Halklarımıza!
19 Mart Cumartesi sabahı İstanbul, Beyoğlu İstiklal Caddesi'ndeki intihar saldırısında hayatlarını kaybeden yurttaşlarımıza rahmet, yakınlarına ve halklarımıza başsağlığı ve sabır diliyor ve saldırıyı lanetliyoruz. Büyükçe bölümünü İstanbul'u ziyaret eden turistler ve konukların oluşturduğu diğer kayıplar için de dünyanın dört bir yanındaki yakınlarına ve sevdiklerine taziyelerimizi bildiriyoruz. Bütün yaralılara acil şifa diliyoruz.
Bir kez daha, Türkiye ya da başka bir yerde süregiden çatışmaların tarafı olmayan sivilleri, çoğu insanlığın ortak kültür mirasını paylaşmak için İstanbul'da bulunan konukları hedef alan, hiçbir vicdanın ve aklın kabul edemeyeceği bir kıyımla karşı karşıyayız. Bu saldırının bütün dünya halklarına karşı işlenmiş bir insanlık suçu olduğunu vurguluyor ve katliamın asıl sorumluluğunun güvenlik politikalarıyla bu ülkede yaşayanları seri intihar saldırılarına açık hedef haline getiren AKP hükümeti olduğunu ifade ediyoruz.
Bugün aramızdan ayrılanlar, Başbakan Davutoğlu'nun IŞİD bombacılarına “eyleme geçmedikçe müdahale etmeme” politikasının sonucu olarak hayatlarını kaybettiler. İstanbul'daki intihar saldırısını gerçekleştiren saldırganın emniyet tarafından aranan IŞİD militanlarından birisi olma olasılığı AKP'nin güvenlik politikalarının halklarımıza yönelik acı bir alaydan ibaret olduğunun açık bir kanıtı. Ne acı ki, aynı hoşgörünün yakın gelecekte daha nice canlara mal olacağını şimdiden görebiliyoruz.
Halkların Demokratik Kongresi olarak, her intihar saldırısı sonrasında halklarımıza “terörle yaşamaya alışma” çağrısında bulunan Saray ve AKP iktidarına duyurmak istiyoruz ki, bizzat kendi Ortadoğu ve Kürt politikalarının dolaysız sonucu olan şiddet sarmalını demokratik siyasetin alanını daraltmak, barış talep eden toplumsal kesimler ve hareketler üzerinde baskı kurmak ve tepkisizliği kurumsallaştırmak için kullanmalarına asla alışmayacağız. Halklarımızı ölümle korkutarak faşizme razı edemeyeceklerini anlamaları için bütün demokratik güçlerin ortak mücadelesi için çaba göstermeye devam edeceğiz.
Halkların Demokratik Kongresi olarak, AKP ve Sarayı bir kez daha, müzakere
koşullarını sağlayarak, “çözüm sürecine” geri dönmeye, Suriye'deki savaştan her
düzlemde elini çekerek barışın onarılması için sorumluluk almaya, ya da derhal
istifa ederek yerini halkın “barış içinde yaşama hakkı”nı güvence altına alacak
başka bir hükümete bırakmaya çağırıyoruz.
Halklarımızın bu zor süreci, “demokrasi ve barış” iradesini büyüterek,
dayanışma ve insanlık değerleriyle bertaraf edeceğinden kuşku duymuyoruz.
20 Mart 2016
HDK Eşsözcüleri
Gülistan Kılıç Koçyiğit
Ertuğrul Kürkçü