Demokratik Toplum, Demokratik Cumhuriyet İçin HDK’yi Savunacağız!

18.06.2022

Eş Sözcülerimiz Esengül Demir, Cengiz Çiçek, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve HDK bileşen temsilcileri ile birlikte Kongremize yönelik saldırılara ilişkin Demokratik Toplum, Demokratik Cumhuriyet İçin HDK’yi Savunacağız! şiarıyla basın toplantısı düzenledik.

Hukuku konuşmak mümkün değil

Avukat Serhat Çakmak:

Yine bir şafak operasyonuyla HDK’li, HDP’li ve sivil toplum kuruluşu çalışanı gözaltına alındı. Biz bunu medyanın haberleriyle duyduk. Gizlilik kararı olmasına rağmen çarşaf çarşaf dosya yayınlandı. Bugün hukuk konuşmak isterdik ama maalesef bundan bile bahsedecek durumda değiliz. Çünkü dosyada hiçbir delil mevcut değil. Bu dosyanın hukuki delillendirme açısından dikkate alınmadığını gösteriyor. Hukuku konuşmak isterdik ama olmayan bir şeyi konuşmak mümkün değil. Ceza yargılaması açısından ispat hukuku yer değiştirmiş. Kolluk dosyada bir değerlendirme yapmış bunu her zaman yapabilir ama savcılar hakimler mahkemeler buna uymak zorunda değil. Kolluğun hazırladığı bütün değerlendirmeler sanki bir mahkeme kararı gibi kabul görmüş gibi. O yüzden ispat hukuku yer değiştirmiş diyoruz.

Emniyette gözaltına alınanların Kürtçe bilip bilmedikleri soruldu

HDK burada bir yerde konumlandırılmış. Hakim dosyadan bir haber bir şekilde 30’a yakın arkadaşımızın tutuklanmasına karar verdi bu bir garabettir. Emniyette tüm şüphelilere Kürtçe bilip bilmedikleri soruldu. Bu bir hukuki süreç değil insanların fikirlerine kimliklerine yönelik bir davranış olarak görüyoruz. Örgütlenme hakkını yargılamak temel gayeleri oldu.

HDK operasyonu toplumun farklı kesimlerine ve ezilenlere yönelik bir tasfiye operasyonudur.

Eş Sözcümüz Cengiz Çiçek de şunları söyledi: 

3 Haziran sabahında HDK’nin Trakya bölgesine bir kumpas operasyonu düzenlendi. Bunun adını özellikle kuruyoruz. Son yıllarda AKP MHP rejimi tek adam diktatörlüğünü ayakta tutmak ve bu ülkeyi karanlığa boğmak için her yol ve yöntemi deneyen bir kumpas rejimi haline geldi, bir talan rejimi haline geldi. Bir gasp rejimi haline geldi bir yalan rejimi haline geldi. Aslında 3 Haziran günü yapılan operasyonu biz hem siyasi soykırım operasyonu olarak değerlendiriyoruz hem de bu topraklarda demokratik toplum mücadelesi yürüten Demokratik Cumhuriyet mücadelesi yürüten haklara, farklı ve ezilen kimliklere dönük bir tasfiye operasyonu olarak değerlendiriyoruz.

Çünkü şunu net ifade etmek gerekir ki bizlerden ciddi anlamda korkuyorlar. Korktukları için bu karanlığı daha fazla büyütmeye çalışıyorlar ama unuttukları bir şey var. Bu karanlığı yırtıp atacak halkların demokratik iradesi var. HDK’yi nasıl tanımlarsınız diye sorduklarında biz ezilen kimliklerin tarihsel ittifakı olarak tanımlarız iktidarın elinde olan bir terbiye aracı ve sopa olarak kullanılan yargı ise silahlı örgüt olarak tanımlıyor. Biz bu tanımlarla yeni karşılaşmıyoruz. KCK operasyonlarında da gördük dönemin cemaat mensubu yargı mensupları KCK operasyonlarında bu ülkede demokrasi ve özgürlük mücadelesi yürüten herkesi terör cenderesine aldı ve tasfiye etmeye çalıştı. Ama devran döndü bugün onlara da hukuk ve demokrasi lazım. Döngü değişmiyor hedefte olan bu ülkenin devrimcileri demokratları emekçileri ve kadınları. Biz buradan sizler aracılığıyla

Siz üniversitelere saldıranlar biz direnenleriz siz milyonluk ihaleler alan gazeteciler biz tutuklanan gazetecileriz

HDK Nedir’i kendimizle tanımlayalım.

Siz kimsiniz biz kimiz. Siz kimsiniz, siz dün Beyazıt’ta üniversite öğrencilerinin yapmak istediği pikniğe hücum eden linç gruplarısınız. Biz ise Üniversitede Boğaziçi’nde direnenleriz. Siz İstanbul’a ihanet edenlersiniz Bizler ise bu ihanetin sonucunda rantsal dönüşüm mağdur ettiği kesimleriz. Siz otellerde şatafat içinde yaşayan karşılığında milyonluk ihaleler alan sözde gazetecilersiniz, biz ise Amed’te tutuklanan gazetecileriz. Peki siz kimsiniz? Kazdağları’nda yeşili talan eden Cengiz Holding’siniz biz ise Kazdağları eteklerinde çadır kuran Koray Türkay’larız, Siz Soma’da işçiyi tekmeleyenlersiniz biz ise ölen madencileriz.

Siz kimsiniz? Siyasi menfaatleriniz, özel savaş örgütlenmeniz için çeteleri hapishanelerden salıverenlersiniz. Biz ise faşistlerin gözünün içine çakmak çakmak bakan Sebahat Tuncel’leriz. siz kimsiniz biliyor musunuz? Siz Madımak’ta oteli yakanlar için ‘otelin etrafını saranlara zarar gelmedi’ diyenlersiniz. Biz ise Madımak’ta yanan halk ozanı Hasret Gültekin’iz. Siz kimsiniz biliyor musunuz? Siz yurttaşların tepesine savaş uçaklarıyla bombalar yağdıranlarsınız. Biz ise Roboski’deki Kürdüz. Siz kimsiniz soruyoruz. Siz İmralı’da hukuku askıya alan, en temel yasal hakları bile askıya alan ve Kadıköy’de yaptığı eylemle sizi yasallığa, en temel yasal haklara davet eden işkenceyle gözaltına alınan Roni Gören’iz. Siz halkın vekiline karşı küfür eden, hakaret edenlersiniz biz ise halkın vekili Saliha Aydeniz’iz.

Halkın meclislerinden örgütlü halk gerçeğinden korkun, biz umudu cesareti büyüteceğiz

Biz kimiz? Siz Meclis dediğinizde sadece TBMM anlarsınız. O Meclis’i yere göğe sığdıramazsın ama o meclisi bugün halktan kopuk kendi istediğiniz yasaları siyaseti yönetebileceğiniz bir zemin haline getiriyorsunuz. Ama onun karşısında halkın meclisi yapmaya çalışan HDP’yiz biz.  Dahası var. Bu ülkede biz Demokratik Cumhuriyetin örgütlü toplumun gerçekleşmesi için programına komünleri meclisleri almış, demokratik toplum gerçekliğinden örgütlü halk gerçekliğinden hareket eden kalıcı demokratik dönüşümün ancak halk meclisleri eliyle mümkün olabileceğini, halkın kendi kaderini eline almadığı sürece mevcut rejimin demokrasiden yoksun bir rejim olduğunu söyleyenleriz. O yüzden korkunuz. Halkın meclislerinden korkunuz. Örgütlü halk gerçekliğinden korkunuz. Bu korkuyu büyütün. Ama biz de karşısında cesareti ve umudu büyüteceğiz. Bir şey daha var. Biz kimiz. Urfa’da Şenyaşar ailesiyiz. İzmir’de Deniz Poyraz’ız. Biz Gezi’de Ali İsmail’iz. Newroz’da Zeynel Durmuş, Bir Mayıs’ta Hasan Albayrağ’ız. Evet siz karanlıksınız, biz aydınlığız. Siz bize köleliği Türkiye halklarına, ezilenlerine, emekçilerine köleliği dayatanlarsınız biz ise özgürlük için mücadele yürütenleriz. Bunun içi baş eğmeyenleriz.

Son sözümüz, inanarak süzüyoruz siz çok kötüsünüz ve kaybedeceksiniz. Biz ise haklıyız ve mutlaka kazanacağız.

Basın toplantımız bileşen temsilcilerin söz kurmasından sonra sona erdi.

18 Haziran 2022