Halkların Demokratik Kongresi birleşik mücadele yürüyüşünü daha zor koşullarda ve biriktirdiği muazzam deneyimlerle sürdürmeye devam ediyor.
2011 Sonbaharında Halkların Demokratik Kongresi savaşla, tüm eşitsizliklerle, sömürüye karşı alternatif bir dünya kurma mücadelesi veren sosyalist partiler, sendikalar, kadınlar, LGBTİ+ lar, emek, ekoloji, halklar ve inanç eksenli hareketlerle birlikte 81 ilden 820 delegenin katılımıyla kuruldu. Bölgede yayılan Arap baharına Kürt baharı ile eşlik etmek, devrimci-demokratik bir ülkenin inşasına evriltmek, Neo-liberal rejime karşı çok daha geniş bir cephede mücadeleye devam etmek ve bir yeniyi inşa etmenin örgütlü hali olarak doğdu. Bugün de bu zeminin öznesi olma iddiasını büyük bir kararlılık ve inatla sürdürmeye devam ediyor.
Gezi direnişine, büyük mücadeleler sonucunda kalıcı-onurlu barışın kapısını aralayan çözüm sürecine ve 7 Haziran’da barajların yıkılışına tanıklık ettiğimiz gibi, çökertme planı ile startı verilen ve hala sürmekte olan faşizmin kurumsallaşmasına karşı birleşik mücadelenin deneyimleriyle bir eşiğe dayandığımızı da biliyoruz.
Bu eşiğe direnmenin, mücadele etmenin, yeni mevziler kazanmanın ve geleceğin toplumunu şimdiden inşa etmenin muazzam birikimi ile ulaştık. Bu eşiğe, devletten, sermayeden bağımsız üçüncü yolun kuruculuğundaki ısrarımızla dayandık. Bu yol’da yürüyüşümüzü engellemek için tarihin tanıklık ettiği en baskıcı, en acımasız yöntemleri uyguladılar, uygulamaya devam ediyorlar.
HDK toplumsal mücadelelerin ve ona eşlik eden mücadele örgütlerinin kendini aşma hamlesinin gereği olarak doğdu. Kurulduğu andan itibaren, Kürt halkının serhildan geleneğinin, ülkede ve bölgede tüm halkların kurtuluş mücadelesi ile birleşerek işçiler, kadınlar, LGBTİ+lar, kent hakkı ve ekolojik mücadele verenlerin birleşik mücadelesini stratejik ittifak derekesine taşımanın temel öznelerinden biri olarak toplumsal karşılık buldu.
Bu tarihsel yükümlülüğü taşıyanların örgütü olma hassasiyeti ile varlığını sürdürme mücadelesinin sistemin tüm kuvvetleri tarafından cezalandırılmasına, her düzeyde tecride uğratılmasına saflarımızdan eksiltmesene karşı kuruluşuna eşlik ettiğimiz üçüncü yolda yürümeye değişerek, kendimizi dönüştürerek ve değiştirme gücümüzü yeniden inşa ederek devam edeceğiz. Yalnızlığımızdan, üçüncü kutup olma iddiamızdan vazgeçmiyoruz. Bu devrimci demokratik tek yolu açmaya kararlıyız. Bu eşikten kazanımlarla çıkmak için toplumsal ittifağın her düzlemde kurulması hayati önemdedir. HDK bu kuruluşun gerçekleşmesinin önemli bir aracı olduğunun farkında olarak kendini tüm deneyimler ışığında yeniden yapılandırmayı prensip edinerek bugüne kadar geldi, bundan sonra da yolculuğunu öyle sürdürecek.
On birinci yılında, Halkların Demokratik Kongresi, bütün sömürülenlerin ve ezilenlerin dinmeyen mücadelesini ve arayışını temel almaya, kapitalizme, emek gücünün sömürüsüne, yolsuzluk ve talana, gelir dağılımındaki uçuruma, açlık ve yoksulluğa karşı, bu topraklarda yaşayan tüm halkların toplumsal ve tarihsel dokusuna aykırı olan tekçi, inkârcı, asimilasyoncu sisteme karşı, tüm halkların, kimliklerin, dillerin, kültürlerin eşit, özgür ve birlikte yaşamı savunmasının engellenmesine, patriarkanın her alanında kök salmış sistematik bir egemenlik biçimine, doğanın katledilmesine karşı mücadeleye devam ediyor.
Halkların Demokratik Kongresi olarak bugün de toplumsal dayanışma ve direnişin odağı olmak için, şimdiye kadar buluşamadığımız toplumsal güçlerle buluşmaya, özgürlük ve demokrasi mücadele dinamiklerini en geniş biçimde içermeye, halkların demokratik meclisleri inşasını sürdürerek özgürlükçü bir “yeni yaşam”ı birlikte inşa edeceğiz.
Mutlaka Kazanacağız!