8 Mart'tan Newroz'a, Newroz'dan 1 Mayıs'a "Şimdi kazanma zamanı - Dem dema serkeftinê ye" diyerek yola çıkıldı bu yıl. Newroz hazırlıkları için 10 Mart'ta Diyarbakır'da, 11 Mart'ta İstanbul'da yapılan açıklamalarda birleşik mücadele vurgusu yapıldı. 2022 yapılacak Newroz kutlamalarının özgünlüklerini, nasıl bir çalışmayla kutlamaların örgütleneceğini HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek ile konuştuk. Çiçek, Newroz'u 1 Mayıs ile birlikte ele aldıklarını ve birleşik mücadele ruhuyla örgütleyeceklerini vurguladı.
Newroz startları 10 Mart'ta Diyarbakır'da, 11 Mart İstanbul'da yapılan açıklamalarla verildi. Ve pek çok kentte ilk Newroz ateşleri yakıldı. Şimdi Kürt halkı, Türkiye halkları, işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler 19-20-21 Mart günlerinde yapılacak milyonların katılacağı Newroz kutlamalarına hazırlanıyor.
Kürdistan'da Demokratik Toplum Kongresi, Türkiye'de ise Halkların Demokratik Kongresi tarafından düzenlenecek Newroz kutlamaları, 1 Mayıs süreci ile birlikte ele alınacak. Süren işçi direnişleri, kadınların özgürlük mücadelesi ve kazanılmış haklarına sahip çıkan direngenliği, Kürt halkının özgürlük mücadelesi ve Türkiye ezilen halklarının faşizme karşı mücadelesinin birleştirileceği 2022 yılı Newroz kutlamalarının birleşik mücadelenin en örgütlü halinin yansıması olması hedefleniyor.
İstanbul'da 16-17 Mart günlerinde bildiri dağıtımlarıyla çalışmanın startı verilecek, Beyazıt, Halepçe katliamları için eylemler örgütlenecek, Farplas işçileri ziyaret edilecek, işçi havzalarında Newroz bildirileri dağıtılarak işçiler Newroz'a davet edilecek, kitlesel halk buluşmaları örgütlenecek.
2022 yılı Newroz'unu HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek ile konuştuk. Çiçek, Newroz'u 1 Mayıs ile birlikte ele aldıklarını ve birleşik mücadele ruhuyla örgütleyeceklerini vurguladı.
8 MART, NEWROZ, 1 MAYIS TÜRKİYE-KÜRDİSTAN HALKLARININ DİRENİŞ HAFIZASI
Deklarasyon açıklamasında 8 Mart'tan Newroz'a, 1 Mayıs'a devam edecek bir mücadele tarifi yaptınız. Bu yıl gerçekleştirilecek Newroz kutlamalarının önemini buradan baktığınızda nasıl tanımlıyorsunuz?
Türkiye, Ortadoğu ve tüm dünyada, kapitalizm ve ulus devletin krizli yapısı, savaşların derinleşmesine neden oluyor, halklar sömürü çarkları içerisinde köleleştirilmeye çalışılıyor. Bu durum sadece Türkiye'de değil bütün dünya ezilen kimliklerin ortak, birleşik mücadelesini zorunlu kılıyor. Bunu güncel değil tarihsel bir tespit olarak yapıyoruz. Bu tespitten yola çıkarak bu yılın Newroz'unu ve 1 Mayıs'ını birleşik, ortak mücadele ruhuyla örgütlememiz gerektiğini düşünüyoruz. 8 Mart, Newroz ve 1 Mayıs, Türkiye ve Kürdistan halklarının direniş hafızasını, bilincini temsil ediyor.
FAŞİZMİN YIKILMA, HALKLARIN KAZANMA ZAMANI
Bir seçenek, tercih değil, zorunlu olarak gördüğümüz birleşik mücadeleyi Newroz ve 1 Mayıs sürecinde "Şimdi kazanma zamanı" şiarıyla örgütleyeceğiz. Bu sadece bir miting örgütlenmesi değil, kendisini geleceğe taşıyacak bir siyasal mücadele kültürünün derinleştirilmesidir. Elbette ki yeni startını vermiyoruz, bu konuda kendimize de haksızlık yapmıyoruz. Uzun süredir Türkiye'de Kürdistan'da halklar, emekçiler, kadınlar, ekolojistler, toplumsal inançtan yana olan bütün kesimler birleşik mücadele etrafında zaten yan yanalar, kenetlendiler. Hatta son yıllarda AKP-MHP faşizmine karşı yürüttükleri demokratik, meşru, toplumsal direniş mücadelesiyle de Türkiye'de demokratik cumhuriyet umudunun ayakta kalmasını sağlayan kendisini üçüncü yol, üçüncü kutupta örgütleyen bu güçler. Newroz'dan 1 Mayıs'a sloganımızı şöyle somutlaştırmamız gerekiyor: Direndik, ayaktayız, sistemin taşlarını yerinden oynattık, şimdi Newroz ve 1 Mayıs toplumsal mücadele hamlesiyle kazanma zamanı diyoruz. Yani bundan sonraki süreç bizim için faşizmin yıkılma, kaybetme, Türkiye emekçilerinin, halklarının kazanma süreci olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Şimdi kazanma zamanı şiarıyla Newroz'u ele alma nedenlerimizden biri de bu.
EZİLEN TÜRKİYE HALKLARI NEWROZ'DA OMUZ OMUZA VERMELİ
Newroz ve 1 Mayıs sürecinde birleşik mücadeleyi daha etkin örmek için somut planlarınız nedir?
Kürt halkı bir siyasal soykırımın eşiğinde. Kürt halkının yürüttüğü özgürlük mücadelesi Türkiye'de bütün halkların demokrasi, özgürlük umudunu yeşertirken, karşı taraftan Türkiye'de rejimin bütün ideolojik ve zor aygıtlarıyla Kürt halkının kazanımlarına, örgütlü toplumsal mücadelesine saldırdığını görüyoruz. Newroz Kürt halkının faşizmin soykırımcı politikalarına geçit vermeyeceği bir gün olacak. Biz o nedenle ısrarla altını çizmek istiyoruz. Newroz kitlesi bir kültürel kitle değildir, bir direniş kitlesidir. Hakeza 1 Mayıs da öyle. Türkiye emekçilerinin, halklarının, ezilenlerinin mücadele tarihinde bir direniş günüdür. Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye'deki bütün ezilen halkların Newroz'da omuz omuza, yan yana durması gerekiyor. Kürt meselesinin çözümü Newroz alanlarında verilecek mesajdan geçecek, bunu çok iyi biliyoruz. Egemenlerin sofrasında, iktidarların aklı üzerinden ortaya çıkan çözüm reçetelerinin aslında çözümsüzlük ve kriz olduğunu, savaş dayatması olduğunu yaşadığımız deneyimle gördük. Tam da oradan hareketle diyoruz ki Newroz'da yan yana gelecek milyonlar başta Kürt meselesinin demokratik çözümü olmak üzere kadim birçok sorunumuza çözüm perspektifini, dilini ve sloganını geliştirecek. O yüzden Kürt örgütlü güçlerinin, Kürt halkının ev sahipliğinde değil bütün Türkiye ve Kürdistan halklarının ev sahipliğinde geçirilmesi gereken bir gündür Newroz.
SAVAŞ KARŞITLARI NEWROZ ALANLARINA AKMALI
Yine bir dönem okuması bağlamında ele aldığımızda emperyalist savaşlar, küresel iklim krizi gerçeği yerkürede her gün daha fazla göçmen ve mülteci kriziyle yüzleşmemize neden oluyor. Sınırlarda donarak ölümler, insanların çaresiz bir şekilde sınırlarda günlerce, aylarca kalmasının sebebi bu kapitalist, emperyalist politikalardır. O yüzden aynı Kürt halkının özgürlük mücadelesi gibi bu emperyalist savaşa karşı durabilmemiz, bunun karşısında toplumsal barışı haykırabilmemiz için savaş politikalarından muzdarip herkesin Newroz alanlarına akması, yetmez örgütlenmesinin içerisinde olması gerektiğini belirtiyoruz.
İŞÇİ SINIFI NEWROZ ALANINDA KÜRT HALKIYLA BULUŞMALI
Savaşın bütün yükü emekçilere yüklenmekte. İşçi direnişleriyle ortaya çıkan hak talepleri, patronların, sermayenin korkulu rüyası haline gelmiş. Bu uzlaşmaz bir çelişki ve her geçen gün sermayenin emeğe dönük saldırılarını görmekteyiz. Bunu savaş politikalarından bağımsız düşünmüyoruz. Kürt meselesine yaklaşımdan bağımsız düşünmüyoruz. O yüzden sorunlarımız ortak. İşçi sınıfı, emekçiler her zamankinden daha fazla Newroz çalışmalarına müdahil olmalı, Newroz mitinginde halkların özgürlük mücadelesinde yan yana gelmeli. Buradan hareketle 2022 Newroz'u ve 1 Mayıs'ı Türkiye'de bütün ezilen kimliklerin yan yana geldiği, ortak örgütlediği günler haline gelmeli.
Bu demokrasi ve özgürlük mücadelemiz açısından çok belirleyici olacak. Bulunduğumuz her yerde HDK ve bileşen örgütleri olarak ortak mücadele perspektifiyle sokakta olmak, Newroz'u ve 1 Mayıs'ı sadece bir günden ibaret olarak görmeyen, bir mücadele, toplumsal örgütlenme süreci olarak gören perspektifle, yaşamın aktığı, emeğin üretildiği, isyan ve direnişin olduğu her yerde ortak mücadele etrafında örgütlenmemizi bu perspektif üzerinden hayata geçireceğiz.
FAŞİZMİN OYUNUNU BOZDUK
Yakın zamanda bileşenlerinizle bir toplantı örgütlediniz. Bu toplantı nasıl bir amaçla örgütlendi ve nasıl bir perspektifi üretildi?
Bugüne kadar faşizme, baskı politikalarına karşı bizler ayakta kaldık. Her ne kadar siyasal, örgütsel daralmalar yaşasak da, faşizmin tüm zor ve ideolojik aygıtları üzerimizde temerküz etse de bizler tarihsel toplumsal direnişle ayakta kaldık. Faşizmin oyununu bozduk. Yeter mi yetmez diyoruz. Buradan hareketle yola çıktık. Geleceği, toplumu, ülkeyi demokratikleştirmek istiyorsak, sadece direnen hallerimizin yetmediğini bunun yanına toplumsal özgürlük perspektifinin de yerleştirilmesi gerekiyor.
SOSYALİZM, ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİYLE REJİMİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ
Tek tek direnişlerimiz çok kıymetli ama birleşik demokratik direnişimiz sadece faşizmin oyununu bozmakla kalmayacak, gelecek perspektifimiz bağlamında oyun kurucu aktör haline getirecek bizleri. Üçüncü yol, üçüncü kutup okumamızın temeli de bu. Üçüncü yol, üçüncü kutup bileşenlerinin hepsinin geliştireceği sosyalizm, özgürlük, demokrasi mücadelesiyle Türkiye'de rejimi değiştirmek zorundadır. Evet oyunu bozduk, ama bu krizli yapı içerisinde oyunu kurabiliriz de. Oyunu kurabilirsek, Türkiye'nin emekçileri, kadınları, ekolojistleri, Kürt halkı, Aleviler, inanç toplulukları olarak cumhuriyetin dışladığı bütün ötekilerin, ezilen kimliklerin demokratik cumhuriyetini birlikte inşa edebiliriz. Bu aynı zamanda yeni bir demokratik toplumsal hamle süreci bizler açısından.
FAŞİZMİN SALDIRILARINA KARŞI SALDIRI HAMLESİYLE YANIT VERECEĞİZ
Faşizm saldırıları karşısında savunmaya geçmek yok, faşizmin saldırılarına karşı bir karşı saldırıyla cevap vermenin zamanıdır. Direnişin yanına toplumsal inşayı, demokratik inşayı koymanın zamanıdır. Buradan hareketle bileşen örgütlerimizle toplantılarımızı yaptık, kararlarımızı aldık, bu konuda çok umutvarız, tartışmalarımız çok kıymetli. Kendimizi tekrar etmeyen kimi planlamaları da hayata geçirmeye çalışıyoruz. İnanıyoruz ve biliyoruz ki tarihsel mücadele bilincimizden, cesaretimizden ve deneyimlerimizden aldığımız derslerle yeni dönemi Türkiye halklarının ve emekçilerinin hak ettiği bir demokratik toplumsal dönüşüme hizmet edecek örgütsel mücadeleyle içeriklendireceğiz.
FAŞİZME KARŞI ŞİMDİ KAZANMA ZAMANI
Son olarak ne söylemek istersin?
Başta İstanbul ve Amed Newroz'u olmak üzere faşizme karşı şimdi kazanma zamanı diyoruz. AKP-MHP rejimi bizlerin mücadelesiyle şu an sallantıda, krizli halde. Bizler son darbemizi, faşizmi yıkma darbesini Newroz ve 1 Mayıs süreciyle vereceğimize inanıyoruz. O yüzden İstanbul ve Amed Newroz'u başta olmak üzere milyonlarca insanın bir araya geleceği, demokrasi ve özgürlük türkülerini birlikte söyleyeceği, sloganlarını birlikte haykıracağı, adeta demirci Kawa'nın ateşinde birlikte ısınacağı bir gün olmasını diliyoruz. Newroz'dan 1 Mayıs'a şimdi kazanma zamanı diyoruz.
Via/ETHA