriyle karşılıyordu. Dönemin Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin, IŞİD sanığı ve ÖSO için dernek kurarak örgütlendiğini polis ifadesinde itiraf eden Bahaa Alden Najeep’le belediyede görüşmeler yapıyordu.
Ancak tüm bunlar direnişi engelleyemedi, 1 Kasım 2014’te Kobanê Direnişi zafere ulaştı. Kobanê; ezilen, dışlanan, sömürülen, ötelenen, baskıya ve zulme uğrayan tüm halkların sahiplendiği, güç aldığı en temel mücadele kaynağı olarak sembolleşti. Ortadoğu’da gerici, faşist, kadın düşmanı IŞİD zihniyetinin zulmüne karşı direniş çığlığı olarak yükseldi ve insanlık tarihindeki onurlu yerini aldı. Emperyalist paylaşımla şekillendirilmiş Ortadoğu'nun inkârcı-asimilasyoncu ulus-devletlerine karşı özyönetimci, halk meclislerine dayanan demokrasi ile eşit ve özgür bir yaşam ihtimalinin olduğunu gösterdi.
Kobanê’nin kazanmasıyla ortaya çıkan irade, AKP’nin Ortadoğu’daki yayılmacı düşlerini suya düşürdü. AKP Genel Başkanı Erdoğan, çözüm sürecini tek taraflı olarak bitirdi ve Kürt halkına yönelik kırım politikasını adım adım uygulamaya koydu. Nusaybin’de, Cizre’de, Sur’da kent ablukaları ve ardından gelişen kayyum atamaları, Kürtlerin tarihine, diline, kültürüne, coğrafyasına dair ne varsa hepsini yağmacı, talancı, IŞİDvari yöntemlerle hedef aldı. Bu uygulamalar, Kürtlerin Kobanê’de olduğu gibi Kuzey Kürdistan’da da kendini yönetme iradesine, toplumsal ve siyasal bir güç haline gelmesine, kendi yönetim modelini oluşturarak ve iradesine sahip çıkarak tarih sahnesinde yerini almasına yönelik geliştirilmiş kapsamlı siyasal ve ideolojik saldırının bir parçasıydı. Medya ve yargı eliyle yaratılan Kürt düşmanlığı üzerinden de Türkiye halklarının yaşananlara razı edilmesi amaçlandı.
Yıllar önce Erdoğan’ın diğer sistem partilerini “Sivas’ın ötesine geçemiyorsunuz” diye eleştirirken dile getirdikleri, IŞİD benzeri bu “fetih süreci”nde kendisine biçilen rolü de içermekteydi. Kent ablukaları ve yıkımlarından sonra bazı illerde “şükür namazlarının” organize edilmesi, yine Kars Belediyesi’ne kayyum atandıktan sonra belediye önünde namaz kılınması; IŞİD’in “Kobanê’de bayram namazı kılma” ve Erdoğan’ın Şam’daki Emevi Camii’nde Cuma Namazı kılma hedefinden farksızdır. Bunların tümü ırkçı, kırımcı, kendinden olmayanı imha etmeyi meşru gören fetih anlayışının somutlaşmış halleridir.
Bugün Kobanê ruhu, işte bu, halkları zorla ve baskıyla yönetmek isteyen, yönetemediğini imha etmeyi hedefleyen AKP-MHP bloğunun ve fetihçi yandaşlarının kâbusu olmaya devam ediyor. Soykırımı mümkün ve meşru gören IŞİD’e karşı özgürlüğü esas alan Rojava’nın direnişi yaşamın yeniden yapılandırıldığı yer olarak parlıyor. Kendinden olmayanı vahşice öldüren insanlık düşmanı IŞİD’e karşı mücadelede, kendinden olmayanın sorumluluğunu taşımaya hazır halkçı yönetim anlayışıyla bu topraklarda ve dünyanın her yerindeki direnişlere ilham veriyor.
Bugün Kobanê Direnişi Ortadoğu halklarının muhtemel geleceğinin teminatı olarak umudun ta kendisi. Bugün Kobanê Direnişi, halkların, emperyalistlerin emellerine ulaşmaları için uyguladıkları zulmün nesnesi değil kendi geleceklerinin öznesi ve yeni yaşamın güvencesi olduğunu söylüyor! Ortadoğu’nun keşmekeşinde, cinsiyet eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik iradelerin hem gericiliğe hem de bölgede yüz yıllardır süren ordu-devletlere karşı kazanabilecek güçte olduğunu haykırıyor.
Şimdi tüm Türkiye ve Kürdistan halklarıyla birlikte Kobanê ruhunun verdiği inanç, ilham ve kararlılıkla emek ve demokrasi güçlerinin birlik ve mücadelesini büyütme zamanı.
Halkların Demokratik Kongresi olarak baskının ve sömürünün her türlüsünden kurtuluş için, özgür ve eşit yeni bir toplumun inşası için verilen mücadelede direnenleri selamlıyor, 1 Kasım Dünya Kobanê ile Dayanışma Günü’nü kutluyoruz.
Yaşasın Kobanê Direnişi!
Yaşasın halkların eşitliği ve kardeşliği!
Halkların Demokratik Kongresi
Yürütme Kurulu