HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ
EMEK KURULTAYI SONUÇ BİLDİRİSİ
11 KASIM 2018
HDK Emek Meclisi’nin düzenlediği Emek Kurultayı, 11 Kasım 2018 pazar günü İstanbul Tabip Odası’nın toplantı salonunda gerçekleştirilmiştir. Yüz kırktan fazla katılımcının olduğu Kurultay’da emeğin durumu, örgütlenme deneyimleri, yerellerde emek kurultayı için yapılan çalışmalar ve örgütlenme modelleriyle birlikte Emek Meclisleri tartışılmıştır.
Kurultay, hazırlık komisyonunda yer alan ve şu anda tutsak olan Dev-Yapı İş Sendikası Başkanı Özgür Karabulut’u ve onun şahsında tüm tutsak 3. havalimanı işçilerini selamlayarak başlamıştır.
Kapitalizmin krizinin aynı zamanda ulus-devletin krizi ile pekiştiği bir dönemde, yönetememe krizi sistemin daha da otoriterleşmesine neden olurken, sistem kendini sürdürebilmenin koşulu olarak savaşı ve çatışmayı derinleştirmeyi temel bir politika olarak önüne koymuştur. Bu sistemle yaşamayı kabul etmeyen halklar, emekçiler, kadınlar mücadele kararlığını ifade ederken, birçok alanda irili ufaklı birçok direniş gerçekleşmektedir. Böyle bir dönemde gerçekleştirilen HDK Emek Kurultayı genelde tüm direnişleri özelde ise emek hareketinin farklı bileşenlerince sürdürülen direnişleri temel alarak;
- Emeğe dair sözünü daha güçlü söylemek,
- Emek hareketi ve direniş için bir odak oluşturmak,
- Emek mücadele odakları ile ortak birleşik bir mücadeleyi örmek,
- Emek Meclisi olarak kendini örgütlerken aynı zamanda üretim ve tüketim alanlarında, büyük emek havzalarında en geniş zeminde(meclisler) örgütlülükler yaratarak emeğin toplumsal örgütlenmesini hedeflemek
amaçlarını ortaya koyan önemli bir başlangıç olmuştur.
Güncel anlamda sömürüye karşı yaşanan;
- 3. Havalimanı işçilerinin direnişi,
- Flormar, Tariş, Metro Market direnişleri
- Çalışma hakkına yönelik KHK saldırısına karşı yürüyen mücadele ve sağlık emekçilerin mücadeleleri,
zemininde yürütülen değerlendirmeler ve anahtar sunumlar ile derinlikli bir tartışma yürütülen
Kurultay’da öne çıkan başlıklar şöyledir;
- 2000’li yıllarla birlikte doğanın ve iş gücünün metalaşma sürecinde yeni ve yaygın bir sömürü evresi yaşanıyor.
- Toplum yoğun bir şekilde proleterleşiyor/işçileşiyor, aynı zamanda bu süreçte toplumun önemli bir bölümü mevcut çalışma rejiminin dışına itiliyor.
- Yaşanan hane borçlanmasındaki artış; sendikalaşma, eyleme katılım ve siyasete katılım eğilimini azaltıyor.
- KHK rejimi ile bir taraftan çalışma hakkı ihlal edilirken bir yandan da ayrımcılık yayılıyor.
- Ayrıcalıklı meslekler diye görülen avukatlar, mühendis-mimarlar, doktorlar arasında yaşanan katmanlaşmayla birlikte meslek grupları içindeki çelişkiler gelişiyor; bu mesleklerdeki işçileşme oranı artıyor.
- Bir taraftan meslekler itibarsızlaştırılırken, diğer taraftan meslek odaları da itibarsızlaştırıyor.
- Tarım, inşaat, plaza, turizm alanlarındaki gerilimler artıyor, önemli bir mücadele dinamiği gelişiyor.
- Sanayi işçisi ve bu alanda hegemonya kuran sendikalar, işçi sınıfının öncülüğünü kaybederken, işçi sınıfı öncüsünü arıyor.
- Sendikalaşma oranında düşüşler yaşanırken, buna bağlı olarak toplu sözleşme kapsamları da daralıyor, tüm bunlar yaşanırken aynı zamanda grevlerin sayısında düşüşler yaşanıyor.
- Bir yandan emek alanında yaşanan direnişlerin en direngen kesimini kadınlar oluştururken, diğer yandan kadın işçilerin odağını oluşturdukları direnişlerde kadın hareketi mücadeleye rengini veriyor.
- Kadın işçilerin odağında olduğu direnişçilerde üretim ve tüketim alanındaki eylemlerin ortaklaştırma çabaları emek hareketine yeni yöntemler sunuyor.
- İnşaat sektöründeki rant ve ekonomideki lokomotifliği bu alanda baskıyı ve vahşiliği yoğunlaştırıyor, ancak her şeye rağmen inşaat işçilerindeki örgütlülük arzusunun yüksek oluşu önemli olanaklar sunuyor.
- İşçi direnişleri aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm sağladığı için patronların ve devletin ortak tutumu bu direniş iradesini hedef alıyor.
- Başta tekstil olmak üzere birçok alanda kadın ve çocuk işçiliği artıyor, bununla beraber göçmen işçiliği artıyor, bu alanlardaki sömürü derinleşiyor.
- Mevsimlik işçilik olarak tanımlanan tarım işçiliği, tüm mevsime yayılıyor, göçmen işçilikle birlikte buradaki sömürü daha da derinleşiyor.
- İşçi sınıfı Kürtleşiyor denilirken, Suriye savaşıyla birlikte yaşanan büyük göç dalgası ile birlikte artık işçi sınıfı aynı zamanda Araplaşıyor.
- Emeklilerin içinde bulundukları ekonomik ve sosyal şartlar örgütlenmeleri önünde önemli olanaklar sunmasına rağmen, bu potansiyel değerlendirilmiyor.
Bu tespitlerle birlikte önümüzdeki dönem emek hareketinin yönelimi konusunda öne çıkan başlıklar şöyle olmuştur;
- Emek hareketinin bugüne kadar yürüttüğü mücadele yapıları olan sendikalar, dernekler, partileri ötelemeden ve onları kapsayacak tarzda ve emek hareketinin farklı dinamiklerini de buluşturacak emek meclislerini örgütlemek,
- Önümüzdeki dönem açısından önemli deneyim ve olanaklar barındıran alanlardan;
*Deneysel/arayışçı bir tarzla gelişen ve öne çıkan direnişlerle ve taşeron işçilerin örgütlenmeleri gibi farklı mücadele formlarıyla ilişkilenmek,
*Hegemonik ve bürokratik sendikalara (Türk Metal vb.) rağmen yaşanan direniş ve hareketlerle (metal fırtına, havalimanı işçileri vb) buluşmak,
*Emek Çalışmaları Topluluğu ve İSİG Meclisi benzeri yapıların raporlaştırma ve çalışmalarını takip etmek,
*Üyelik, toplu sözleşme ve greve dayalı standart sendikal anlayışın yanı sıra yeni arayışlar olarak gelişen doğaçlama sendikal anlayışlara (asgari ücret hareketi vb) açık olarak çalışma yürütmek,
- Farklı emek kategorilerinin kendi deneyimlerini yaşayabildiği ortak bir örgütlemeyi geliştirmek,
- Emek rejimi meslek hastalıklarını, iş cinayetlerini ve intiharları arttırırken, işçi sağlığı ve güvenliği mücadelesini temel başlık olarak almak,
- İş-Kur’la geliştirilen geçici/güvencesiz işçilik sistemine ve işsizlik fonu talanına karşı mücadele yürütmek gerekir.
Bu mücadeleyi yürütürken esas alınacak ilkeler de şöyle tanımlanmıştır;
- Tabanda, yaşamı örgütlemek için meclisleri ve meclis anlayışını yaygınlaştırmak,
- Büyük-küçük demeden çalışmalar yürütmek ve hareketi sürekli kılmak,
- Emek sorunu ve Kürt sonunun ortaklığını esas almak,
- Sistem içi örgütlenme formları ile sınırlanma yerine sistem dışı örgütleri tartışmak,
- Emek ve ekoloji mücadelesinin iç içeliği ile hareket etmek,
- Emek mücadelesindeki çelişki tanımlamasını dar görmemek, bunun yerine çelişkilerin bütünlüğü ile hareket etmek,
- Sermaye analizinin yanı sıra devlet analizini de öne çıkarmak,
- Emek tartışmalarında ırkçılığı ve şovenizmi temel bir başlık olarak görüp, bunlara karşı mücadeleyi gündeme almak,
- Sistemin ideolojik hegemonyasına karşı ideolojik mücadeleyi sürekli kılmak,
- Üretim ve tüketim arasında bağı sürekli canlı tutmak, üretirken üreteni öldüren sistemin tüketeni de ördüreceğini gündemleştirmek gerekir.
Kurultay önümüzdeki kısa döneme ilişkin;
1) Mevcut HDK Emek Meclisi’nin yerellerin ve bileşenlerin katılımı ile genişletilmesi ve 25 kişilik merkezi bir yapıya kavuşturulması,
2) Meclis’in yeni katılımlarla Ocak ayının ilk yarısında toplanması,
3) Yerel toplantıların örgütlenmesi,
4) Serbest bölgelere ilişkin çalışmaların yapılması ve aynı zamanda bu başlıkta çalıştay, sempozyum benzeri etkinliklerin yapılması,
5) Emeklilerin örgütlenme çalışmalarının desteklenmesi,
6) Emek alanına ilişkin farklı konu başlıklarında sempozyumlar düzenlenmesi, bu sempozyumların farklı kentlerde yapılması,
7) Emek örgütleri ile sürekli bir diyaloğun yürütülmesi,
8) Emek tartışmalarındaki dar ve kalıpçı yaklaşımları aşmak ve uzun soluklu bir fikri takip için emek okulların kurulmasına yönelik çalışmaların yürütülmesi,
9) Emek alanında yaşananlara ilişkin tutum ve sözümüzü açıklamak için dönemsel olarak yayın yapılması
kararlarını almıştır. Kurultay, örgütlülük ve mücadeleyi yükseltme vurgusuyla tamamlanmıştır.
HDK Emek Meclisi