Kadınlara yönelik gözaltı ve tutuklamalara tepki gösteren HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu kadın mücadelesinin faşizmin kurumlaşmasının önünde engel olduğunu dile getirerek, mücadele hattının ve dayanışmanın büyümesi gerektiğini vurguladı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 14 Temmuz günü sabah saatlerinde birçok eve polislerce baskın düzenlendi. Baskınlarda, alınan 23 kadın dört gündür gözaltında tutuluyor. Kadınlara yönelik bir süredir devam eden gözaltı ve tutuklamalara, kadın örgütlerinin tepkisi devam ediyor. Kadın mücadelesinin hedef alınmasına tepki gösteren kadınlar, saldırı ve baskılara karşı her alanda örgütlülüğü büyütmeye dönük çağrılarda bulunuyor.
Bu çağrıyı yapanlardan biri de Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü İdil Uğurlu.
'İktidar kadınların mücadelesinden korkuyor'
İktidarın sistematik bir şekilde kadınlara saldırdığını söyleyen İdil, bunun nedenini ise iktidarın, kadınların yükselen mücadelesinden korkmasına bağladı. Kadınların verdiği mücadelenin aynı zamanda Türkiye’deki mücadeleyi şekillendireceğini ve öncüsü olacak bir harekete işaret eden İdil, “Ama Diyarbakır’da adeta adım atan, dışarıda görünür olan AKP’nin yaptığı uygulamalara hayır diyen her kadını neredeyse gözaltına alındı. Veya tutuklanma ile karşı karşıya kaldı. Kadınlar bu konuda pes etmeyecekler. AKP iktidarının kadın mücadelesine tahammülü olmayabilir ama kadınlar olarak AKP’nin yaptığı uygulamalara hiç bir şekilde tahammülümüz yok. Ve bu mücadele devam edecek. Gözaltına almalar kadın mücadelesini daha da yükselten daha da artıran bir uygulama olarak bizim karşımıza çıkıyor" dedi.
'Dayanışma büyümeli'
Kürt kadınlara yönelik yoğun saldırılar söz konusu olduğunu dile getiren İdil, “AKP iktidarına hayır diyen, tekçi uygulamalara hayır diyen her kadına gözaltı ve tutuklama yapılır. Kadınlar bu süreçte dayanışıyor. Bu çok anlamlı ve önemli ama daha da dayanışmak gerekiyor. Kadın mücadelesi veren her kadının, Diyarbakır’daki gözaltı ve tutuklamalara tepki verip hayır demesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
'Kadın mücadelesi faşizmin önünde engel'
AKP iktidarının son yıllarda gittikçe tekleşen, otoriterleşen bir sisteme büründüğünü ve faşizmi kurumsallaştırma politikaları yürüttüğünü söyleyen İdil, bu politikaların önündeki en büyük engelin kadın mücadelesi olduğunun altını çizdi. İdil, 2015 yılından beri uygulanmayan ve şu anda AKP’nin de gündeminde olan İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığını belirterek, “Şimdi ise bu sözleşmeden çekilmeyi gündeme getirdiler. Tecavüzcülerin çocuklarla evlendirilmesi gerekçesiyle, tecavüzü sistematik hale getirmek istiyorlar. Bu aynı zamanda erkek üzerinden toplumu, kadınları ve sonraki kuşakları şekillendirmek istemektir. Kadınlar sokaklarda AKP’nin getireceği her yasaya ‘hayır’ dediler ve geri çektirdiler. Yasaların Meclis’ten geçmesine izin vermediler" diye konuştu.
'Sözden çıkıp eyleme gidilmeli'
Kadınların kendi kazanımlarını dirhem dirhem, tırnak tırnak kazıyarak elde ettiğinin altını çizen İdil son olarak şöyle konuştu: "İktidar kadınları dört duvar arasına kapatmak ve kadın zihniyetini, kadın özgürlük mücadelesini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Kendisi açısından tehlike gördüğü bir potansiyel. Kadınları sahiplenme sadece bir kesim tarafından olmamalı. Mesela Rosa Kadın Derneği çalışanlarına yapılan saldırı, Rojbin Çetin’e yapılan işkenceye büyük bir tepki gelmeli. Bir kadına yapılan saldırıyı her kadın kendisine yapılmış olarak kabul etmeli. Kadına yapılan bir saldırı toplumun her kesimine yapılmış olarak görülmeli ve mücadele hattı hızlı bir şekilde örülmeli. Sözden çıkıp eyleme gidilmeli. Gözaltı ve tutuklamalar biz kadınları yıldırmayacak. Kadınlar daha da güçlenecek. Dört duvar arasına hapsedilmiş olabilirler ama ruhları ve düşünceleri özgür.”
(Safiye Alağaş/JINNEWS)