HDK: Hamlemiz kesintisiz mücadele hamlesidir

31.10.2020

Halkların Demokratik Kongresi, İstanbul’da bulunan genel merkezinde düzenlediği basın toplantısı ile “Kapitalizmin Krizine Karşı Halkların Ortak Mücadelesi Hamlesi”ni başlattığını deklare etti. Bugün öğle saatlerinde gerçekleşen basın toplantısına DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in yanı sıra HDP milletvekilleri ve HDK bileşeni kurumların temsilcileri katıldı.

İzmir’de gerçekleşen depremde yaşamını yitirenleri anarak başlatılan basın toplantısında Yürütme Kurulu tarafından kaleme alınan basın metnini HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu okudu. 51 gündür Silivri Cezaevi’nde tutsak edilmekte olan HDK Eşsözcüsü Sedat Şenoğlu’nun, “Kapitalizmin Krizine Karşı Halkların Ortak Mücadelesi Hamlesi”ne dair mesajı toplantıya katılanlarla paylaşıldı.

“KRİZLERE KARŞI ÇÖZÜMÜMÜZ VAR”

Halkların Demokratik Kongresi’nin Çoklu Kriz tespitiyle başlattığı “Kapitalizmin Krizine Karşı Halkların Ortak Mücadelesi Hamlesi” basın metni şöyle;

Türkiye ağır bir kışa hazırlanıyor.

Çalışan sınıfın üçte birinden fazlası işsiz. Milyonlarca işsiz, yakın gelecekte iş bulma umudunu kaybetmiş durumda.

Dolayısıyla milyonlarca emekçi ailesi kışa hiçbir gelire sahip olmadığı şartlarda giriyor.

Temel ihtiyaç maddelerinde yıllık enflasyon %40'a dayandı. Asgari ücretle veya herhangi bir ücretle, bir işte çalışan, henüz işini kaybetmemiş emekçiler de ücretlerinin en temel harcamalarını karşılamaya yetmediğini görüyor.

Türkiye enerjiyi, ilacı, sanayinin yarı mamül girdilerini, geçmişte kendisinin ürettiği pek çok gıda ürününü ve hatta samanı ithal eden bir ülke. Dolar ve Euro ipsiz uçurtma gibi TL karşısında yükseliyor. Bu durum her gün biraz daha yoksullaşmamız anlamına geliyor.

Devletin ve özel sektörün dış borcu 450 milyar dolar. Merkez Bankası’nın döviz stoğu eksi 40 milyar dolar. Ekonominin kronik cari açığı bu sene bütün rekorlarını kırıyor.

İktidarın ekonomiye dair verdiği hiçbir bilginin, hiçbir rakamın, hiçbir istatistiğin, zerre kadar inandırıcılığı kalmadı.

Tek adam rejiminin harcamalarını denetleyen bir kurum artık yok.

TBMM her gün biraz daha göstermelik bir kuruma dönüştürülüyor. Artık iktidarın icraat ve işlemleri üzerinde TBMM denetimi söz konusu değil.

Yargı bütün kurumlarıyla iktidarın kontrolünde ve emrinde. Dolayısıyla ülkede hukuk ve adaletten bir eser kalmadı.

Pandemi sürecinde rejimin toplum sağlığını koruma yönünde niyeti ve çabası olmadığı görüldü. Yurttaşlar salgının insafına terkedildi. Ülkede her gün yapılan testlerin %25'nin her gün  saray ahalisine yapıldığı, geri kalanın 85 milyon kişiye uygulandığı anlaşıldı.

Rejim toplumun sorunlarına çözüm aramayı hiçbir zaman düşünmedi. Bütün çözüm arayışları iktidarlarını bir gün fazla devam ettirmek üzerinedir.

Bütün komşularla ilişkilerde savaş tehdidinin temel politika yöntemi olması boşuna değildir. Ancak asıl savaş politikaları TC sınırları içinde ve dışında Kürt halkına yöneliktir.  On yıllardır sürdürdükleri red ve inkara dayalı çözümsüzlük politikası ve sayın Öcalan'a yönelik tecrit yönelimi, ülkeyi bütün alanlarda krizden krize sürüklüyor. Savaş politikaları ekonomik krizleri kaçınılmaz kılmakla kalmıyor, devlet içinde karanlık odakları güçlendiriyor. Devlet mekanizmasını bütünüyle suç örgütleri koalisyonuna dönüştürüyor.

Türkiye kapitalist-emperyalist sistem içinde, sistemle çok yönlü bağımlılık ilişkileri içinde bir ülke. Dolayısıyla sistemin küresel krizlerinden payına düşeni daima alıyor. Ama kendi kriz dinamikleri  sistemden gelen kriz etkilerinden çok daha güçlüdür.

Rejim, krizi çözme yolunda adımlar atmak yerine Yeni Osmanlıcı bir ideoloji inşa ederek, baskı ve devlet terörüyle toplumu teslim almaya çalışıyor.

Bütün bunlar, geçmişten farklı olarak yaşanan ekonomik krizi, siyasi, ideolojik, diplomatik vb krizlerle çoklu bir krize dönüştürüyor. Toplumsal değerler çözülüyor, toplum ortaklık zeminlerini tamamen kaybediyor.

Rejim toplumsal zeminini Kürtlere, Ermenilere, Yunanistan'a, Batıya, Hristiyanlara vb. düşmanlık üzerinden yeniden üretmeye veya korumaya çalışıyor. HDP'ye, sola, sosyalizme karşı düşmanlaştırıcı politikalar, her türlü muhalefeti düşman veya hain olarak yaftalamaya dönüşüyor. Kadınlara yönelik şiddet hem kışkırtılıyor, hem himaye ediliyor. LBGTİ+’lar rejimin en pervasızlıkla hedef gösterdiği  kesimdir.

Bu karanlık gidişi ülkenin bütün demokrasi güçlerinin en geniş ittifakını kurmadan geri çevirmek artık imkansız.

Devrimcilerin bloğu; demokrasi  ittifakı, toplumsal örgütlerin birleşik mücadelesinin örülmesi ve benzeri her türlü birlikte mücadele imkanını sonuna kadar değerlendirmek zorundayız.

Her türlü birleşik mücadeleyi, yerelde toplumsal örgütlenmeleri geliştirerek, gerçek bir halk muhalefeti gücüne dönüştürmeliyiz.

Elbette faşizme karşı mücadelenin sistem içi, ara iktidar hedefleri olacaktır. Ancak sürekli kriz üreten ve krizlerin faturasını halka çıkaran bu sisteme karşı, bir alternatif önermiyorsak; politik kazanımlarımızın hepsi güçsüz ve geçici olacaktır. HDK, YENİ YAŞAM önerisiyle, bütün insanlık ve dünyamızdaki bütün hayat için bir seçenek öneriyor.

HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ, "KAPİTALİZMİN KRİZİNE KARŞI HALKLARIN ORTAK MÜCADELESİ HAMLESİ" ile bir kampanya başlatmıyor. Bu hamle kesintisiz, sürekli bir mücadele hamlesidir. İllerde, ilçelerde, mahallelerde, iş yerlerinde, üniversitelerde, köylerde meclisleşme hedefimizi büyütüyoruz. Rejime karşı halkların ortak direnişini örgütleme; bu direnişin örgütlerini yaratma hedefini önümüze koyuyoruz. Dolayısıyla bu fikriyatın kadrolarını, örgütlerini ve mücadelesini yaratma hedefini önümüze koyuyoruz.

İlham kaynağımız geçmişin faşizme karşı kazanılmış zaferleridir. Kürt Özgürlük mücadelesinin; Türkiye devrimci hareketinin birikimidir. Kadın mücadelesinin ulaştığı gelişkinlik düzeyidir.

HDK, bütün bölgelerde, yerel hedefler belirleyecek, bu hedeflere yürümek için planlamalarını yapacak ve sonsuz bir sabırla, yorulmak bilmeyen bir çalışkanlıkla örgütlenecektir.

Türkiye halkları her geçen gün krizlerden çıkış yolunu meclislere yüzünü dönerek aşma iradesi gösteriyor. Bizim krizlere karşı çözümümüz var. Bizim birlikte yaşam inancımız ve irademiz var. Çağrımızdır bizlerin çözümü var, hep birlikte ortak mücadeleyle "Yeni Yaşam"ı inşa edelim.

Bütün yoldaşlarımıza başarılar diliyoruz. Yolumuz açık olsun.

Halkların Demokratik Kongresi

Yürütme Kurulu