HDK Emek Mecisi; Sorumlulardan Hesap Soracağız!

12.05.2018

Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma Holding şirketlerinden Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin işlettiği madende çıkan yangın ve su basması sonucu 301 madenci yaşamını yitirmişti. Bu katliamın yıldönümündeyiz...

Katliamın ardından, AKP iktidarının en yetkili ağızları ve dönemin Başbakanı Erdoğan “kaza” ve “fıtrat” diyerek bu katliamı önemsizleştirmeye, iş cinayetlerini sıradanlaştırmaya çalıştılar. Oysa cumhuriyet tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan Soma katliamı, ne iş kazası, ne fıtrat, ne kaderdir. Düpedüz ve taammüden iş cinayetidir.

Biliyoruz ki 301 madenci kardeşimizi, varlığını sermayenin varlığına adayan AKP iktidarının özelleştirme uygulamaları ve enerji politikaları sonucunda kurban verdik. Türkiye Kömür İşletmeleri’nin 2005’te rödovans karşılığı işleri özel sektöre devretme kararı alması, maden işletmelerinin kiraya verilmesi ve denetimsizliğin had safhaya çıkması, maden ocaklarında yaşanan iş cinayetlerini katliama dönüştürdü.

AKP iktidarının tarımı tasfiye ederek bölge halklarını madene mecbur eden, işsizlik nedeniyle her türlü baskıya ve güvencesiz çalışmaya zorlayan sefalet politikaları da maden işçilerini kötü çalışma koşullarına boyun eğmek zorunda bıraktı.

Patronların, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini yok sayarak, kârlarını maksimuma çıkartmak için madendeki yetersiz alt yapıya rağmen işçileri sınırsız şekilde üretmeye zorlamaları, katliamı kaçınılmaz kıldı.

Rödovans uygulamasına, güvencesizliğe, taşerona karşı mücadele etmeyen, patronlarla işbirliği içinde makam-mevki kollayan sarı sendika da yaşanan bu katliama seyirci kaldı. Ölenlerin arasında 15 yaşında bir işçinin olması, bu rezil işçi düşmanı tablonun en vahim görüntülerinden oldu.

Üstelik aradan geçen dört yılda, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin ve denetimlerin arttırılması yerine, iş cinayetleri artarak devam etti. Sadece 2017 yılında 2006 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye, iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer almayı sürdürüyor. Meslek hastalıklarının ise hesabı dahi tutulmuyor. 

Soma katliamının dördüncü yıldönümünde, 301 madenciyi hayattan kopartan, ailelerini ve sevdiklerini gözü yaşlı bırakan sorumlular halen hesap vermediler. Madenci yakınlarının hak mücadelesiyle geçen bu dört yıllık süreç gözlendiğinde ve devam eden davalara bakıldığında, gelinen aşama katliamın acısını hafifletmekten halen uzaktır.

Katliamın ardından yapılan protesto sırasında işçileri tekmeleyen bürokratın, 2018 seçimlerinde AKP’den milletvekili aday adayı olması da mevcut iktidarın, Soma katliamına ve emekçilere bakışının somut bir kanıtıdır.

Yaşanan gelişmeler, iş cinayetlerinin de çözümünün de politik olduğunu ve adaleti gerçekten tecelli ettirecek gücün işçi sınıfının örgütlülüğü olacağını bir kez da göstermekte ve bunu bir görev olarak önümüze koymaktadır.

Katliamın dördüncü yılında tekrar belirtelim ki; sorumlular ve tüm yetkililer, maden sahibi başta olmak üzere gerekli önlemleri almayan, görevlerini yok sayarak bu faciaya yol açanlar mutlaka cezalandırılmalıdır. Cezalandırılmalıdır ki; bir daha kâr hırsıyla değil yüzlercesinin, bir tek işçinin bile burnu kanamasın!

Tüm sorumluların cezalandırılması ve iş cinayetlerine son verilmesi için mücadele etmeye devam edeceğimizi, aramızdan alınan 301 madencinin anısına saygıyla tekrar ediyoruz.

Soma’yı Unutmadık, Unutturmayacağız!

Sorumlulardan Hesap Soracağız!

HDK Emek Meclisi