1971 devrimci hareketin önderlerinden Deniz Gezmiş,
Hüseyin İnan, Yusuf Aslan 45 yıl önce 6 Mayıs 1972'de idam edildiler. 12 Mart
askeri darbecileri bugünkü darbeciler gibi yasaları ve evrensel hukuk
kurallarını hiçe sayarak askeri mahkeme kararıyla Üç Fidan'ı darağacına
gönderdiler.
Aradan 45 yıl geçmesine karşın gençliğin ve ezilen
halklarımızın yüreğinde ve bilincinde yaşamaya devam ediyorlar. Her 6 Mayıs’ta darbeci
generaller ve idam kararı verenler lanetle anılıyorlar. O gün Denizlerin idamı
için el kaldıranlar, devrimci harekete karşı düşmanca birleşenler bugün Kürt
halkına karşı aynı hasmane tutumlarını sürdürüyorlar. Denizlerin idamı 12 Mart
koşulları altında gelişen devrimci hareketi ezmek ve iradesini kırarak teslim
alma amaçlıydı. Tıpkı bugünkü gibi başta Kürt halkı olmak üzere ezilenlerin
mücadelesini ezmek, gözdağı vermek ve intikam için idam sehpasına gönderdiler.
Denizler her 6 Mayıs'ta yeniden doğuyorlar. Doğanın
her uyanışı, her Hıdırellez, Türkiye halklarının hafızasında bu yiğit
devrimcilerin anısını yeniden ve yeniden diriltiyor.
Denizler, 68'in devrimci dalgasına katılan on
binlerce gencin baskıya, sömürüye, yoksulluğa, adaletsizliğe karşı
mücadelesinin başında yürüdüler. İşçi hareketinin, köylülerin toprak ve
özgürlük eylemlerinin içinden çıkarak özgürlük ve toplumsal kurtuluş
hareketinin evrensel diliyle konuştular. İdam sehpasına giderken de son sözleri
sadece bir inancın dile getirilmesinden ibaret değildir. Son sözleri aynı
zamanda halk sevgisinin gerçek bir
eseriydi. Onlar, Kürt ve Türk
halklarının kardeşçe, eşit koşullarda birlikte yaşama iradesinin ve halkların
kardeşliğinin de sembolleri oldular. İdam sehpasına giderken bu düşüncelerini
yüksek sesle dile getirmiş olmaları Zap'ta kurdukları halkların kardeşliği
köprüsünü son nefesine kadar canlı, somut bir gerçeklik olarak geleceğe
bıraktılar.
Denizler‘in dar ulusal kalıplara sığmayan atılımı
onları sonraki kuşaklara, yalnızca batının devrimci hareketlerine değil,
Kürdistan’ın özgürlükçü gençliğine de bağlıyor. Onlar, aramızdan ayrıldıkları
günden beri yalnızca bir siyasi tutumun değil aynı zamanda bir ahlaki tavrın da
örneği olarak binlerce gence yol göstermeye devam ediyor. Özgürlüğe giden bir
yol arayan herkes 45 yıl sonra da Deniz’in haykırışına kulak kabartmayı, Yusuf
ve Hüseyin’in ayak izlerini takip etmeyi sürdürüyor.
Halkların Demokratik Kongresi, 1968’in devrimci
gençlik hareketini de, 1971 devrimci hareketini de kendisini izleyen bütün
devrimci, özgürlükçü hareketlerin esin kaynağı ve ortak mirası olarak
benimsiyor ve sahipleniyor.
Halkların Demokratik Kongresi, Denizler‘in çağrısını,
Ege kıyılarından Kürdistan’a, büyük
kentlerin varoşlarından Anadolu’nun talan edilen kırlarına, okullara, fabrikalara,
halklarımızın mücadelesinin nefes aldığı her yere taşımaya kararlıdır.
Denizler, bu topraklarda zulüm, baskı, sömürü,
yoksulluk devam ettikçe halklarımızın bağrında yeniden ve yeniden her zaman
haklı, her zaman canlı ve her zaman genç kalmaya devam edecektir.