HDK 7. OLAĞAN GENEL KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ

19.12.2017

4 Kasım günü ve öncesinde rehin alınmış olan Eş Genel Başkanlarımız, vekillerimiz, bütün seçilmiş belediye eşbaşkanlarımız ve yöneticilerimiz, üyelerimiz onurlu ve dik duruşları, biat etmez ve boyun eğmez tutumları ile Kürt halkı başta olmak üzere tüm Türkiye halklarına büyük bir moral kaynağı olmuşlardır. Onları saygıyla ve dayanışmayla selamlıyoruz.

HDK, gerçekleştirdiği 7. Olağan Genel Kurulu’nda, son bir yılın değerlendirmesini yapmış, Eşsözcü seçimini yapmış ve Genel Meclisini yenilemiştir. Yapılan tartışmalarda HDK’nin mevcut örgütsel ve politik durumu, söz konusu düzlemdeki eksikleri ve yetersizlikleri ile önümüzdeki sürece dair perspektifi ele alınmıştır. HDK’nin Türkiye halkları, emekçileri ve ezilenlerinin mücadelelerini büyütecek, toplumsallaştıracak ve ortaklaştıracak bir yapı olma iddiasının ete kemiğe büründürülmesi için atılması gereken örgütsel, toplumsal ve politik adımlar kararlaştırılmıştır. 7. Olağan Genel Kurul nihayetinde, aşağıdaki Sonuç Bildirisi’nin kamuoyu ile paylaşılması benimsenmiştir:

 

1. Türkiye 1,5 yıla yakın bir zamandır ağır bir rejim krizi yaşamaktadır. 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında halkın iradesini hiçe sayarak ilk adımı atılan sivil darbe süreci, 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile yeni bir evreye geçmiştir. Bu evrede Erdoğan-AKP iktidarı, tek adam yönetimi’ni kurumsallaştırmak için OHAL’i kullanmakta, dikta rejimi adım adım örülmektedir.

OHAL düzeninde hak yok, hukuk yoktur. OHAL demek hukukun evrensel ilkelerinin, demokratik hak ve özgürlüklerin askıya alınması demektir. Bugün demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet, emeğin hakları, kadın, çocuk, LGBTİ’lerin özgürlüğü ve ekoloji mücadelesini sürdüren, vicdan sahibi ve demokrat milyonlarca yurttaşımız bu iktidarın saldırıları ile yüz yüzedir.  Alevi toplumunun, diğer inanç gruplarının, halkların yaşam hakkı ve varoluşları tehdit edilmektedir. Medya, demokratik kitle örgütleri, sendikalar, üniversite, okullar Erdoğan-AKP rejiminin kuşatması altındadır. Gazeteler, radyolar, televizyonlar, dernekler kapatılmakta, binlerce akademisyen ve kamu emekçisi ihraç edilmekte ya da açığa alınmakta, muhalif her türlü ses boğulmaktadır.

Demokratik siyasete ve demokratik muhalefete yönelik ağır saldırılarla demokratik siyasi kazanımların gaspı, nice mücadele ve emekle oluşturulmuş demokratik kurum ve kuruluşlarımızın tasfiyesi hedeflenmektedir.

İktidara muhalif olan herkesin düşman ve hain ilan edildiği bu dönemde OHAL düzenine en yüksek perdeden ‘hayır’ demek, demokrasi ve özgürlük mücadelesini büyütmek hepimizin görevidir.

2. Bu iktidar ‘tek adam yönetimi’ne geçişi kendi devamlılığı için tek çıkış yolu olarak görmektedir. Başkanlık sistemini öngören bir anayasa teklifinin MHP ile işbirliği içerisinde gündeme getirilecek olması, önümüzdeki dönemin bir gerçekliğidir. Ülkeyi 1,5 yıldır büyük bir yangın yerine çevirmiş olan Erdoğan-AKP iktidarı, fiilen sürdürmekte olduğu rejimi başkanlık adı altında hukuki kılıfın içerisine sokmaya çalışmaktadır. Bugüne kadar binlerce insanın ölmesine, yaralanmasına, evinden barkından olmasına, işsiz kalmasına, toplumdaki gerginlik ve kutuplaşmanın büyümesine neden olan Erdoğan-AKP iktidarı anayasa değişikliği ile bu yıkım ve vahşet politikalarını derinleştirmek ve yaygınlaştırmak istemektedir. Şu bilinmelidir ki, “başkanlık” adı altında topluma dayatılan ‘tek adam yönetimi’ faşizmin ta kendisidir; savaş, baskı, yıkım ve zulüm demektir.

Bu konuda AKP-MHP ortaklığının atacağı adımlara karşı tüm toplumsal muhalefetle birlikte kapsamlı mücadele ve direniş kararlılığındayız.

3. Irkçı-milliyetçi, mezhepçi ve cinsiyetçi bir anlayışa ve geleneksel devlet politikalarına dayanan iktidar ittifakı, hem içerde hem de Ortadoğu’da savaş ve çatışma politikaları ile Türkiye’nin yeni dönemini şekillendirmektedir. Bu ittifak, içerde tüm demokrasi ve barış güçlerini; ülkenin sol-sosyalist ve demokrat birikimini; Kürt halkını ve siyasal hareketini, kurumlarını, özgürlük mücadelesini ‘çökertmeyi’ hedeflemektedir. AKP-MHP ittifakı Ortadoğu’da Kürt halkının iradesine ve statüsüne bariyerler kuran geleneksel ve tarihsel politikaları yeniden hâkim kılmak istemektedir. Amaçlanan, tarihsel bir mücadelenin onlarca yıllık kazanımlarının yok edilmesidir. İçeride ve dışarıda Kürt halkına ve Kürt halkıyla dayanışmaya yönelik düşmanlığın yükseltilmesinin nedeni budur.

Ancak iktidarın Irak ve Suriye coğrafyasında yayılarak nüfuz alanını büyütmeye dönük dış politikasının devam ettirilmesi ve ülkenin Ortadoğu’daki savaş çemberinin içine sürüklenmesi asla kabul edilemez. Erdoğan-AKP iktidarı emperyal hevesler peşinde Musul’dan pay kapmak, Rojava Devrimini boğmak ve Kürt halkının statü elde etmesinin önüne geçmek için Irak ve Suriye’ye müdahale etmekte, sınırlara askeri yığınaklar yapılmaktadır. Halklar için acı, gözyaşı ve kan demek olan bu yoldan dönülmeli, Suriye’deki askerler bir an önce geri çekilmelidir. Bu anlamda savaş karşıtlarının ortak mücadelesini sağlamak bugünün acil görevlerindendir.

4. HDK, bütün ittifakları, bileşenleri ve örgütleriyle demokratik muhalefetin gelişmesinin güvencesi; barış ve çözüm, demokrasi ve özgürlük, adalet ve eşitlik için mücadele edenlerin odağıdır. HDK olarak, Türkiye demokrasi, emek ve barış güçlerine, Erdoğan-AKP iktidarının baskı ve adaletsizliklerini kabul etmeyen vicdan sahibi tüm yurttaşlarımıza, özgürlük, eşitlik, laiklik ve adalet için çaba harcayanlara ve bedel ödeyenlere ortak mücadele çağrısı yapıyoruz:

OHAL’in sona erdirilmesi için ve KHK’lerle yaratılan toplumsal mağduriyetler ve ağır insan hakları ihlalleri karşısındaki demokratik hak, hukuk ve özgürlükler mücadelemizi;

Barış ve çözüm için müzakerelere dönülmesi, başta Halk önderi Sayın Öcalan olmak üzere siyasal tutsaklara yönelik tecridin ve baskının sona erdirilmesi mücadelemizi; 

Yerel demokrasi ve yerinden yönetim anlayışına dayanan, farklı toplumların ve halkların, inançların, kültürlerin eşit ve bir arada barış içinde yaşamaları modelini sınırlara sıkışmadan gerçekleştirme mücadelemizi;

Emeğin hakları ve ekoloji mücadelemizi;

Kadın özgürlük ve LGBTİ hareketlerinin yıllardır sürdürdükleri mücadeleler ile elde ettikleri kazanımları hedefleyen siyasi iktidara karşı özgürlük ve tanınma mücadelemizi;

Gençlerin söz ve karar hakkına sahip olmaları ve geleceklerini belirlemeleri mücadelemizi ortaklaştıralım. Demokrasi için güç birliğini ve ortak mücadeleyi yaratalım.

Demokratik direnişi toplumsallaştırmak, yaygın ve dirençli bir demokrasi hattını örmek ve özgürlüklere yönelik her alanda gerçekleşen saldırılara karşı mücadeleyi çoğaltıp büyütmek, hayatın tüm yüzlerini kuşatan bütünlüklü bir mücadeleyi geliştirmek amacındayız.

Halklarımızı, emekçilerimizi, toplumun tüm ezilenlerini, muhaliflerini, demokratlarını, vicdan sahibi yurttaşlarımızı bu yolu birlikte yürümeye ve büyütmeye çağırıyoruz.

Bulunduğumuz her il, ilçe, mahalle; köy, her ev, okul, atölye, işyeri, hapishane bu umut ve çabayla doldurulacaktır. Erdoğan-AKP iktidarının yarattığı zorbalık girdabından güçlenerek çıkmanın yolu budur. HDK mevcut siyasetin açmazlarını aşacak, alternatif kanallar açacak potansiyeli ve yaşam kudretini bağrında taşımaktadır.

Canhıraş saldırılarına bakmayalım, çözümsüz ve çaresiz olan Erdoğan-AKP rejimidir. Irak ve Suriye’de yenilecek, içeride hakların ve ezilenlerin birleşik mücadelesi ile alaşağı edilecektir.

Kazanan mutlaka biz olacağız! Vardık, varız, varolacağız!

13 Kasım 2016/ANKARA