HDK Ezilenlerin Tarihsel ittifakıdır, Kriminalize Edilemez!

 

HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ KRİMİNALİZE EDİLEMEZ!

 

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi Av. Fırat Epözdemir, mesleki görevi sebebiyle gittiği yurt dışı seyahati dönüşünde hukuksuz bir biçimde gözaltına alınmış olup nihayetinde “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanmıştır. Sürecin sürdürülüşü baştan sona bir hukuk garabeti olduğu gibi elimize ulaşan tutuklama kararı da iddiaların ne denli temelsiz olduğunu kanıtlar mahiyettedir. Nitekim kararda Halkların Demokratik Kongresi (HDK) adeta yasadışıymış gibi ifade edilmekte; HDK’nin yasal ve meşru zemini çarpıtma yoluyla tamamen yok sayılmaya çalışılmaktadır. Ancak bu çabalar, daha önce olduğu gibi defalarca kez boşa çıkartılmış beyhude çabalardır:

                         

İlk olarak ifade edilmesi gereken husus HDK’nin meşru zeminidir. Halkların Demokratik Kongresi, her birisi yasal zeminde faaliyet sürdüren siyasi partiler, dernekler, onlarca derneğe ev sahipliği yapan federasyonlar, vakıflar gibi bileşenlerden oluşmaktadır. Dolayısıyla HDK’nin her bir bileşeni, yasal ve meşru zeminde mücadele ederken HDK’nin kendisinin yasadışıymış gibi addedilmesi kabul edilemez. HDK tek başına bir varlık değil meşru siyasal mücadele zeminlerinde var olan bileşenlerinin gücüdür, toplamıdır. HDK’yi kriminalize etmek demek, farklı siyasal partileri, sivil toplum örgütlerini, dernekleri, inisiyatifleri, platformları yasadışı ilan etmek demektir. Bu hukuk garabetini ve komplosunu külliyen reddediyoruz!

 

Çünkü biliyoruz ki, Türkiye’de ve dünyada, ortak politik hedeflerle bir araya gelen, ittifak kuran birçok demokratik mücadele zemini var. Son yıllarda Millet İttifakı, Cumhur İttifakı gibi ittifaklar nasıl bileşimlerinin bir araya gelmesiyle siyaset yaşam alanında varlık gösterebiliyorsa HDK de bu şekilde yasal ve meşru olarak demokratik siyaset zemininde varlığını gösterebilir. Her faaliyetimiz gün gibi ortadayken, bizden ısrarla illegal, yasa dışı bir oluşum yaratmak isteyenlerin açıkça karşısına çıkıyoruz ve diyoruz ki; Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı ne kadar meşru ve yasalsa, kendisini bu ülkenin ezilenlerinin ve halklarının tarihsel ittifakı olarak niteleyen Halkların Demokratik Kongresi de bir o kadar meşru ve yasaldır. Hatta eksiği yok fazlası vardır. Çünkü bilmekteyiz ki, hukuk ve yargı, bizim dışımızdaki sistem ittifaklarının egemenlik çıkarlarının hizmetindedir. O nedenle varsa bir yasa dışına çıkma hali, bizde değil sizleri, muhalifleri sindirme, tasfiye etme sopası haline getiren egemen siyasete bakın! Israrla, inatla ve inançla tekrardan belirtiyoruz; HDK, siyasi partilerin, derneklerin, emek örgütlerinin, ekoloji hareketlerinin, halkların ve inançların, adalet arayışında olanların, kadınların, gençlerin, sağlık ve eğitim emekçilerinin, emekliler ve yaşlıların, kent hakkını ve doğal yaşam alanlarını savunanların; ez cümle barış, demokrasi, insan onuruna yaraşır yaşam ve özgürlük değerlerinde buluşanların, en doğal ve en tabandan demokratik, meşru mücadele ittifakıdır. Hukuka takla attıranlara inat, HDK’yi savunuyoruz, sahipleniyoruz!

 

HDK, tüm faaliyetlerini açık bir şekilde toplumla, halklarla ve inançlarla birlikte sürdürmektedir. Bu faaliyetler yeri, adresi ve özneleri belirli şekilde meşruiyetimize olan inançla sürdürülmektedir. Genel merkez binası, tabelası, genel kurulları ve düşünceleri kamuoyunca açık şekilde bilinen bir yapıyı kriminalize etmek demek, örgütlenme hürriyetini tanımamak ve yargı eliyle kriminalize ederek hedef gösterme anlamına gelmektedir. Dün olduğu gibi bugün de haklı, meşru ve onurlu mücadelemize yönelik gayri hukuki, gayri ahlaki yönelimleri kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz!

 

Av. Fırat Epözdemir’in tutuklanma gerekçesinde HDK illegalize edilirken, açık kaynaklardan rahatlıkla öğrenilebilecek HDK fikriyatının dahi araştırılmadığını/anlaşılmadığını, daha doğru bir ifadeyle çarpıtıldığını görüyoruz. Oysa HDK, baskı ve sömürüye dayalı sistemi, demokratik temelde dönüştürmek üzere sözleşenlerin adresidir. HDK, açlıkla baş başa bırakılanların, azami kâr hırsıyla otellerde katledilenlerin, her gün erkek egemen zihniyetin katlettiği kadınların, varlığı inkar edilen halkların ve inançların hak, hukuk, adalet çığlığıdır. Özcesi HDK, özgür yaşamın, YENİ YAŞAMIN felsefesini, fikriyatını dokuyan bir toplumsal varoluş zeminidir. Bu varoluşun zeminine yönelen müdahaleleri tanımıyoruz!

 

Örgütlenme hürriyeti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Anayasa tarafından güvence altına alınmış bir haktır. Örgütlenme hürriyetinin nasıl kullanılacağı ise bu hürriyeti kullanan öznelerin takdirindedir. HDK, yeni yaşamı inşa etme iddiasını, kurulduğu 2011 yılından itibaren tüm açıklığıyla, şeffaflığıyla kamuoyuyla paylaşmaktadır. Bizlerden zorlama uzamlar arayanlara tekrardan sesleniyoruz; HDK, göründüğünden ibarettir. Bizlerden illegal örgüt yaratmak isteyenlere asıl biz soruyoruz; bağımsız, tarafsız olması gereken sizler, kimlerden emir, talimat alıyorsunuz? Bir anayasal hak olan, ifade ve örgütlenme hakkı temelinde faaliyet yürüten HDK’ye yargı sopası kullanılarak çizilmek istenen sınırları, kabul etmedik, etmiyoruz, etmeyeceğiz!

 

Nihayetinde, Ezilenlerin Sosyalist Partisi üyesi 34 devrimcinin tutuklanmasıyla Sosyalist muhalefet sindirilmek istenmiş; dizi sektörüne yönelik operasyonla iktidarın kültürel hegemonya inşası hedeflenmiş; tutuklanan Av. Fırat Epözdemir şahsında İstanbul Barosunun demokratik hukuk mücadelesi hedef alınmıştır. Kürt sorununun çatışma aralığından çıkarılıp, hukuki ve siyasi zemine çekilme çabalarına dair önemli tartışmaların olduğu bugünlerde, demokratik hukuk mücadelesine ve toplumsal muhalefete yönelik bu hukuk dışı, siyasi tasfiye girişimlerini de ayrıca kabul etmediğimizi belirtmek istiyoruz. Barışa, demokratikleşmeye dair diyalogların, çabaların öne çıktığı bu dönemde, bir yerden düğmeye basılmış gibi yapılan operasyonlar, ister istemez bir kez daha darbe mekaniğini hatırlatmaktadır. İktidarda ya da muhalefette olsun; halkların eşitlik hukukunun tesisinden ve sistemin demokratik inşasından yana olanları bir kez daha darbe mekaniği karşısında uyanık olmaya davet ediyoruz.

HDK şahsında demokratik çözümden ve barıştan yana olmanın, ezilenler ve halklar için bir görev olduğuna inanıyoruz. HDK, mücadelesini, ezilen ve emekçi halklarımızın, bileşenlerinin öz gücüyle ve ortaya koyduğu ilke/programlar etrafında sürdürmeye devam edecektir.

 

HDK EZİLENLERİN TARİHSEL İTTİFAKIDIR, KRİMİNALİZE EDİLEMEZ!

Halkların Demokratik Kongresi Yürütme Kurulu