Ülke sabaha Diyarbakır, Van ve Mardin belediye başkanlarının İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındığı, yerlerine kayyım atandığı ve geniş çaplı gözaltıların yapılmakta olduğu haberiyle başladı.
Bu yapılan, bir darbe girişimidir.
31 Mart'ta ve 23 Haziran'da halkın hiçbir şüpheye yer bırakmayacak berraklıkta ortaya koyduğu özgür iradesine karşı faşist bir darbe gerçekleştirilmektedir.
Bu darbe teşebbüsü, demokratik iradeye ve barışa karşı yürütülen savaş politikalarının ayrılmaz bir parçasıdır; İmralı’da yapılan görüşmelerde bir kere daha ortaya konulan barış aklına karşı savaş aklının hâkim kılınması girişimidir.
31 Mart'ın ve 23 Haziran'ın sahibi olan halklarımız kendi iradesine sahip çıkacak ve bu darbeyi geri püskürtecektir.
Burada gösterilecek her tereddüt, darbenin sonuçlarıyla karşılaşmak için sıra beklemek anlamına gelecektir. Bugün Kürt halkının iradesinin gaspına sessiz kalmak, İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Antalya ve diğer belediye başkanlarını seçen halk iradesinin de aynı tehdit ile karşı karşıya olduğunu görmemek anlamına gelir.
AKP-MHP iktidarı, faşist rejimini bu darbe ile onarmak ve tahkim etmek istemektedir. Yerel seçimlerde meşruiyetlerini kaybetmişken; şimdi bu gayrı meşruluğa darbecilik suçunu ilave etmektedirler.
Halklarımız darbeciliğin karanlığına teslim olmayacak; sokaklarda, meydanlarda ve toplumsal hayatın her alanında, darbeye karşı direnerek demokrasinin, özgürlüğün ve barışın yolunu açacaktır.
Kürdistan'da kazanmış ve Batı'da kaybettirmiştik.
Gene kaybedecekler ve gene gene gene kazanacağız!
Halkların Demokratik Kongresi
19.08.2019