Kamu malları Saray'a peşkeş çekiliyor!
AKP hükümeti Kamu kuruluşlarını Sarayın emrine veren Kararname çıkardı. Meclis devre dışı bırakılarak alınan kararla kamuya ait kuruluşlar Saray'ın emrine verildi. Halktan toplanan vergilerle ve halkın birikimi olan Ziraat Bankası AŞ, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), Türkiye Petrolleri AO (TPAO), Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ (PTT), Borsa İstanbul AŞ, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ'nin (TÜRKSAT) sermayelerinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı, Türk Telekomünikasyon, Eti Maden İşletmeleri ve ÇAYKUR, THY, HALKBANK Varlık Fonu AŞ'ye devredildi.
Kamu kurumlarının Saray'ın denetimine verilmesi tek adam diktatörlüğünün alt yapısını oluşturmak için atılmış fiili bir adımlardan biridir. Varlık Fonu adı altında kamu malları Saray'ın yağmasına açılmıştır. Oluşturulan bu fonda toplanan işletme ve varlıkların tamamı toplumsal denetimin dışında tutulmuştur. Sayıştay, Danıştay ve TBMM denetiminin dışındadır. Varlık Fonu AŞ. bu kuruluşların tamamının varlıkları satılabilecek, borçlanma için teminat olarak verilebilecek, üçüncü şahıslara devri yapılabilecek.
Bu kuruluşlarda çalışan işçi ve emekçilerin emeği, halktan toplanan vergiler teminat olarak gösterilerek iç ve dış borçlanma arayışına girilecek. Bu, 1881 yılında Osmanlı padişahlarının çıkardığı Duyun-u Umumiye ‘den farksızdır. Halklarımızın çalışarak yarattığı değerlerin, toplanan vergilerin uluslar arası sermayeye peşkeş çekilmesi anlamına gelmektedir.
Kamu Kurumlarının Varlık Fonu’nun da toplanması sadece Saray'ın siyasi merkezileşmeyi getirecek olan tek adam diktatörlüğünü değil aynı zamanda ekonominin ve tüm toplumsal varlıkların tek adam yetimine verilmesi demektir. Savaş siyaseti güden Saray'ın ekonomiyi de askerileştirme adımıdır. Osmanlılar dönemindeki gibi askeri harcamalar, silahlanmaya yatırım ve savaş ekonomisinin uygulanma adımı olarak Varlık Fonu kurulmuştur. Tek adam
diktasını getirmek isteyen saray, ekonomik kaynakları ve birikmiş sermayeye fiili olarak el koyma yöntemi izliyor. Osmanlı döneminde nasıl ekonomik varlıklar ve kaynaklar, ülke toprakları padişahın malı olarak ele alındıysa AKP, şimdi de benzer bir biçimde toplumsal varlıkları Saray'ın tasarrufuna devretmiştir.
Bu adım rejimin sadece siyasi olarak değil aynı zamanda ekonomik olarak da tıkandığını göstermektedir. Bu kuruluşlarda çalışanların iş güvencesi, kazanılmış hakları Saray tarafından gasp edilecektir. Varlık Fonu’nun kaynaklarından biri 45 yaş altı kamu emekçilerinden BES adı altında kesintilerdir. Halktan toplanacak vergilerin artırılmasıdır.
Varlık Fonu, toplumsal varlıkların yağmalanması, Saray'ın merkezinde durduğu inşaat şirketlerine teşvik adı altında kaynak aktarımıdır. Kamu malları ve arsalarının inşaat şirketlerine peşkeş çekilmesidir. Saray’ın denetiminde bulunacak bu fonun aynı zamanda sınırsız yolsuzluk, rüşvet ve yağma anlamına geldiği açıktır. 17-25 Aralık'ta açığa çıkan yolsuzluğun kapsamlı olarak büyütülmesi ve resmileşmesidir. Malezya'da uygulanan bu yöntemden büyük rüşvet çarklarının döndüğü açığa çıkmıştır.
Varlık Fonu AŞ. Halklarımıza karşı geliştirilen özel savaş aygıtlarına, katliam şebekelerine kaynak aktarımıdır.
Varlık Fonu AŞ'nin kuruluşu iptal edilmelidir. Halklarımızın birikmiş emeğinin ve alın terinin tek adam diktası tarafından gasp edilmesine izin verilemez. Ekonomik kaynakların tek adama teslim edilmesine HAYIR diyelim. Referandumda siyasetin, ekonominin, askeri tasarrufların tek adanda toplanmasını engellemek için tercihimiz HAYIR olacaktır.
HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ
YÜRÜTME KURULU