Erk şiddetinin iktidarın kadın düşmanı politikalarıyla normalleştirildiği, kadın cinayetlerinin “namus cinayeti”, “ailenin birlik ve bütünlüğünün korunması” adı altında tüm erk şiddet biçimlerini meşrulaştırıldığı, kadınlara ömür boyu mutsuzluğun, baskının, şiddetin, köleliğin dayatıldığı erkek şiddetini teşhir ediyoruz!
Emine Bulut, 10 yaşındaki kızının ve onlarca insanın gözü önünde vahşice öldürüldü. Son sözleri “Ölmek istemiyorum” oldu. Artık hepimiz, bu cinayetin tanığıyız.
Emine Bulut’un katili, Fedai Baran’dır.
Emine Bulut’un katili, kadın cinayetlerine iyi hal indirimi uygulayanlardır.
Emine Bulut’un katili, kadın cinayetlerini teşvik eden, iktidarın kadın düşmanı politikalarıdır.
Emine Bulut’un katili, kadın cinayetlerine sessiz kalanlardır.
Emine Bulut’un katili, nafaka hakkını gasp etmeye çalışanlar, sigorta hakkını evlilik şartına bağlayanlardır.
Emine Bulut’un katili, cinayete yönelik yoğun tepki gösterilen böyle bir günde, metrobüste genç bir kadına tacizi onlarca delille sabit olmasına rağmen tacizcinin tutukluluk halini kaldıranlardır.
Son 15 yılımız, kadın kazanımlarına dönük saldırılarla mücadele içinde geçti. İktidarın ve maşalarının ilk işi kadın mücadele alanlarını baltalamaktan geçiyor. AKP-MHP blokunun tüm icraatı, kadın cinayetlerine yönelik verilen araştırma önergelerini reddetmek oldu.
2016 yılında kayyım atanan belediyelerde, iktidarın hayata geçirdiği ilk uygulaması 50’nin üstünde kadın kurumunun; belediye kadın dayanışma merkezlerinin, sığınakların, derneklerin, kreşlerin, kliniklerin, kız öğrenci yurtlarının kapatılması olmuştu. İktidar, kadınların tüm yaşam alanlarını, faşizan kadın düşmanı politikalarıyla gasp ederek kadın mücadelesini ve kadın kazanımlarını yok etmek istemektedir.
19 Ağustos’ta Amed, Van ve Mardin belediyelerine kayyım atayanların ilk hedefi, bir kadın kazanımı olan eşbaşkanlık statüsü oldu. Bu gaspı protesto etmek isteyenlere yönelik yapılan sert saldırıların sebebini biliyoruz. HDK Eşsözcüsü Gülistan Koçyiğit ve HDP’li tüm kadın milletvekillerinin neden saldırdıklarını biliyoruz. Halkın verdiği oylarla seçilmiş belediye eşbaşkanlarının hukuksuz bir şekilde görevden alınması ve beraberinde yüzlerce insanın gözaltına alınmasının sebebini biliyoruz. Van’a kayyım olarak tecavüzcü ENSAR Vakfı üyesinin hangi saikle atandığını biliyoruz. Mardin’de bir önceki kayyım tarafından atanmış belediye görevlilerinin işe alımlar sırasında kadınları taciz ettiğini biliyoruz.
Kadınların mücadele ile elde ettiği kazanımları yok ederek , yerine kadına yönelik şiddetin, taciz ve tecavüzlerin meşrulaştırıldığı, normalleştirildiği kapitalist patriyarkayı inşa etmektir. Kadın mücadelesine ve kazanımlarına doğrudan saldırı olan kayyum düzenini tanımıyoruz. Kadınların yaşamlarını ve haklarını gasp etmeye çalışan iktidar politikalarını teşhir ediyoruz! Cinsiyetçi erkek egemen düzenini teşhir ediyoruz!
Benim iradem, benim bedenim, benim kimliğim!
Bir barış annesinin kayyım protestolarında söylediği gibi “Bizi yok sayanı, biz de hiçe sayarız.”
HDK Kadın Meclisi
23 Ağustos 2019