HDK Mersin İl Yürütmesi krize karşı eylem planlamasını açıkladı

02.10.2019

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu’nun 26 Eylül’de İstanbul’da yaptığı toplantı sonrasında ekonomik krize dair başlattığı kampanyanın startı Mersin'de verildi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube binasında yapılan açıklamaya çok sayıda kişi katılırken, basın açıklamasını HDK Mersin İl Eşsözcüsü Zahide Yavuz okudu.

 
Ağır ekonomik krizin yaşandığına dikkati çeken Yavuz, HDK olarak krizin bedelinin halka değil krizi yaratanlara ödetilmesine karşı dayanışma ve barış aklının örgütlenmesi amacıyla kampanya başlattıklarını söyledi. Kampanyalarının hareket noktasının ekonomik kriz olduğunu belirten Yavuz, krizin toplumsal hayata, kültür, sağlık ve eğitim alanlarına yansıyan tüm boyutlarının görünür kılınmasını hedeflediklerini vurguladı. Yavuz, “Yaşanan ekonomik krizde, kapitalizmin yapısal krizi kadar, iktidarın rant ve talan politikaları, yolsuzluk ve kamu kaynaklarının toplumsal yarar için kullanmak yerine yandaşlara peşkeş çekilmesi ile toplumsal yararı olmayan ekonomi politikalarının da etkisi vardır. İktisadi kriz güncel olarak toplumda yerel seçimlerin etkisi ve belediyelerde yaşanan yolsuzlukların teşhirine başlanması ile birlikte israf olarak görünmeye başlanmıştır.  Oysa unutulmamalıdır ki krizin asıl sebebi kapitalist sistemin kendisidir. Bu nedenle yönümüz ve temel stratejik hedefimiz HDK’nin ‘Yeni yaşam’ diye ifade ettiği sistemin inşasıdır” dedi.
 

Taleplerimiz
 
* Temel ihtiyaç düzeyinin altında kalan hane başına su, elektrik ve doğalgaz tüketiminden ücret alınmasın. Bu düzeyin üstündeki tüketim kademelendirilerek ücretlendirilsin. Temel gıda maddelerinden KDV kaldırılsın.
 
* Haftalık çalışma süresi, ücretler düşürülmeden 35 saate düşürülsün. Asgari ücret, işçinin ve ailesinin gereksinimlerinin karşılanması ilkesi gözetilerek belirlensin ve vergi dışı bırakılsın. En düşük emekli maaşı da bu kritere göre belirlensin.
 
* İşçi ve memurların ücretleri net olarak ödensin. İşten çıkarmalar yasaklansın. İşsizlik sigortasından yararlanma kolaylaştırılsın, ödemeler artırılsın.
 
* Herkesten geliri ve servetiyle orantılı vergi alınsın. Emeklilik yaşı kademeli olarak düşürülsün, emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetleri giderilsin ve emekli maaşları insanca yaşanabilir bir düzeye yükseltilsin.
 
* İş güvencesinin kapsamı genişletilsin, esnek ve güvencesiz çalışmayı kolaylaştıran uygulamalara son verilsin.
 
* Kamu kaynaklarının, şirketlerin borçlarının üstlenmesinin önüne geçilsin, krizin faturası emekçilerin sırtına yüklenmesin.
 
* Kamuda yapılan işe alımlarda sözlü uygulama, açıktan atama gibi torpil uygulamalarına son verilsin. Her türlü kadro için işin niteliğine göre liyakat esaslarının belirlendiği, haksızlığa asla yer vermeyecek merkezi sınav sistemi getirilsin.
 
* Çalışma yaşamında toplumsal cinsiyet eşitliği hayata geçirilsin, kadınların karşılaştığı ayrımcı tüm uygulamalar kaldırılsın. Tarım alanı başta olmak üzere aynı işi yapan kadın ve erkeklere eşit ücret verilsin, farklı ücret ödenmemesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılsın.
 
* Sağlık hizmetlerinde her türlü katkı, katılım payı ve ilave ücret alımına derhal son verilsin.
 
* Eğitim alanında özelleştirmelerden vazgeçilsin. Demokratik, laik, bilimsel ve anadilinde eğitim sistemi için ilgili tüm taraflarla bir araya gelinerek çalışma başlatılsın.
 
* Garantörlük verilerek yaptırılan köprü, otoyol, havaalanı, hastane gibi tüm kuruluşlar kamulaştırılsın. Yapılacak tesislerde her türlü ekonomik faaliyette doğaya ve yaşama zarar verilmesinin önlenmesi için, ilgili STK'lar ve meslek örgütlerinin raporları alınarak ruhsatlandırma ya da faaliyetlerine izin verilsin.
 
* Tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlılık kaldırılsın. Üreticiler desteklensin.
 
* OHAL'in etkileri tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılsın. Öncelikle işten çıkarılanlar derhal görevlerine başlatılsın, tüm kayıplar tazmin edilsin. Düşünceyi ifade etme ve örgütlenme önündeki tüm engeller kaldırılsın.


 
* İçerde ve dışarıda savaş politikalarından vazgeçilsin. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümü için taraflarla müzakere süreci başlasın. Suriye ve Irak başta olmak üzere yurtdışındaki tüm silahlı güçler ülkeye dönsün. Komşu ülkelerle ve halklarıyla müzakereye dayalı dostane ilişkiler geliştirilsin. Savaş politikaları için bütçeden ayrılan paylar toplumun krizden etkilenmemesi için harcansın.
 
* Sığınmacı ve göçmenlerin, özellikle Suriye'de Türkiye’nin de müdahaleleriyle tırmanan savaştan dolayı ülkemize göç eden milyonlarca insanın kabul edilemez koşullarda yaşamasına,  bedava ya da boğaz tokluğuna, güvencesiz ve kayıtdışı çalıştırılmasına son verecek düzenlemeler yapılsın. İlk olarak, Türkiye Cumhuriyeti BM Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi sınırlama şerhini kaldırmalı, tüm sığınmacılara derhal mülteci statüsü tanımalıdır.