Helin Bölek, açlık grevi direnişinin 288. gününde hayatını kaybederek şehadete ulaştı. Helin Bölek ve yoldaşı İbrahim Gökçek’in, Grup Yorum üzerindeki baskıların son bulması, grubun tutuklu üyelerinin bırakılması, grubun, üzerlerinde arama ve yakalama kararı bulunan diğer üyeleri hakkında ki kararların ve konser yasaklarının kaldırılması talebiyle başlattığı açlık grevi eylemi, süreç içerisinde ölüm orucuna dönüşmüştü. Açıktır ki, hem Açlık grevinin, hem bu eylemin ölüm orucuna evrilmesinin, hem de Helin Bölek’in şehadetinin nedeni Akp-Mhp iktidarı ve insan haklarını yok sayan güvenlikçi politikalarıdır. Siyasi iktidarın, ‘sorun yokmuş gibi’ yaklaşmayı siyasi beceri, direnişin yükseldiği aşamada ise zorla müdahaleyi gücün, kudretin göstergesi olarak değerlendiren aklı, eylemin şehadetle sonuçlanmasına yol açmıştır. Şunu tüm netliğiyle ortaya koymak gerekmektedir ki; faşizan politikaların neden olduğu sorunları görmezden gelmek, insanlıktan çıkmışçasına bir körlüğü ifade etmektedir. Yaşamlarını sanata, halkın-emekçinin duygularına tercüman olmaya adayan sanatçıların tüm varlıklarını ortaya koymak durumunda kaldığı bir direniş gerçekliğine zorla müdahaleye kalkışmak ise, hak arayışçılarının yüce duruşu karşısında yaşanan ezikliği ve zavallıca acziyeti ifade eder ancak.

Helin Bölek bir sanatçıydı. İnsan duygularının en asil ifade biçimlerinden biri olan sanatla hayata tutunan, mücadele veren, direnen Helin’e yaklaşım, hükümetin hakikat karşısında ki yerini de teşhir etmiştir. Bu bağlamda;siyasi iktidarı, mevcut pozisyonunu derhal terk etmeye ve sorunlara siyasi ve insanî sorumluluk bilinci ve ciddiyetiyle yaklaşmaya çağırıyoruz. Aksi takdirde kayıpların büyümesine neden olunacaktır. Siyasi iktidar, direnişçilerin haklı ve insanî taleplerini daha fazla gecikmeden karşılamalıdır.

HDK olarak, Helin Bölek’in şehadetiyle büyük bir üzüntü duyduğumuzu belirtiyor; ailesine, sevenlerine ve Grup Yorum’a başsağlığı dileklerimizi sunuyoruz.